86697 entry daha
  • istanbul teknik üniversitesi'ni kazanmak ve endüstriyel tasarım okumak istiyorum. öyle iki günlük bir heves gibi de değil, delicesine istiyorum bunu. bazen yapamayacakmışım gibi geliyor, çalışsam da olmayacakmış gibi, beceremeyecekmişim gibi hissediyorum. önümde önce 8, ardından 11 ay süre var. ilki ygs, ikincisi lys için. umarım bir gün bu entry'i güncellemeye geldiğimde yüzüm gülüyor olur ve başardığımı haber veriyor olurum.

    09.08.2017 13.45
    ders çalışma konusunda biraz daha ciddileşmeye, çalışma süremi uzatmaya çalışıyorum.

    29.08.2017 00.20
    ders çalışma süresi uzatma konusunu hallettim sayılır, yeterli seviyeye gelmemiş de olsa eskisinden daha düzenli ve daha uzun çalışıyorum, daha çok soru görüyor ve çözüyorum. yakın bir arkadaşımın etkisiyle 'güneşi selamla' etkinliğine katılmaya karar verdim. ikimiz de 23:30 ve - 05:00 arası uyku düzenini oturtmaya çalışacağız. öncekine oranla daha umutluyum, çalıştıkça daha çok inanıyorum, eskisi kadar negatif düşünmeyi ya da alternatifler peşinde koşmayı bıraktım. erken uyanmak, az uyumak, bayılarak sürdürdüğün kitap ya da dergi okumayı bile bırakma eşiğine gelmek kolay değil lakin geçenlerde şöyle bir sözle karşılaştım ''pain create the price.''

    sadece bir yıl, başaracağım.

    15.10.2017 22.50
    08.30-18.50 arası okul ve dershaneyle geçiyor, her hafta iki deneme sınavına giriyorum. güneşi selamlama olayı hikaye oldu, alıştığım düzenden devam etmeye karar verdim. üç dört saat kadar evde çalışıyorum, ne derece verimli emin değilim. olacak mı yine bilmiyorum. sınav sistemi değişti, dört yıldır gördüğüm bütün fen derslerini 40 soruluk aptal bir teste sıkıştıracaklar. nedir, ne değildir, ne yapılmalı gerçekten bilmiyorum. tek istediğim şu süreç bittiğinde, kendimi hayal ettiğim yerde bulmak. hala çalışıyorum, kitap okumak lüks haline geldi. ders çalışmak dışında yaptığım şeyler suçluluk hissi bırakmaya başladı. tıpkı kitap okumak gibi uyku da bir lüks adeta.

    26.11.2017 21.18
    okul dergisi çıkarmaya başladık, on ikinci sınıf oluşumuzu bir parça bile umursamadan. verdiğim en mantıklı karardı bu dergi olayına dahil olmak, tasarımından her bir cümlesine dek her yerinde görüyorum emeğimi, arkadaşlarımın emeğini. sınav kısmını biraz boş vermiş gibiyim bu sıralar, zamanla yoluna koyacağım. en azından birkaç gün içinde.

    27.12.2017 01.22
    sıkıldım, gerçekten. yaşadığım hayattan, belli bir rutin içinde yaşamak zorunda kalmaktan, her şeyden sıkıldım. ani depresyonlar geliyor kimi zaman, birkaç saniyeliğine korkunç şeyler düşünüp anında toparlanıyorum, sonra bu tekrar oluyor; tekrar, tekrar... kazanırsam ne olacak ve kazanamazsam ne yapacağım ikilemleri yüzünden kendimi mahvettiğimi hissedebiliyorum.

    24.02.2018 19.17
    tübitak projem bölge seçimini geçti, uzun zamandır aldığım en güzel haber olmalı.

    17.04.2018 19.27
    kendimi aptal, tembel ve mızmız biri olmadığıma ikna etmeye çalışıyorum. gerçekten; kitap okumaya, yemek yapmaya, dikiş dikmeye, çizim yapmaya bayılan bir insanım, yürümeye bayılıyorum, enstrümanım için çalışma fırsatım olan anlarımı çok seviyorum ve tüm bunların içinden tembel olmadığımı kendime kanıtlayabileceğim kırıntılar ayıklıyorum.

