5 entry daha
  • kıbrıs'ın tarihi kalıntılarıyla ünlü ama bir o kadar kadersiz şehridir kendisi. en büyük sebebi ise, şehrin yarısının hala tsk askeri tarafından kontrol ediliyor olmasıdır. çünkü bu zamanının zengin bölgesi kapalı ve çürümeye terk edilmişken, halkın girişi (hatta fotoğraf ve video ile görüntülenmesi) yasaktır. içeride hali hazırda sadece çok güzel bir kumsala sahip ordu evi, askeri personel ve ailelerine (tabi ki üst rütbeler) hizmet vermektedir. neyse, kapalı maraş ayrı bir konudur.
    pek dile getirilmese de 1571'de adanın osmanlı tarafından fethinden önce, adanın en zengin kentiydi. nereye bakarsanız bakın, tarihi bir kalıntı görüürsünüz. hani malta'ya gidenleriniz vardır, orada gördükleriniz gibi iki üç taş değil. bildiğiniz saraylar, katedraller görürsünüz. neyse efendim, bu şehir o kadar zenginmiş ki şehrin surlarını güçlendirmek için bazı yazılı çizili belgelere göre zamanının ünlü mücidi, leonardo da vinci'yi adaya davet etmişler (çünkü fetih öncesi ağırlıklı olarak venedikliler yönetimde). yine de tartışma konusu. ünlü yazar w. shakespeare'in othello eserinin ilham kaynağı ve kaleme almaya başladığı eseri, yine antik şehir içinde bir iç kale özelliği taşıyan othello kalesi'dir. şehir eskiden denizle sınır olduğundan, şimdilerde yağmur yağdığında şehrin modern yerlerini sular basarken, surların içinde, zamanında yollara verilen eğimden dolayı su baskınları olmaz. şehrin ilk yapılaşma yeri antik kendt salamis harabeleri, efes antik kenti'ni aratmaz ve yazları oradaki antik amfi tiyatroda dünyaca ünlü isimler konderler verir. şehrin biraz dışında st. barnabas manastırı, hrıstiyan dünyası için büyük önem arz eder.
    bu ve bunun gibi birçok detaya rağmen, kınrıs'ın kuzeyinin mevcut durumundan dolayı çok az turist gelir ve maalesef türkiye kamuoyunda adanın genelindeki gibi casinoları ile ünlüdür. halbu ki o kadar güzel (ve bedeva) plaj ve denizleri vardır ki, hayran kalırsınız. ve evet, şehir gazilik ünvanını m. k. atatirk'ten alsa da kıbrıs halkı mağusa (ki orijinal ismi budur) demekten vazgeçmiyorlar. sevmediklerinden değil (bilakis şehrin ortasında kocaman bir atatürk heykeli vardır), alışkanlıklarından. ve yine evet, magosa, magusa diyenlere hiç haz etmezler. onlar için bu, lefkoşa'ya lefkoşe, ankara'ya angara demek gibidir. hoş değildir. ısrar etmeyiniz.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap