• hakkında hiçbir bilgi göremeyince üzüldüğüm genç yeteneğimiz. nice popüler ve gereksiz konular- şahsiyetler hakkında yüzlerce entry giriyoruz ama gerçek yeteneklerimizi, değerlerimizi hiç tanımıyoruz bile. böyle konuşunca yıllardır tanıyorum sanmayın. adını ilk defa tweeter'da jordan rudess'in paylaştığı bir tweet'deki konser afişinde gördüm. gurbetçi bir kardeşimiz mi acaba diye hakkında bilgi almak için ilk ekşiye danıştım ama bomboş. akabinde google'a sordum. tek bir güncel bilgi dışında 2004 yılından kalma haber arşivlerinde bulunan bikaç bilgi çıktı. başlıklar şöyle:

    12 yaşındaki 'seçkin' piyanist
    eren başbuğ'a italya'dan ödül...

    ve en başta söylediğim hayıflanmayı kendi kendime yaşadım. varolan değerlerimizi dahi ne kadar kolay harcadığımız apaçık ortadayken, bir yerlerde çabalayan yeteneklerimize nasıl bu kadar duyarsız ve vefasız olduğumuzu çok da düşünmeye gerek kalmıyo zannımca. kendisine yine google sonuçlarından, hollanda'lı bir youtube kullanıcısının beğendiği vidyosuyla ulaşabildim ve şahsım adına özür diledim.. umarım gelecekte biraz da olsa hakettiği ilgi ve değer gösterilebilir kendisine... başarılar diliyorum ve yolun açık olsun diyorum.

    1992 yılında ankara'da doğdu. beş yaşında fügen serbest ile ilk piyano çalışmalarına başladı. 1998'de bilkent üniversitesi müzik ve sahne sanatları fakültesi müzik hazırlık ilköğretim okulu piyano sanat dalı'na kabul edildi. aylin özuğur ile çalışmalarına devam ederken, 2004 yılında trakya üniversitesi piyano yarışması'nda “teşvik ödülü” kazandı. aynı yıl italya'da ibla grand prize'da “doğal yetenek ödülü” ve “seçkin müzisyen” ödüllerini kazandı. 2005'de ilköğretimden birincilikle mezun oldu. piyano çalışmalarını emre şen, esra kalkanoğlu ve deren eryılmaz pöğün ile sürdüren başbuğ, prof. ilhan baran ile 20. yüzyıl kompozisyon teknikleri ve analiz, uğraş durmuş ile elektronik müzik, mert karabey ile müziksel yaratma, yrd. doç. işın metin, bujor hoinic ve orhun orhon ile şeflik çalışmalarına devam etti. gülsin onay, idil biret, aquiles delle vigne, micheal roll ve edna golandsky gibi piyanistlerin ustalık sınıflarına aktif olarak katıldı. 2007'de viyana'da “vienna young pianists” adlı ustalık sınıfına aktif olarak katıldı ve sonucunda yapılan yarışmada “jüri özel ödülü”nü kazandı. 2008'de belçika’da gerçekleştirilen “musica mundi” adlı oda müziği ustalık sınıfının seçmelerini kazandı ve burslu olarak katıldı. 2008-2010 arası teori kompozisyon ana sanat dalı'nın ankara'da düzenlediği
    konserlerde ve istanbul'daki “sesin yolculuğu” adlı çağdaş müzik festivalinde hem piyanist hem şef olarak kendi ve bir çok genç bestecinin eserlerini ilk defa seslendirdi. lise eğitimini de okul birinciliği ile tamamladı ve 2009'da dream theater'ın “six degrees of inner turbulence” adlı eserini orkestraya uyarlayarak, çeşitli konservatuarlardaki arkadaşlarıyla birlikte kurduğu “çağdaş gençlik senfoni orkestrası” ile bilkent konser salonu’nda seslendirdi ve stüdyo kaydını yaptı. 2010 yaz döneminde jordan rudess’in “explorations” adlı klavye ve orkestra için bestelemiş olduğu eserin orkestrasyonunu üstlendi ve tamamladı. kasım ayında,
    jordan rudess solistliğinde bu iki eseri, yöneteceği orquesta sinfonica juvenil chacao ile venezuella’nın başkenti caracas’ta seslendirecektir.

    2 yıldır başkent oda orkestrası'nın şefliğini yapan başbuğ, halen bilkent üniversitesi müzik ve sahne sanatları fakültesi lisans 2'de gülnara aziz ile piyano, yrd. doç. işın metin, bujor hoinic ve orhun orhon ile şeflik çalışmalarını sürdürmektedir.
  • henüz 18 yaşında bir şef olarak dakikalarca ayakta alkışlanan büyük yetenek. jorgan rudess ondaki yeteneği kıtalar ötesinden keşfedip birlikte çalışmaya davet ettiği için, bizler de burada eren'in adını öğrenmiş oluyoruz. ülke dışında alınmış onlarca ödül ve başarıyı bu kadar az seneye sığdırmış eren. arda'nın kız arkadaşı, sercan'ın arabası, mesut'un tercihi vs konuşmaya devam edelim biz.

    okan doğu'nun harika pinkfloydturk sitesindeki haber...

    http://www.pinkfloydturk.net/…le-sahnede-rn327.html
  • berklee müzik koleji'ne tam burslu olarak kabul edilmiştir gün itibariyle. hayırlı olsundur, başarılarının devamı gelsindir. ha bir de kim tutar senidir.
  • ultimate guitar'da haber olmasından sonra şu paylaşımı yapmış olan kişi. ne yalan söyleyeyim hemen aklıma daha 22 yaşında ölen ahmet atakan geldi. gençler ölmesin...

    ""boston'a dondum, gorusemedigim bir suru insan oldu ama, umarim aralik sonu gorusuruz artik. ama gorustugum insanlardan arkamda neleri birakip buraya geldigimi soyle bir hatirladim ve, bu paylastigim haberi cok nadir yaptigim bir sey yaparak paylasmak istiyorum; dusuncelerimle birlikte.

    deli dediler, manyak dediler, ruh hastasi dediler, sacmasapan seylerle ugrasiyor dediler, anlamsiz muzikler dinliyor caliyor dediler, ulasilmaz hayaller insanlar utopyalar falanlar filanlar dediler, rahatsiz edici derecede mukemmeliyetci dediler, demeye devam ediyorlardir eminim, tehdit edenleri bile oldu. ben sevdigim muzigin pesinden gitmeyi sectim, bu kadar. ınsanlar ugruna ne kisiligimden ne de hayallerimden asla vazgecmemeyi sectim. bazi insanlari kaybettim ama ben her kimsem onu asla kaybetmedim, boyle olmasini tercih ettim. sahnede tek basima olmaktansa 40 kisi olmayi sectim, ama sahneme koydugum hic bir seyden taviz vermemeyi de sectim, veren ya da verebilecek insanlara da taviz vermemeyi sectim. buraya geldigim gibi de zaten bu felsefedeki insanlarla tanistim ve calismaya basladim.

    dort yil gecti -benim icin neredeyse butun hayat hikayem o dort yil-, ne kadar kisa degil mi aslinda? ama simdi buradayim, simdiden.

    butun o negatif ve kimligi tartisilir insanlarin tam tersine goruyor musunuz, dream theater denen bu dunyanin tepesindeki insanlar bu ise 17 yasinda kafayi takip bugun 21 yasinda olan bir insana, yaptigi islere, birey kimligine guvenip alip studyolarina koydular, birlikte calistilar. fotograftaki bana bakarsaniz cocuk gibi gulumsuyorum, gibi degil hala oyleyim bir yandan.

    aradaki 7 farki sormuyorum bile, cunku detaylari gectim, iki resim tamamen farkli.

    ben en buyuk hayallerimden birine bu yil ulastim, ve boyle 40-50 yasindayken soylemiyorum bunu. hayat benim icin yeni basliyor, daha bunlardan bir yigin var. nasil oldu kisaca anlatmislar asagida. ben sanki baskasiymis gibi okudum, inanmasi hala kolay degil oradaki cocugun ben olduguna. siz de ricaen okuyun, paylasin. hatta 24 eylul'den sonra albumun bir kopyasini bulursaniz alin, keyifle dinleyin bir de ic notlarina isimlere bakin. ıyi sabahlar. and thanks to ultimate-guitar.com for the article!""
  • dream theater'ın octavarium isimli parçasını senfonik olarak orkestrası ile beraber coverlamıştır.

