6 entry daha
  • satanica ile girdikleri blackened death metal sularında, 2004 yılında demigod'un yayınlanmasının ardından büyük oynamaya başlayan ve her albümde müziğini derinleştirerek ilerleten nergal ve canoların son numarası.

    bir extreme metal grubundan beklenmeyecek derecede sıkı bir promosyon öncülüğünde yayınlanan albüm dergilerden ve webzinelerden iyi not alsa da, hayranları bölmüş gibi görünüyor. sebebi ise malumunuz; metal müzik tarihine adı yazılacak derecede güçlü bir albüm olan the satanist'in ardından çıkmış olması, i loved you at your darkest'e karşı daha acımasız bir bakış açısına neden oldu.

    the satanist; the apostasy ve evangelion ile farklı bir kimlik kazanan behemoth müziğinin zirve noktasını teşkil ediyordu. i loved you at your darkest ise, the satanist ile benzer noktalar taşısa da, daha rafine ve direkt bir müzik sunuyor ve bunu katmanlı prodüksiyon desteğiyle zenginleştiriyor. bu durumu nergal'in şu açıklamalarından da anlamak mümkün: "i loved you at your darkest daha dinamik bir albüm. bir yandan aşırı ve radikal ama aynı zamanda herhangi bir behemoth albümüne göre daha rock tabanlı." aynı linkte bir açıklaması daha var ve bence kesinlikle dikkatlice okunmalı: "müziğin yönüne yönelik düşüncemiz olmuyor, basitçe bize doğal geleni yaratıyoruz... 15 sene önce dünya üzerindeki en iyi grupla ilgili düşüncelerimi sorsanız, büyük ihtimalle mayhem veya morbid angel derdim. bugün sorsanız, ac/dc derim. bu durumu size albümün neden rock tabanlı olduğu konusunda net bir fikir vermelidir. bu tamamen şarkı yazımıyla alakalı." metallica and justice for all ile thrash metal ve progresif metal arasında ince bir çizgi tutturmuşken; birden yönünü daha rafine ve direkt şarkılar içeren black album'e çevirdiğinde, örnek alınan grup ac/dc idi. benzer durum nergal için de geçerli olmuş anlaşılan...

    metal müzik icracılarının artan yaşla birlikte durulması ve farklı etkilenimler kazanması alıştığımız bir durum. artık yeni bir decade of therion ya da conquer all yaratacak behemoth yok, ama grup kökenlerinden hepten kopmuş da değil. burada anahtar kelimeler "dinamik" ve "rafine". satanica'daki çiğ kaos yok, daha net bir müzikal yapı var ve bu yapı, şarkı içinde dur-kalk'lar ile; yer yer sert yer yer de daha oturaklı melodiler ve rifflerle ilerliyor.

    albümün prodüksiyon kalitesi çok çok iyi, öncelikle bunu belirtmek istiyorum. katmanlı bir prodüksiyon var ve dolayısıyla şarkıların içerdiği dinamikler belirgin şekilde dinleyiciye ulaşıyor. senfonik öğeler, korolar, klasik gitar gibi farklı enstrümanların kullanımı şarkıları zenginleştiriyor. ben god=dog, bartzabel, ecclesia diabolica catholica, sabbath mater ve havohej pantocrator şarkılarını oldukça tuttum. özellikle havohej pantocrator herhalde behemoth'un tarihindeki en "romantik" şarkı.

    adetullahtandır, yazmazsam olmaz. albüm the satanist ile karşılaştırınca tabii ki biraz geri planda kalıyor. the satanist çok başka bir albümdü. açıkçası benim için ayrı bir önemi olan evangelion ile de karşılaştırmam. fakat dört sene sonra gelen yeni behemoth ürünleri olarak bakınca, (hele grubun artık extreme metal yıldızları olarak görüldüğünü de eklersek) değişik denemeler sunan, daha ağırbaşlı bir behemoth içeren ve benim için yeterli olmuş bir albüm diyebilirim.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap