11 entry daha
  • müze kelimesi, eski yunancada ‘mus’ kelimesinden gelmektedir. yunan mitolojisinde ‘muse’ (mousei, maisei) kelimesi tapınak için kullanılmıştır. eski yunancada ‘mouseion’ bilimler tapınağı anlamına gelmektedir. mus kelimesi ise perilere benzeyen yaratıkların evi anlamına gelmektedir.

    the museum association (m.a.) müzeyi; toplumun kazancı için kolleksiyon yapan, belgeleyen, koruyan, sergileyen ve materyal delilleri toplayan ve birleşik bir bilgi birikimi ortaya çıkaran bir enstitü olarak tanımlıyor (http://www.ma.org/). nerime cimcoz ise müzeleri; sanat, kültür, bilim ya da teknik kolleksiyonların korunduğu ve sergilendiği yapı ve alanlar şeklinde tanımlamaktadır (cimcoz,yıl,s.1). ansiklopedik mimarlık sözlüğü ise müzeyi; sanat, kültür, bilim ve teknik yapıtlarının veya bu dallara yarar şeylerin görülüp yararlanılması için korunup, değerlendirilip sergilendiği yer şeklinde açıklıyor. çağdaş müze yapılarını tanımlayan erce gökhan, müzeleri: insanların biraraya gelerek boş zamanlarını değerlendirdikleri aynı zamanda dinlenerek, eğlenerek, alışveriş ederek bilgilendikleri sosyal merkezler olarak tanımlamış ve müzelerin kültürel katkılarının yanında, kendi kendine yaşayan ve gelir getiren işletmeler olarak düşünülmesi gerektiğini belirtmiştir.

    uluslararası müzeler birliği (icom) müzeyi şu şekilde tanımlamaktadır: “müze kültürel değer taşıyan bir bütünü, türlü biçimlerde korumak, incelemek, değerlendirmek ve özellikle halkın beğenisinin yükselmesini ve eğitimi için sergilemek amacıyla toplum yararına yönetilen kurumlardır.” (http://www.icom.org/codeofethics.html).

    icom’un müze tanımıyla belirttiği kurum ve alanlar şöyle sıralanmaktadır:

    · koruma amaçlı kurumlar ve sergi galerileri
    · sürekli bakım altında olan kütüphane ve arşiv merkezleri
    · doğal, arkeolojik ve etnografik anıt ve alanlar, birikim, kazanç, koruma ve iletişim aktivitelerinden dolayı tarihi anıt ve alanlar
    · botanik ve zoolojik bahçeler, akvaryumlar gibi canlı örneklerin sergilendiği enstitüler.
    · doğal ortamlar, doğa harikaları
    · bilim merkezleri ve planetaryumlar

    icom tarafından bu şekilde tanımlanan müzelerin araştırma, koruma, toplama, belgeleme ve sergileme görevlerinin temel amacı, toplumun kültürel birikimini korumak ve bunları topluma sunarak gelişimine katkıda bulunmak üzere bilgilendirmektir. müzecilik anlayışının 18. yüzyıldan bugüne kadar uzanan toplumsallaşma süreci, birbirini destekleyen üç temel çalışma alanına; araştırma, koruma ve iletişime yönlenmiştir. rönesanstan sonra gelişen müzecilik anlayışı sadece koruma kavramına hizmet ederken, müzelerin toplumsallaşmasıyla araştırma ve iletişim kavramları da önem kazanmıştır. özellikle 1970’li yıllardan sonra kültür birikimlerinin korunması ve sergilenmesi kadar sunumu da müzelerin toplumla iletişim kurmasında ön plana çıktı. eğitim ve iletişim günümüz müzecilik anlayışının temel aldığı kavramlardır.

    cadman tarafindan hazirlanmis makale ve tezlerden alinmistir.
80 entry daha
hesabın var mı? giriş yap