    öncesinde üç olan, bu hafta sayısı beşe çıkan deneme sürülerine girmeye devam ediyorum, kağıda attığım tiklerin ve çarpıların karakterimi yansıtmadığına inanmaya çalışıyorum. tabii ki mantığım değerimi belirleyen şeylerin o doğru ya da yanlış sayıları olmadığının farkında lakin içinde bulunduğum tempoda bunu özümsemek pek de kolay olmuyor. deneme sonrasında meraklı bakışlarla netlerini soran ve onu geçip geçmediğini merak eden arkadaşlarına verecek güzel bir cevabın olmalı, en azından etrafımda bulunan -öğretmen, öğrenci, arkadaş, akraba ve her kim varsa- insanlar bunu savunuyor.

    05.07.2018 00.00
    üniversite sınavına girdim ve çıktım, kendimi sınav üzerinden değerlendirmek istemiyorum daha fazla. sadece sınavın geçmiş olmasının mutluluğuyla; iletişim, bilgisayar destekli üç boyutlu çizim, karakalem gibi kurslara başladım. test kitaplarımı kaldırıp attım odamdan, yerlerine hasret kaldığım okuma kitaplarımı yerleştirdim ve onlara gömüldüm yeniden. aylardır dolap üzerinde tozlanmakta olan puzzle'ımı çıkarttım ve onu tamamlamak adına çalışmaya başladım. gündem üzerine yazılar okuyorum, iş hayatıyla ilgili sohbetler dinliyorum, farklı müzik tarzlarını keşfediyorum, hayatıma yeni bir müzik aleti katmalı mıyım diye araştırıyorum, odamı topluyorum, çiçeklerimi suluyorum, onlarla konuşuyorum. tüm bu yazdıklarımın tamamını boş versek dahi, her hafta girdiğim deneme sınavları ve bana dayatılan eğitim sisteminin iğrenç ayrıntıları rüyalarıma girmiyor. uykusuz ve lanet ederek kalkmıyorum yatağımdan. çözemediğim fizik soruları ve bana hesap sorulan netler aptal olduğumu iddia edercesine bağırmıyor, beynimi pratikte hiçbir anlamı olmayan bilgilerle zehirlemiyorum.

    "okulun eğitim hayatımı aksatmasına izin asla vermedim." diyordu birileri, bugün dinlediğim radyo yayınında. keşke, keşke ben de vermemiş olsaydım. bu rezil müfredat genç neslin düşünme yeteneğini baltalıyor.

    13.12.2018 10.03
    hazırlık sınıfından muaf olarak 'endüstri mühendisliği' (ingilizce) 1. sınıf öğrencisiyim artık. ayrıntılar için editleyeceğim. (evet, tercih etmeyi düşündüğüm bölümü kişisel sebepler dolayısıyla değiştirdim.)

    05.01.19 12.51
    bölümüme duyduğum saygı, bilime ve çalışmaya olan ilgim gittikçe artıyor, katlanarak artıyor hem de. hala sistemin birçok noktasındaki çürüğü ve pisliği görebiliyorum elbet ve hala yüzlerce sorunumuz var lakin lisede ve o sınav döneminde olduğu kadar boğulmuyorum içinde. ilgi duyduğum şeylere zaman ayırabiliyorum, çalıştığım şeylerin de gerçekten işime yarayacağını düşündüğüm için çalıştığım şeyler olmasına özen gösteriyorum.

    13.01.19 01.05
    üniversite hayatımın ilk döneminin de geçmiş olmasıyla bakış açım daha da genişledi tekrardan. büyüdüm belki de, daha sağlıklı ve düzenli düşünür oldum. hayatta işe yarayıp yaramıyor olmam, imkanlarımı ne ölçüde kullandığım daha da bir dikkatimi çeker oldu. alttan alma ihtimalim olduğunu düşündüğüm bir dersimin oluşu dışında hiçbir sıkıntı yok. okulda girişimcilik alanında bir yarışma düzenlemek için aylardır devam ettirmekte olduğumuz hazırlığın son aşamalarıyla ilgileniyorum hala, iş hayatının parlak isimlerinden birçok konuğumuz olacak. onlara ve kalan herkese kaliteli bir etkinlik süreci sunduktan sonra daha da rahatlayacak içim.

