39 entry daha
  • yılın en çok ses getiren tiyatro oyunu olmaya aday, ankara dt oyunu.
    iki buçuk saatlik uzun süresine, şinasi sahnesinin dar koltuklarına, inanılmaz sıcak ve havasız ortamına rağmen sıkmadan, koparmadan izletmeyi başarıyor. o kadar özenilmiş, didiklenmiş, emek verilmiş ki her ayrıntı saygı uyandırıyor.
    oyunun içeriği zaten agatha christie eserinden uyarlama olduğu için ilgi çekici ve merak duygusunu sürekli üst seviyede tutan bir kalitede olduğundan öyküsüne çok girmeye gerek yok. o yüzden oyunun hissettirdiklerine odaklanmak daha mantıklı olacaktır.
    neşe'dert'aşk'tan alpay ulusoy, giordano bruno, joko'nun doğum günü gibi dev oyunlardan tanıdığım durukan ordu, anna karenina'dan şevki çepa gibi birbirinden değerli sekiz oyuncudan oluşan kadrosuyla da izlemeden çok şey vaat eden oyunun kalitesini yükselten ana unsurlar da dekor ve kostümlerdeki göz alıcı özen oluyor.
    kostümler ve dekor izleyeni o kadar atmosferin içine sokuyor ki; dışarıda yağan yoğun karın yolları tıkadığı soğuk bir dağ kasabasında, motele çevrilmiş eski ve görkemli bir malikanede, ortamın çok ısıtılamamasından dolayı yarı üşüyen yarı ısınan insanların iki buçuk saat boyunca katili aramaları veya katil olmadıklarını ispatlama çabalarını onlardan biriymişcesine izliyoruz. şömineye her odun atılıp ateş harlandığında ortamdaki karakterler gibi kendimizi iyi hissediyoruz.
    oyunculukların da atmosferin oluşumunda büyük katkısı olmakla birlikte sanırım en büyük alkışı oyunun yönetmeni ipek çeken hak ediyor. zira oyun aynı zamanda görsel bir ziyafet olarak da dikkat çekiyor. oyuncuların konumları, oturma düzenleri, biri konuşurken diğerlerinin dinleme şekilleri ve hareketleri, mimikleri müthiş fotoğraflar çıkarıyor. o kompozisyonu izlemek ayrıca haz veriyor. dinlerken edebi bir keyif veren güçlü diyaloglarıyla da göz dolduran oyunda karakterlerin psikolojik dönüşümleri de oldukça başarılı yansıtılmış.
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap