7 entry daha
  • turgut özakman'ın, mütemadiyen 20 sayfada bir gözleri dolduran, bir yandan da insanın içini kıvançla dolduran; bir roman olarak yazılmasına rağmen gerçeklerden sapmadan ve abartmadan yazılmış kitabı. o kadar ki sırf referans, not ve kaynakları 70 sayfadır.
    sakarya savaşı öncesi, süresince ve sonrasında odaklanmıştır.
    'tepeyi yarım saat içinde düşmandan geri alırım' diyip, alamayınca intihar eden komutanın; yunan esiri eşeğe bindirip kendi kilometrelerce yayan yürüyen askerin; sağlam yetişkin erkek olmadığı için kilometrelerce demiryolunu tamir eden kadınların anlatıldığı kitaptır. ve evet, gerçektir.

    --- spoiler ---

    "...
    aşağılık duygusu, batının her istediğini emir sayan osmanlı yöneticileri ile siyasetçilerinin iliklerine işlemişti. o kadar işlemişti ki tamamen geçtiği sanıldığı bir dönemde yeniden nüksedebilirdi.
    bu hastalık padişah'ta da vardı. o da kısa bir süre önce, kız kardeşi mediha sultan'ın oğlu sami ile ingiliz haberalma servisi'nde çalışan yüzbaşı armstrong'a şöyle bir mesaj göndermişti: "m. kemal ve adamları ingilizlerin düşmanıdır. bense ingilizlerin dostuyum. ne isterseniz vermeye hazırım. halife olmak haysiyetiyle daima sizin tarafınızı tutarım."
    osmanlı devleti'nin ve hanedanının son padişahı, bir ingiliz yüzbaşısından bile medet umuyordu.
    bu kadar küçülen bir devlet ve rejim yaşayabilir miydi ?
    ..."(sayfa 574)

    "...
    bugün ankara'nın yine hareketli günlerinden biriydi. yeni bir asker kafilesi cepheye uğurlanacaktı. halk, orduyu durmadan yeni can ve kanla besliyordu.
    çarşı bayraklarla donatılmıştı. alay hacıbayram'da toplandı. kurbanlar kesildi. milli ordunun üniformasız, postalsız, palaskasız, kütüksüz, matarasız, yemek torbasız, sırt çantasız askerlerine halk alışmıştı, hiç gocunmuyordu artık. kendileri de yoksuldu, ordu da. birbirlerine yakışıyorlardı.
    ..."(sayfa 462)

    --- spoiler ---
211 entry daha
hesabın var mı? giriş yap