    27.01.19 22.12
    alttan alınacak dersim yok, geçtim. etkinlikle hala ilgileniyoruz.

    30.04.19 02.35
    etkinlik geçeli aylar oldu, ben hala edit yapmamışım. okulumuzun o güne dek görülen en kaliteli etkinliği olduğuna dair onlarca övgü duyarak kapattık süreci, ayrıntıları anlatmak için geri döneceğim.

    19.06.19 12.50
    birinci yılımı dördü büyük üçü küçük çaplı olan ve biri hariç her birinin organizasyonunda aktif olarak büyük sorumluluklar aldığım yedi etkinlik ile kapattım. aslında şu an geriye dönüp baktığımda bu süre daha verimli geçirilebilirdi diyorum lakin tecrübesizlik göz önüne alındığında gayet başarılı bir rakam, bu etkinliklerle beraber oluşturduğum network ve edindiğim arkadaşlar da cabası.

    kesinlikle hayatım boyunca en çok şey öğrendiğim dönem oldu. hayata dair, arkadaşlıklara dair, organizasyonlar ve ekip yönetimine dair, iş hayatına dair... aslında yaşamak buymuş, lisedeyken öğrencilerin gencecik beyinlerinin zehirlendiğini düşünürdüm. ne kadar haklı bir düşünce olduğunu bu yıl öğrendim, yaşayarak. kelimenin tam anlamıyla yaşayarak hata yaparak doğrusunu bulup düzelterek öğrendim. ezberlemem gereken onlarca bilgiyi reddettim ve öğrenmeye alıştırdım kendimi çünkü sistem buna izin veriyor. hata yapmana da izin veriyor düzeltmene de. bu demek değildir ki türkiye'deki üniversite eğitimini beğeniyorum. aksine konuşmaya başlasak yüzlerce hata sayabilirim size. sadece şunu söylemek istiyorum, yeterince çabaladığımız takdirde ihtiyacımız olan şeylere ulaşmak için fırsat var. oradan bakınca eğitim hayatı da sosyal hayatı da inanılmaz parlak ve başarılı bir öğrenci profili çiziliyor gibi lakin değil. bu süreç içinde eğitim kısmını biraz boşladım ve birkaç dersimi bıraktım. işte bu yüzden hata yaparak öğrenmek güzel diyorum ya zaten, önümüzdeki süreçte ve almayı tercih ettiğim yaz okulunda severek ve isteyerek çalışmayı öğrenmeme sebep olan bu hata olumlu bir dönüşü beraberinde getirecek. ne zaman geriye dönüp baksam beni gülümseteceğini düşündüğüm bir yıl oldu.

    nereden duyduğumu hatırlayamadığım o tatlı ve aslında pek çok şey anlatan sözü şuraya bırakayım:

    "hayat size bir şey vermez, gidip kendiniz almak zorundasınızdır."

    03.07.19 17.34
    pazarlama ve reklamcılık üzerine çok kapsamlı olduğu düşündüğüm ve uzun uzun atölye saatleri olan bir kurs için mülakata girmiştim, birkaç gün evvel de kabul edildiğimi öğrendim. gidelim bakalım, çok eğlenceli ve verimli olacak gibi görünüyor . henüz tam kestirmesem de kulüp işlerinde ve gelecekte kaymayı planladığım alanlarda işime yarayacağını hissediyorum.

    17.07.19 15.04
    mezuna kalmış arkadaşlarımın sonuçlarını öğrendim. sınava bu yıl ilk defa giren arkadaşlarımın sonuçlarını öğrendim. bir defa daha anladım ki bu sistem çürük kazıklar üzerine oturtulmuş dev ve dehşet verici bir yapıdan ibaret, enkazın altında kimler kalacak merakla bekliyoruz.

    sonuçların arasında güzel sıralamalar da var elbet ama gençliğinden koskoca iki yılını verdiği halde hayal ettiği yerin yakınından dahi geçemeyenler de var. objektif biriyimdir, çalışmasalardı ve netleri sınav öncesi kötü olsaydı üzülmezdim bu kadar. sabahın altısında kalkıp çalışan, efsane deneme netleri olan arkadaşlarımın geldiği yerleri gördükçe içim buruluyor yeniden. sırf sınava stres içinde ve hasta girdiği için böyle bir bedel ödüyor olması pek de adil görünmüyor bana.

    02.08.19 10.51 pm
    yaz okulu aldığım calculus 2 vizesi, dönem içinde ff iken yaz okulunda bb gelmiş bulunmakta! akademik manada sancılı geçen koca bir yılın ardından ilaç gibi geldi, dönem içinde yersiz stres yaptığımı fark ettim, biraz dersleri boşlamış olmanın da etkisi vardı tabii ama hala pişman değilim.

    üniversiteli oluşumun ilk 11-12 ayını güzel kapattım sanki. harika arkadaşlar edindim, gerçekten beni her yönüyle memnun eden tecrübeler yaşadım. beni çok büyüttüğüne ve olgunlaştırdığına inandığım ve bir kız çocuğundan yetişkin bir kadın olmaya iten şeyleri öğrendim, yaşadım, yaşıyorum. kendi ayaklarının üzerinde durmak çok farklı bir şeymiş, hayatta yalnız olmayı öğrenmek de öyle. birilerini ya da bir şeyleri kaybederken kazanırken isterken severken ailenin kanatları ve güveni ile kuşatılmış değil de hata yapıp düşmeye açık olmak gerçekten çok farklı, düştükten sonra aldığın yaraları tedavi etmek de.

    bu yıl hayatıma giren onca harika şeye karşın çok çok değer verdiğim ve benliğimden parça olan iki insan ile yollarımızı ayırdık. hala da benliğimden birer parçalardır, ikisinden de yüzlerce şey öğrendim. onlarla büyüdüm, onları büyüttüm. beraber öğrendik, yaşadık, düşündük, sevdik, dinledik. yollarımızın ayrılmasına dair en sevdiğim nokta; hala aklıma geldiklerinde gülümseyebiliyorum, onlara minnet duyuyorum. iyi ki hayatıma girmişler ve iyi ki böylece onurlandırmışlar beni.

    18.08.19 5.20 pm
    doğduğum ve liseyi okuduğum şehre dönmüştüm bayram için, bugün 4 yıl boyunca neredeyse her okul günü yürüdüğüm o yolu yürüdüm. aklım çok karışık, iki gün sonra finalim var ve ben hala hazır hissetmiyorum. stres içime dolduğu zaman mantıklı düşünmemi de engelliyor motivasyonumu korumamı da. tamamen umutsuzluk ve stres içinde çalışmak istemiyorum.

    koca dört yılı o anki zihniyetimin üstünde başarılarla bitirdim. kendime bir şeyler katmak için çabaladım o zamanlarda. çok ders çalışan bir öğrenci değildim evet ama hiçbir zaman ezberleyen bir öğrenci de olmadım. gel gör ki o zamanki hevesimi bulamıyorum şimdi. yapmak için her şey elimin altında ama ben hala verimli çalışıyor değilim, hiçbir şey için.

    kendimi hesaba çektim bugün, ufak bir aydınlanma yaşadım.
    elimdeki imkanları kullanmıyorum.
    insanların ulaşmak için bir şeyler feda etmek zorunda kaldığı onlarc şeye sadece elimi uzattığımda dokunabildiğim halde kullanmıyorum onları.
    yanlış, kesinlikle yanlış,
    düzeltmek ise benim görevim.

    20.08.19 1.06 am
    9 saat 14 dakika sonra calculus 2 finalim var. yaz okulunu alabilmem için ailemin 1500-1600 lira civarında para harcadığı, benimse geçebileceğimden dahi emin olmayarak gecenin bu saatinde kıvrandığım sınavım.

    30.08.19 12.54 am
    bb'yle geçtim!

    4.10.19 00.09 am
    dostlukların ehemmiyeti süzüldü ruhuma.
    bunca zamandır farkında değilmişim başarı, hırs, heves derken kendimi ne denli yıprattığımın.
    mutluluk, şimdilerde sadece bunu arıyorum.

    8.10.12. 11.24 pm
    mükemmel yahut mükemmele yakın olmadığını düşündüğüm tüm teknik eğitim, organizasyon ve benzeri ekiplerde adımın geçmemesi için çabalıyorum zira bu dahi bir leke gibi geliyor.

    bazen aklımdaki mükemmeliyetçilik arzusu yüzünden ekibimi de kendimi de yıpratıyor muyum diye sorgulasam da bu dönemde organizasyonlardan ve direkt fayda vermeyen birçok şeyden uzak dursam daha iyi.

    6.11.19 2.24 pm
    sekiz buçuk yılın ardından, artık başörtüsü takmıyorum.

    10.11.19 10.43pm
    başörtüsü takmadığımı öğrenen annem birkaç günün ardından hevesle attığım bir mesaja çok üzgün ve bitkin olduğunu söyleyen bir mesaj ile karşılık verdi. "tefekkürsüzlük tavrı doğurur." imiş ona göre, tekrar öğrenmiş oldum. içim huzursuz.

    vizelerime bir hafta var, odaklanabiliyor olmam gerek.

    25.01.20 11.37 pm
    tüm sınavlarım açıklandı, özellikle bıraktığım bir ders dışında hepsinden geçmişim. eğitim sisteminin boktanlığı ve hocaların adaletsizliği kısmına girmeyeceğim lakin kuralına göre oynamayı kesinlikle çok iyi öğrendim.

    ikinci dönem çok daha farklı olacak.

    16.02.2020 2.00 pm
    döneme enerjik başladık! işbirliği yaptığımız harika bir kurum ile oldukça verimli ve kaliteli geçecek bir kariyer günleri organizasyonunun son rötuşlarıyla uğraşıyoruz. bilmediğim programları kullanmayı öğreniyorum, denemediğim işleri deniyorum bu sayede.

    severek takip ettiğim biri "güç nedir?" sorusuna "kazanmaktır." diye cevap verdi. kazanmadığınız sürece ne kadar güçlü olduğunuz, kullanmadığınız sürece potansiyeliniz ve zekanız hiçbir işe yaramaz. birkaç ay evvel yukarıya bir yerlere yazmış olduğum "hayat size bir şey vermez, gidip kendiniz almak zorundasınızdır." sözündeki 'bir şey'i, 'istedikleriniz' olarak değiştirmek gerektiğine kanaat getirdim. saygın, başarılı ve değeri bilinen biri olmayı hak etmek ve böyle biri olmak arasındaki fark bu sanıyorum ki.

    02.03.20 8.25 pm
    bir yandan okuyup bir yandan çalışanlar sürüsüne katıldım.

    03.03.20 10.59 am
    hikayenin başlangıcı iki hafta kadar önce bölüm başkan yardımcımızın grafik tasarımcı aradığını öğrendiğim güne dayanıyor. tasarımını yaptığım kartları çok beğenmesinin ardından gelişti her şey.

    bizzat kendisi tarafından, türkiye'nin en iyi firmalarından birinde stajım ayarlandı, üstelik ben kendisinden ricada bile bulunmamışken!

    bu haberi alalı yaklaşık dört beş gün oluyor. dün bir şeyler sormak için odasına gittiğim sırada sohbet ettik.
    yıllardır aradığım hevesi ve desteği gördüm yüzünde. işinde hem akademisyen hem de gerçek bir mühendis olarak çok başarılı olan bir adamdan, gelecek yıllarda sık sık beraber çalışacağımızı ve birçok projede beni yönlendireceğini öğrendim.

    olmayı hayal ettiğim kadına yaklaşıyorum yavaş yavaş.

    04.03.20 10.13 pm
    kazandığım ilk parayla hep giymek istediğim o kot ceketi satın aldım. yine o salaş, klasik görünüme çok yakıştırdığım şekilde yaptım saçımı, günlerden sonra ilk defa itinayla makyaj yaptım bu görünüme eşlik etmesi için.

    yıllar sonra ilk kez aynada yansımamı görünce ufak bir kız çocuğunun sevinciyle kaplandı içim. gerçekten kendim gibi hissettim, olmak zorunda olduğum kişi gibi değil.

    16.04.20 2.59 am
    saatlerdir farklı konularda onlarca okuyordum endüstri mühendisliği dalları üzerine.

    okulda öğrenmeye reddettiğim şeyler itti beni bunları da öğrenmeye, inanması güç değil mi? or dersindeki başarıma biraz fazla güvenerek seviyemin çok çok üstünde bir gerçek hayat sorununu modellemeyi çalışırken fark ettim hayal gücünün kısıtlandığını. üretmek için önce tüketmek gerektiğini ve ancak tükettiklerin kaliteli şeyler olduğu zaman kaliteli bir şeyler üretebileceğini fark etmem için aynı problem üzerinde yaklaşık yarım saat çalışmam gerekti.

    bunların üzerine istatistik kitabı sipariş verdim ki çalışmayı en sevmediğim endüstri mühendisliği dersidir istatistik. lakin gördüm ki, bu reddediş çok daha büyük bir alacaklı olarak geri dönüyor bana, hayal gücüm gerçekten kısıtlanıyor. üstüne iki kitap daha ekledim, biri üretim sistemleri üzerine de or konularına farklı bir bakış açısıyla yorum getiren bir profesörün kitabıydı.

    bilgisayarda saniyeler içinde çözülebilecek ve kalıplaştırılmış o soruların çözümlerini ezberlemiyorum asla, hatırlamıyorum da. sadece ne zaman ve ne için kullanıldığını, sonunda ne elde ettiğimi biliyorum. ihtiyacım olan da bu zaten.

    18.04.20 2.06 am
    güzel şeylere şahit oluyorum, çok güzel şeylere...
    kucaklayacaklarına emin olduğum yüzlerce başarıya ulaştıklarında da aynı gülümseme olacak yüzümde.

    az kaldı :)

    6.06.20 10.33 pm
    gerçekten çok az kalmış, haklıymışım. sadece bir ay sonra muazzam şeylerle döneceğim.

    16.06.20 2.11 am
    histerik gibiyim, duygularımı anlamlandıramıyorum. bu kadar uzun süredir ailemin yanında ve karantinada olmak beni metal olarak çok yıprattı, farkındayım ama şu an yaşadığım atağın açıklamasının bu olduğunu sanmıyorum. sabah kalktığımda manasız bulmak ve neşeli uyanmak, tek dileğim.

    16.06.20 11.51 am
    alttan aldığım fizik 2 aa gelmiş. hüzün falan kalmadı tabii.

    18.06.20 00.31 am
    3.51 ortalamayla dönemi kapattım.

    27.06.20 00.30 am
    geçtiğimiz yaz da olduğu gibi bu okul yılını özetlemek üzere geldim, uzun süredir güncellemekte olduğum bu entry'i tekrar okuyunca ve karantina günlerinde düşünmeye bol bol vakit bulunca zihnimde yığıldılar, akmayı bekliyorlar.

    bu entry'e ilk başladığımda içi dışı akademik verilerle dolacağını düşünmüş başarıya giden yolda kullandığım direktiflerimi bir bir buraya dizeceğimi ve kendi yollarını yeni yeni inşa etmeye çalışanlara bir fikir olabileceğime inanmıştım. bir nevi 'hayat için kullanım kılavuzu' yaratıverecektim zira doğru yollar takip edildiği takdirde başarı kaçınılmazdı, kanıtlayacaktım. çok çalıştığın zaman her şeyi elde edebilirdin, başarı asla tesadüfi değildi. hayattan zevk almak dahi tesadüfi değildi. yanılmışım.

    defalarca yazdım sildim, aklımdakileri ve hissettiklerimi nasıl dökebileceğime dair kritikler yaptım kafamda. bu tasvir edilebilir bir tecrübe değil, bu suratınıza tokat gibi inen bir tecrübe de değil. bir dönüm noktası olarak nitelendirilebilir mi? sanmam zira sadece bir nokta gösteremiyorum yüzlercesi var. bir kozadan çıkış demek de doğru değil, bırakın kozanın ardından gelen o tamamlanmışlığı, ortada bir gelişim dahi yokken ve tam olarak yeni başlarken bu mesele ancak bir doğum sayılabilir, yeniden...

    bugüne kadar inandığım her değer, korktuğum her otorite, çekindiğim insanlar, endişelerim, zevklerim, kendimi tanımlayabildiğim kelimeler, dünyaya dair bildiğim ne varsa bildiğimi sandığım şeylere dönüşüverdiler. bildiğimi sandığım, bilmem istenen şeyler... bu noktadan sonra ciddi anlamda şüpheye düşüyor insan, bu defa da bilmek nedir diyorsun. öğrenmek nedir, öznellik nedir, özne nedir; ne varsa her biri bir yabancı oluyor. bildiklerinle var olduğundan kendine dahi yabancı kalıyorsun, aynada gördüğün sen değilsin; içinde bulunduğun et parçasına aşinasın ama aklındakiler... önce bilmek kurcalıyor aklını sonra düşünmek. yaşamak neydi ki bunlara pabuç bırakmış merak edilmek üzere, aklın hayalin alır mı bunca soru içinde boğulurken kendinden haz duyabilmeni?

    yıkılıyor dünyan üstüne. eski sen olamıyorsun bu enkazın altından sağ çıkmak akıl karı değil, yeni sen ise sana yabancı. her duygu, her merak ve heves yeniden tecrübe edilmek üzere tekrar ortaya çıkıyor. dedim ya, yeniden doğuş işte. aynı tecrübesizlik, aynı korku ve aynı zavallılık ile lakin tüm sancıları ve zahmetleriyle dahi bir kurtarıcı, bir müjdeleyici gibi. güvendiğin değerler yok olmuyor sadece, peşlerine korkutulduğun tehdit edildiğin zorlandığın sıkıştırıldığın ve baskılandığın her şeyi takıveriyorlar. uymak zorunda sandırıldığın her kanun bir avuç kül oluyor en fazla, ilk rüzgarla bir bulut oluyor ellerinde, istersen yok oluyor.

    her şey yeniden tecrübe edilebilir şimdi.

    20.10.2020 11.23 pm
    teknofest için insansız hava aracı yapıyoruz, önümüzde aylar sürecek uzun bir maraton var. ihtiyaçlarımızın tamamını karşılamak üzere yüklü bir ödeme yapacak olan sponsorlarımızı bulduk. bu sıralar bir şeylere dair daha çok umudum var.

    09.06.2022
    aradan iki yıl geçmiş ve ben hiçbir şey eklememişim, daha doğrusu eklemeye vaktim olmamış. buraya yazmadığım o oldukça uzun sayılacak zaman dilimi boyunca onlarca şey oldu. teknofestte derece alamadık örneğin ancak proje yazma konusunda bana tecrübe kazandıran bir işti. sonrasında kariyerimi kesin bir şekilde akademik kariyer isteyerek o yöne çevirdim ve burada ilerlemek istiyorum.

    çok saygı duyduğum ve gerçekten sevdiğim bir hocam ile, bir lisans öğrencisi olmama rağmen, bir yıldır bir makale üzerine çalışıyoruz ve neredeyse bitmek üzere. bitirme tezim ise gerçekten her yönüyle içime sinen ve beni memnun eden bir iş olarak tamamlanacak. son sınıfken her iş üst üste gelmesine ve insanı deliler gibi sıkıştırmasına karşın hayatımda ilk defa bu kadar uzun bir maratonu gerçekten başarılı tamamladığıma inanıyorum.

    işin en tatlı yanı ise birkaç hafta evvel amerika'da master için kabul almış olmam. şimdilerde burs bulmak ve finansal süreci organize etmek için uğraşıyorum. umarım bir süre sonra buraya amerika'da eğitimime başladığımı duyurma fırsatım olur.

    09.04.2023
    hayat hiç de insanın ölçüp biçtiği, hesaplarla devam edebildiği bir şey değil. ne ilginç, bugüne dek fark etmemişim bunu. aşık olmak, sevmek, eğlenmek, mutlu olmak, mutlu etmek, sağlıklı olmak... en büyük ketif ve en büyük başarmışlık bunlarda. ötesi? ötesi basit, hallolur. bunu başıma bir sağlık sorunu ya da hüzünlü bir hikaye gelmeden evvel fark etmem ne büyük şans,.
187013 entry daha
hesabın var mı? giriş yap