4 entry daha
  • tanım: kapı gibi realite.

    yeni ve duygusal ateistlerin, daha geniş bir kolektivist hareketin parçası olmak adına gerçekleştirdikleri, baştan aşağı keyfekeder kaprislere dayalı tutarsız bir eylem.

    aynı tutumu, yurtta kaldığım zaman, tek başıma kaçmaya cesaret edemeyip, suç ortağı aradığım dönemlerde gerçekleştiriyordum. tıpkı ona benzetiyorum ateistlerin misyonerlik çalışmalarını. içten içe kemirir "ya varsa" duygusu. kibir ile arsızlığın karışımı bir eklektik kuram oluşturarak gösterilen bir çabadır bu... ruhi bir çöküntü yaşarlar, bu bunalımın içerisinde can simidi olarak görürler kendileri ile aynı fikri paylaşan insanları.

    bütün bunların en temel sebebi kanımca bilinçsiz ve -ne kadar inkar etseler de- inançlarını temelsiz ve yalnızca duygusal dürtülere dayalı edinmiş olmalarıdır.

    ateistlerin ekseriyeti, inançlarını duygusal olarak edinmelerine rağmen "felsefede ve bilimde birçok araştırma yaptı ve ateist oldu” gibi saçma ve zıt bir algı vardır. bu algıyı örneklerle yıkalım...

    howard ecklund ve jerry park adında amerika’nın en prestijli 21 üniversitesinde bilim insanları arasında çalışma yürütmüş abilerimiz. bu çalışmada bilim insanlarına din ve bilimin çatıştığını düşünüp düşünmedikleri sorulmuş ve istatistikler de göstermiştir ki çoğunluk çatışmadığını düşünmektedir. ve burada şöyle garip -ama benim beklediğim gibi- bir sonuç çıkmıştır, bilim ve dinin çatıştığını düşünenlerin büyük çoğunluğu seküler ailede yetişmiş ve hatta din eğitimi bile almamışlar. bu da gösteriyor ki, din ve bilimin çatıştığına inanmalarında bilim değil, aile yaşantıları ve akranları sebep olmuştur.

    aslında birçok genç eleştirel düşün(e)memekte ve duygusal ateizme inanmaktadır. duygusal ateizm derken sadece ateist olmayı “havalı” bulanlardan söz etmiyorum. bilimle ilgilenen birçok ateist genç bunun içine giriyor. kendileri din konusunda eleştirel düşünmeden bir kanıya varıyorlar ve sonrasında da birçok çelişki ve tutarsızlık barındıran görüşleri savunuyorlar. sonrasında da kendilerine bilimsel bir kılıf uydurmaya çalışıyorlar. örneğin, türkiye’nin en ünlü yeni ateisti olan celal şengör’ün ateist olma hikayesini olduğu gibi alıntılıyorum:

    soru: ateist olduğunuzu söylüyorsunuz…
    şengör: evet… ama yani şey değil, kendimi bildim bileli.
    soru: kendinizi bildiniz bileli…
    şengör: kendimi bildim bileli…
    soru: yeni gelişen bir şey değil yani, veya okuduğunuz bir şeyle alakası yok?!
    şengör: hayır, hayır, hayır, küçücük çocukluğumdan beri.
    soru: ama siz bir ateist olarak…
    şengör: efendim ben çok küçükken bana masallar okunuyordu. o masallarda cadılar falan vardı. ben çok korkuyordum. ve bana diyorlardı ki “korkma, bu doğru değil. bu bir masal, nihayetinde”. ondan sonra dini öğretmeye başlayınca, orada da işte cehennemdi melekti falan… bunlar nerede diyordum. bunlar yok. diyordum bunlar da masallardaki yaratıklar gibi. bunlar da hayali. “hayır” diyorlardı, “bunlar hayali değil”. ee, peki nerede? cevabı yok.

    buradan da göreceğiniz üzere şengör’ün inançsızlığının sebebinin bilim veya felsefe olmadığı açıktır. şengör daha çocukken, eleştirel bir düşünceye ve mantıklı bir metoda ve herhangi bir argümana dayanmayarak dinleri reddetmiştir.

    son olarak da, dünyaca ünlü filozof thomas negal’in söylediklerine bakalım. negal, tanrı’nın var olmasından korktuğunu ve bu iddianın kendisini rahatsız ettiğini belirtir.

    negal şöyle der:

    "bu korkuya güçlü bir şekilde maruz kalmış birisi olarak, tecrübemle konuşuyorum: ateizmin doğru olmasını istiyorum ve tanıdığım en zeki, en bilgili insanların bazılarının dindar kişiler olması beni huzursuz ediyor. sadece, tanrı’ya inanmamamdan ve doğal olarak bu inancımda haklı olduğumu ummamdan bahsetmiyorum. tanrı’nın var olmamasını ümit ediyorum. tanrı’nın var olmasını istemiyorum: evren’in o şekilde olmasını istemiyorum… tahminim odur ki, bu kozmik otorite problemi az görülen bir durum değildir ve günümüzdeki bilimcilik ve indirgemeciliğin çoğundan sorumludur."

    negal abimiz durumu özetlemiş... "tanıdığım en zeki, en bilgili insanların bazıları dindar" diyerek, tanrının varlığı hususunda tedirgin oluşunu resmen dile getirmiş...

    yeni ateistler de aynı şekilde, negal gibi bir ürperti içerisinde. inançlarını duygusal edindiklerini söylemiştim.

    negal'in bahsini ettiği zeki ve bilgili dindarların, teizmi terk edip ateist olması, negal'i nasıl rahatlatacak ise, misyonerlik çalışması yapan ateistler de aynı şekilde, çevresindeki ateist insanların çokluğu, kendilerini psikolojik açıdan rahatlatacaktır.

    fakat atladıkları bir nokta var; kitleler hakikati değil, popüler olanı bir araya toplarlar...
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap