36 entry daha
  • guldururken dusundurmek akiminin oncusu olan "adrenalin salgilatirken dusundurmek" kavramiyla bizi tanistiran, tum zamanlarin (bu tum zamanlar lafi da sahane, gelecegi de kapsiyor ne olur ne olmaz) en saglam bilim kurgu filmlerinden bir demet.

    yillar sonra torrent mucizesiyle "criterion" adli kirpilmamis versiyonunu cekip izledim, pek bir keyif aldim. hatta oyle keyif aldim ki sigara icmedigimden nargileye sarildim, osmanli gelenegiyle 21.yy sibernetik teknolojisini kaynastirdim.

    paul verhoeven denen adamin her filminde oldugu gibi burada da bol bol kan revan arasina, vaaza * kacmadan serpistirilmis sosyal elestiriler var. verheoveon amcamin da filmlerinde genelde bu elestiriler, gelecegin parlak ambalajinin altinda curuyen sosyal normlarin abartili ornekleriyle, komedi yoluyla yapiliyor. *

    tabii filmi ilk izledigimiz zamanlarda bunlari anlayacak halimiz yoktu ama yavas yavas gorduk ki, ozellikle arada cikan haberler ve reklamlarla bu isi iyi kotarmis verhaoeveoaen usta. coluklu cocuklu ailenin hep beraber oturup "nukem" oynamasi mesela. yalniz o da ne boktan bir oyunmus arkadas, bir araba laf ediyorlar birbirlerine, yok sen zamaninda silahsizlanmadin simdi zktim ebeni, yok bana yan baktin kestim silah yardimini, zirttir pirttir, ondan sonra biri dugmeye basip ortalik yerde bomba patlatiyor oyun bitiyor. ustelik bombayi kimin patlattigi da belli degil, herkes sevincle birbirine sariliyor, herhalde kaybetme diye birsey yok, ortada pyro cikinca herkes kazanmis oluyor. sahane konsept.

    sonra, o zamanlar bu var miydi bilmiyorum ama yildiz savaslari programina da dokundurmuslar gibi, bilmemne baris uydusu dunyaya ates ediyor yanlislikla, herkes oluyor. (ayy, bu spoiler miydi; yok yok herkes olmuyor, az sayida kurtulan da gelecekten gelen robotlarla savasiyor ama o baska bir hikayenin konusu). tabii sahane araba reklami da var, "8.2 miles per gallon, an american tradition".

    neyse, ed-209 denen robotun stop-motion olayi artik bayagi eski dursa da genel olarak filmin atmosferi ve makyaj hala etkileyici. varhieaveioheaon ustamiz, surekli bir gulumsemeyle paketlenmis aptallastirici medyanin ve tuketim kulturunun insani degerlerden giderek uzaklasan ozunu, ocd binalarini koca koca, renksiz ve karaktersiz yapip donatarak betimlemis. hatta ekstralarindan ogrendik ki ed209'un suratsiz ve cirkin bir robot olmasinda da bu yuzden bizzat israr etmis. iyi etmis.

    daha da ileri gidip, bu robotun merdivenden inmekten aciz olmasini, asansorlere bagimliligina, yani insanin giderek kendine yabancilasmasinin ve kendini sisteme mahkum etmesinin metaforuna baglayabiliriz (ben bagladim mesela, nargile kafa yapti sanirim biraz). milyonlarca yildir merdiven inip cikan insan, gun geliyor asansorden baska sekilde yukari cikamaz oluyor. ama her cikisin bir de inisi vardir degil mi a dostlar; iste ed209'un iki basamakta tepetaklak olusunu da, karakterimizin bu nankor ve kendini begenmis yaninin eninde sonunda doga anaya yenik duseceginin bir gostergesi olarak yorumlayamaz miyiz? kaskini cikardiginda kalbindeki aile sefkati yuzune yansiyan ve insanligini koruyan robocop'un merdiven inebilen o ayaklari, elbet birgun onu kalbinin isaret ettigi yere de goturecekken, ne surati ne de suratina nur yansitacak bir kalbi olan ed-209umuz, insan egosunun ultramodern gokdeleninin icindeki bir kat boslugunda sikisip kalmayacak mi? yaa dostlar, verhieoaevehoeiowaoeven amcamiza kulak verelim, insanligimizdan cikmayalim, cikanlarin uyaralim.
259 entry daha
hesabın var mı? giriş yap