çizme

• çizmemi boyadım, fırçaladım, cilaladım, kara yılan gibi ortaya çıktı. şimdi gösterişli ve jartiyerimsi olan çizme zamanında besbelli iktidar hatta zulüm simgesiymiş. kanlı çizmeler...
  
  torununun kızını tanıdığım, iki bacakta iki bıçak taşır bir tavas efesi var. çizmeli efe. galiba çizmelerde bıçak koyma veya saklama yerleri var. herkes ondan çekinir. genç yaşta içkiden, dovrusu ispirto içmekten ciğerlerini çürütmüş. bazı hasımlarını öldürmüş, öldürülmek için pusu kurulduğu olmuş. bıçakladığı çok olmuş, pek tüfek ve tabanca kullanmazmış. öldürdüğü biri yaka silkilen adammış, teslim olmaya gittiğinde salıverilmiş karakolda. 'sen toz ol, duymadık, kimin öldürdüğünü bilmiyoruz.' kumarı varmış ama zar atarmış sadece. çökmesi öldürülmekten değil, içkiden. asabi olduğundan gelinini dövdüğü gibi evi de dağıtırmış. sonunda oğlu dağdan ölmek üzere can çekişirken bulup sırtında aşağı köye getirmiş. öldüğünde akciğerleri ufak bir el kadar ufak ve köpük topağı gibiymiş.
  
  "iki çift yeni çizme almıştın, şimdi üçüncü bir çift çizme daha alacaksın. bu sana köpekleri karanlık yerlere kapatmamayı öğretecek." mikhail bulgakov - sobachye serdtse
  
  (ilk giri tarihi: 13.7.2016)
  
  (bkz: çizmek/@ibisile)
  (bkz: uzun yol/@ibisile)