the sisters brothers

• nightcrawler'dan jake gyllenhaal ve ortağı riz ahmed'i tekrardan buluşturdukları yetmemiş, bir de walk the line'daki johnny cash rolüyle dewey cox karakterine esin kaynağı olmuş joaquin phoenix'i, john c. reilly ile kardeş yapmışlar, yarebbül alemin nerelere gideyim deyin bana...
  
  yıllar, joaquin phoenix ve jake gyllenhaal'a ne yapıyor, ben bilemiyorum. adamlara ne bastılarsa, yıllar geçtikçe seksileşiyorlar, yalarun.
  
  will ferrell'ı çok sevmeme rağmen, holmes and watson rezaletinden sonra john c. reilly ile film çekmeyi bırakması gerektiğini düşündüm. zaten, step brothers 2 de gelmeyecekmiş, ne yalan söyleyeyim, sevindim. ikilinin birlikteliği, iyice don lastiğine döndü ve reilly arka planda kalarak harcanıyor.
  
  --- spoiler ---
  
  altına hücum dönemini ifade eden "açgözlülük" filmin tamamına yayılmış. herkes, birbirinin ayağını kaydırmaya, en kısa yoldan altınları ele geçirmeye çalışıyor. charlie, kardeşi eli'a göre oldukça saldırgan, empatiden yoksun, amacına ulaşabilmek için her şeyi yapabilecek, gözü dönmüş bir adam. eli ise, charlie'nin iyice sapıtmasını önlemeye çalışan bir vicdan görevinde. nitekim, charlie'nin her hareketinde "yapmasak mı, etmesek mi, bokunu çıkarmasak mı" diyerek, onu engellemeye çalışıyor.
  
  diğer ikili, osho'vari bir amaç uğruna yola çıksalar da en başta birbirlerine güvenmiyorlar. altın çıkarma umuduyla, vücutlarına ve doğaya zarar verecek kimyasalları, doğru düzgün önlem almadan "kültürlenin lan" diye oraya buraya döküyorlar. charlie ve eli kötüydü, adam öldürdüler, tamam da diğer ikili çok mu iyi?
  
  sonuç olarak, zarar veren, ettiğini buluyor. abi kardeş ise, anne karnına geri dönüyor.
  --- spoiler ---