1002 entry daha
  • bir tarantino filmi.

    --- yapılan olumsuz eleştiriler hakkında ---
    türk sinemasında iyi film-kötü film ayrımı yanabilecek kültürün köklü olmadığı ve pek de köklenip büyüyemeceği kanaatindeyim. öyle ki "yılların tarantino izleyicisi" bir tarantino filmini formülize edip gıcık bir matematik öğretmeni gibi "istediğim çözüm bu değil" deyip eksiyi basabiliyor

    hâlbuki sanatı değerlendirmek için önce tevazu ve hoşgörü ile başlanmalıdır.buna söylemekle birlikte bu film iyi bir filmdir. hatta ve hatta çok iyi bir filmdir. bu tartışılmaz.
    fakat size bu filmin mükemmel bir film olduğunu kabul ettiremem. mükemmellik öznel bir yargı. benim için apocalypse now mükemmel iken bir arkadaşım için the godfather mükemmel film olabiliyor.

    nitekim, bence en iyi tarantino filmi inglourious basterds'dır. peki pulp fiction ne olacak? kill bill filmleri? işte bu soruları sormayan sinema izleyicisi aşağılama pornosu denilen şeyi gerçek hisler ile yapmaya başlar. bu durum ekşi sözlükte çok kez gözüktüğü için sizin bunu bilmenizi istiyorum. mesela gazete eleştirmenleri de aynı şeyi yapmaktadır. yarın bir gün atilla dorsay öldüğünde önemsediğimiz bir tane eleştirmen olmayacak. geekyapar'ın 70 dakikalık geyik muhabbeti de kimsenin umurunda değil. işte eleştirmek böyle bir şey. iki tarafı da kesen bir bıçak.

    son olarak bunu okuyanlara lütfen "oyunculuk şöyle idi ama hikaye böyleydi, karakterlerin uyumu böyleydi ama eski filmlerinde tarantino reyiz böyleydi" diye şeyler yazmamalarını istiyorum. entry israfı başka bir şey değil. ya filmi boş boş izliyorsunuz ya da fikirlerinizi açıklamayı beceremiyorsunuz. her iki durumda da buraya gelip yazılar yazmamalısınız.

    --- filme gelirsek(spoiler) ---

    filme ciddi ciddi hamile kadın cinayeti izlemeye gidiyorduk. tarantino övücüsü türkçe kaynaklar bizi kan arayan, vahşet arayan salaklara döndürdü. tarantino'nun tabi ki polanski'ye "gel sana travma yaşatayım, hamile karını öldürdükleri anı çekeyim romuş" demeyeceğini bilmemiz lazımdı. tarihi değiştirecek olan bir film olduğu kesindi ama benim en çok düşündüğüm şey cliff booth ve rick dalton'un cinayeti işleyecek kişiler olacağı fikriydi. cliff booth zaten sağlam kafa adam değil ve filmin ilk yarısı bile bizi bunu düşünmeye itti.

    nihayetinde film bambaşka bir şeyi anlatıyordu ve bunu izlemeyi sürdürmek için sharon tate cinayetini bilmek ve o cinayetten daha fazla 60'lar sinemacılığıyla ilgilenmek gerekiyordu. tabi burada filmi tamimiyle anlamak bahsediyorum. mesela o üç george olayını anlamadım. fakat rick dalton'un yine önemsenmeyen bir oyuncu olduğu ile alakalı olduğunu zannediyorum. çünkü the great escape çok önemli bir filmdir. işte bu detaylarla uğraşmak zorundaydık çünkü hikaye cliff booth ve rick dalton ile alakalıydı. hep onların merkezinde olmak zorundaydık. onlar yönetmen tarafından gönderilmiş iki melek olarak 60'ların dünyasında yollarını çizmişlerdi ve eninde sonunda tate cinayetlerini engellemek zorundaydılar.

    filmin en güzel taraflarından biride ikisinin sürekli ayrılabileceği, sürekli hollywood'dan sepetlenebileceği korkusuyla her şeyi izlememiz oldu. zaten cinayet günü arkadaş olarak son günleriydi ve rick dalton hala hollywood'dan sepetlenme korkusu ile yaşıyordu. elimizde karısını öldürdüğüne birçoğumuzun şüphe duymadığı şiddet-sever bir adam ve toksik maskülen denilen alkolik bir western oyuncusu vardı. günümüzdeki cliff boothlar hollywood'un değil çöpünde takılmak, ön kapısına bile yaklaşamıyor. rick dalton gibiler ise gerçek oyuncu olarak kabul görmemekte. sanırım en önemli karakter de bu yüzden rick dalton'dı.

    rick dalton ve küçük kız iki ayrı oyuncu ekolünü temsil ediyor. rick dalton yakışıklı,genç,küstah ve maskülen bir tip olarak anlamsız filmlerde caka satarak yoluna başlamışken küçük kız ise bir metot oyuncusu. üstelik küçük kız ancak günümüzde gözlemlenebilecek modern bir feminist. bu noktada rick dalton ile bağdaşan burt reynolds aklıma geliyor ve kendisi vefat etmese bu filmde oynayacağını biliyorum.

    filme yapılan politik eleştirilerin bir karın ağrısı ile yapılmasının sebebi budur. o kutsal hollywood'un ve hippilerin aşk devrinin öldüğü gece olan 9 ağustos 1969 gecesine şuan feministlerin linç edeceği ve suçlayacağı, insan yerine koymayacağı adamlar gidip masumları kurtardılar. üstelik katiller de hippiler idi. bu durum tarantino çok büyük alt-rightçı diye ortaya çıkmadı. aksine politikayı anlamadığı kanaatindeyim. adam birkaç ay önce çıkıp "polanski tecavüzcü değildir pedofillidir ve o yüzden suçlanmalıdır, fakat birlikte olduğu kıza kendisini zorlamadı" minvalinde şeyler dedi. buna hak verecek adam zor bulunur ve ben o adamlardan değilim fakat kendisinin sert mantığını tebrik ettim. öyle ki filmlerinde iyi-kötü kimliklerini karıştırıp amerikan izleyicisini rahatsız etmiş. sadece ölüler masum gösterilmiş. çünkü ancak insan olduklarında doğaları belirsizleşiyor. bununla beraber rick dalton'un filminbaş karakteri torpili ile adam gibi adam olduğunu anlatmak isterim.

    sonunda rick dalton'un kazançlı çıkmasını yönetmenin müdahalesi olarak görüyorum. tarantino'nun "babil kulesi" gibi hikayeleri geçirdiği çok belli ve saklanmıyor. ilk sahneleri yazarken zaten dalton'un cinayeti engelleyeceğini biliyordu ve hollywood için bir anti-kahraman yaratmak istedi. onun pis işlerini yapan bir fedai de olacaktı ve onunda tabi ki dublör olması gerekiyordu.

    sinemayı öldürmek isteyen canavarlara sinemanın adaleti işte böyle geldi. bizler de intikam ateşi ile güle güle izledik. sanırım bu intikam ateşiniz yoksa filmden kesinlikle zevk almıyorsunuz. yok eğer varsa bile "filmde neden bir bütünlük yok" diye saçmalıyorsunuz. yahu neden olacak? metot oyunculuğu, temalar filan arayan varsa gitsin bir yığın güzel sinemacı var, onu izlesin. "yok bu filmi izleyeceğim" diyen de lütfen tarantino'nun anlatmak istediğini filmin tarihi konusu ile bağdaştırmasın.

    her şeyin sonunda rick dalton'un polanskilerin evine davet edilmesini bir rahatlama olarak algıladım. rick dalton başarılı oldu çünkü o evde herkes sapasağlam duruyordu.fakat diğer yandan jay sebring'in şaşkınlığı, tate'in herkesin iyi olup olmadığını sorması...içimizi burkan şeylerdi.

    filmin sorunlarına gelirsek micheal madsen'ın joe gage olarak görünmemesi ama ona benzer bir karakteri televizyonda oynamasını karşı-detay olarak gördüm bunu. hoş değildi.
    üstelik stuntman mike ve stuntman bob olayına geçeceğimize emindim, olmadı. fakat zoe bell ve kurt russell'in aynı sahnede olması güzeldi.

    film'de yaratılan alternatif tarih çizgisi ise şöyle: cinayetlerden sonra belinde silahla gezmeye başlayan steve mcqueen'in "bu polanski puştu bir şeyleri batıracak" derken polanski'nin pedofili suçuna gönderme yapıyor zannımca. açıkcası polanski'yi suça iten onun gerçekten pedofili olması ise mcqueen haklı, yok eğer polanski cinayetten sonra allahsız ve ahlaksız bir adam haline geldiyse mcqueen'i haksız olmuş oldu.

    katiller dalton'un evine girmeye karar verince dalton'un müzik dinler vaziyette bütün bağırışları duymaması gerçek bir olay. tate-polanski evinin bekçisi'de o malum gecede kulaklıkla müzik dinlediği için olaylardan bir haberdir. bekçi'nin arkadaşı steven parent ise çoktan yanlışlıkla öldürülmekten kurtulmuştur. malum yine rick dalton elinde margarita ile onları o yoldan alıkoymuştur.

    --- son olarak(spoiler) ---

    müzik konusunda ise beni tavlayan bir nokta var ki o da you keep me hangin' on'ın hep böyle bir sahnede görmek istemem. bu da kişisel olarak filmi benim için unutulmaz yapıyor. bir güzel durum ise deep purple'dan hush şarkısıdır. malum bu filmin fragmanının yaratığı hype'ı bad times at the el royale ile geçirmiştim ve orada da aynı şarkı ve aynı hippiler vardı. hatta oradaki kızın da tate cinayetlerine benzer bir cinayet işlediği gösteriliyordu.

    tarantino'nun eserleri için yapılacak bir spektrum içinde pulp fiction ve basterds filmlerine yakın bir film, en iyilerinden biri.

    ---
    madem herkes istediği line'ı yazıyor. ben manson'un goodday miss tarzı lafını korkunç buldum.

    "you are?"

    "ı'm the devil, & ı'm here to do the devil's business"

    "nah, it was dumber than that"
828 entry daha
hesabın var mı? giriş yap