92 entry daha
  • gece rüyasında peygamberden talimat alıp(!) onları uygulayan zatı muhterem.

    çocuğum ufağım, evden uzakta yatılıyım. ülkenin kalburüstü okullarından birindeyim. aile sünni muhafazakar tipik bir orta anadolu ailesi. kendi halimde namaz mamaz da kılıyorum. sonra bir kaç arkadaş, abilerle tanıştık. iyi abiler. üniversitede okuyorlar. namazlarında niyazlarındalar. beraber camilere gidiyoruz, allah peygamber, islam falan muhabbetler ediyoruz. o ara gözlerim bozuk olmasına karşın gözlük takmıyorum. bu da önemli bir detay. neyse abilerle samimiyet ilerliyor, bizi evlerine götürüyorlar. derslerimiz de pek iyi değil, ders çalıştıracaklar.

    abiler sohbetlerde bir hocadan bahsediyorlar. öyle güzel vaaz veriyormuş ki, o vaaz verirken cemaat hz. peygamberi görüyormuş. bazı gençler kendilerinden geçip "oradaaa!!! orada!!!" diyorlarmış. yine bu hoca gece millet uyurken artık uykusunda mı yakaza aleminde mi neyse "tabi ya resulullah. oldu ya resulullah. yaparız ya resulullah" diyormuş. haliyle merak ediyoruz. kimdir bu hoca? bir müddet daha psikolojik yükleme yaptıktan sonra bir erginlenmişe** en büyük sır veriliyormuş gibi o mübarek zatın ismi fısıldanıyor: fethullah hoca. cemaatteki adı ile hocaefendi.

    öyle bir üst insan profili çiziliyor ki haliyle insan hayranlık ve meraka garkoluyor.

    -abi hocaefendinin vaaz kasetleri yok mu?
    -var.
    -peki dinleyebilir miyiz?
    - hemen olmazz. önce şu kadar risale şu kadar da hocaefendinin yazdığı kitaplardan okuyacaksın.
    -peki abi.

    aradan zaman geçiyor, hocaefendi'nin kasetlerini dinlemeye başlıyoruz. dinlerken abiler transa geçiyor. gözyaşı dökenler, hıçkırarak ağlayanlar... hoca ağlıyor, onlar da ağlıyor. kazık gibi dikiliyorum. herkes o vaziyette olunca "acaba bende mi bir şey var diye şüpheye düşüyorum. kitle kendinden geçmiş ben kazık gibi duruyorum. neyse aradan biraz daha zaman geçiyor.

    - hocaefendinin videodan vaazını izledik bla bla.
    - abi ben ne zaman izleyeceğim?
    - hemen olmazzz... önce şu kadar teyp kaseti dinleyeceksin.
    - peki abi.

    zaman geçiyor, videonun önünde de konuşlanıyoruz. hoca ağlıyor, abiler, beraber izlediğimiz arkadaşlar ağlıyor, nasipsiz ben kazık gibiyim. ama artık şakirdiz. okuldaki arkadaşları birebir markaja almalar, sistemli propagandalar, eve getirip cemaate ısındırmalar falan filan.

    abiler vaazlara gidiyorlar. hocaefendinin vaaz verdiği yerlere. ballandıra ballandıra anlatıyorlar. biz de ağzımız açık dinliyoruz. gün geliyor, hocaefendinin vaazlarından birine gidilecek. son vaazlarından biri. samsun'dan istanbul'a otobüsler kalkıyor. o otobüslerden birinde ben de varım. sabahın köründe istanbula geliyoruz. istanbul'a hayatımda ilk gelişim. vaaz süleymaniye camii'nde. istanbul üniversitesi'nin duvarlarını hatırlıyorum sabahın karanlığında. bir kaç yıl sonra orada öğrenci olacağım. neyse vaazımızı dinliyor, öğleden sonra huşu içinde samsun'a dönüyoruz.

    uzun bir zaman dilimine yayılmıştır hocaefendi ile olan muhabbetim. bazı şeylerin kronolojisi kafamda karışmıştır ama anekdot anekdot hatırlayınca insan gülüyor, şimdi yapılan takiyyeler karşısında midesi bulanıyor.

    - şakirt haocaefendi sızıntı'daki başyazıyı ayda dört (beş de olabilir) defa okumayana hakkını helal etmiyor.
    - birisi (hocaefendi de olabilir) rüyada görmüş ki hz. muhammed sızıntı'dan sahabelerine ders yapıyor.
    - hocaefendi her yerde vaaz verdi ama ankara'da vermedi. çünkü ankara'dan geçemiyor. onun kabir azabındaki çığlıkları rahatsız ediyor. dayanamıyor.

    neyse hikaye uzun. gözlerimin bozuk olması detayına gelip ani bitiriş yapalım. meğer benle askeri liselere sokmak için ilgilenmişler. sonradan aslında gözlüğüm olmasına karşın takmadığım ortaya çıkınca ellerinde patladım. öyle bir şey yani.
6948 entry daha
hesabın var mı? giriş yap