    video için: http://www.youtube.com/watch?v=453gmkbzszm
  • bilmediklerimin bildiklerimden fazla olduğunu bilsem de, bildiklerimin rehberliğinde hakkında bir şeyler sarf edeceğim insandır kendisi.

    bir müzik insanı olarak doğmuş, notaların arasında büyümüş ve müziğin farklı farklı türlerinin içinde yaşamıştır. sadece masallara konu olabilecek hayaller etmiş; ama o hayallerin gerçekleştiğini görmenin tatlı sevincini de yaşayabilmiştir ki bundaki en büyük etken boşa geçirmediği dakikalarıdır.

    eğlenceli bir müzik zevki vardır. "biraz ondan, biraz bundan" değil de, "bir sürü ondan, bir sürü bundan"dır. haliyle dream theater'ın six degrees of inner turbulence'ını senfoniye düzenlemesine, gentle giant'ın just the same'ini ya da jethro tull'ın thick as a brick'ini düzenlemesine ve ortaya çıkan müziklerin de en az asılları kadar özgün oluşlarına şaşılmamalıdır.

    bazı bazı kulağa tanıdık gelen melodileri çaldığı duyulur. keşke o anlar hiç bitmesedir. keşke anlık çalmayıp tamamını çalsa,daha çok çalsa, daha çok o uzak diyarlara götürsedir.

    dört bir yanda "genç yetenek", "maestro", "genç şef" olarak adlandırılır ki hiç kuşkusuz doğrudur. fazlası bile vardır ve o bunun farkındadır. bu farkındalık iyi midir kötü müdür bilinmez. kimi zaman "ben ukala mıyım neyim" diyormuşçasına davranır, bir parça mütevazılığa ihtiyacı olduğunu hissettirir.

    her şeye rağmen aslında o da insandır. düşüncelerinin onu şimdiden uzaklaştırmasına, onu yalnızlığa itmesine izin verir. kalabalıktan, gerçek olmayan kelimelerden uzaklaşmaya ihtiyacı vardır. belki de bu yüzden şöhretin acı donukluğunun ardına gizlenip olduğundan farklı davranıyordur, kim bilir..

    yine de geleceğe yönelik çalışmaları sabırsızlıkla beklenmektedir. belki biraz blind guardian, haggard, nightwish, queen, therion, the beatles diye gidebilecek listeden bir şeyler düzenlese hiç de fena olmayacaktır.
  • yarın dream theater ile stüdyoya girerek bir rüyasını daha gerçekleştirecek. sonuçlarını merakla beklemekteyiz...
  • dün gece bırakın dorock gibi bir mekanı, türkiye'de ilk niteliğinde şarkıların olduğu bir setlist'le (luminol, anesthetize, arriving somewhere but not here gibi mesela), üstelik de çok kısa süreli provalarla ivory isimli grubuyla karşımıza çıkmış olan müzisyen. öncelikle büyük bir porcupine tree ve steven wilson (bir de storm corrosion) hayranı ve de bunlar öncesinde delice dream theater sevmiş biri olarak bu konser benim için çok anlamlı ve büyüktü. türkiye'de buna özlem duyan başka birçok kişi için de... steven wilson maalesef hiçbir ekibiyle türkiye'ye gelmedi, gelemedi organizatörler, vs. gibi nedenlerle. hiç canlı olarak çalınmadı şarkıları buralarda doğal olarak. ama bu konserle birlikte kimileri belki ilk kez canlı olarak dinleyebildi kimi parçaları, steven'ı dinleyebilmiş olanlar ise o güzel anı canlandırdı tekrar.

    setlist için seçilen şarkılar ise çok büyük çalışma ve çaba gerektiren müziklerdi. o açıdan her bir grup üyesini tebrik etmek lazım. kıpkısa prova, uzak şehirler demeden oldukça zor ama dinlendiğinde müthiş etkiler bırakacak şarkılar seçilmiş. ama her bir üye enstrümanına fazlasıyla hakimdi, en güzeli ise her birinin bu grupları en az bizim kadar sevdiğini gözlemlemek, çalarken bunu hissetmek mümkündü, heyecanlarını...

    tabii burada en önemlisi eren başbuğ'un bunu hayata geçirmiş olması. türkiye'de böylesine güzel çalışmaları dinlemek her zaman mümkün olmuyor. kendisinin bugüne kadar elde ettiği başarılarını anlamaya çalışmak ve takdir etmek çok yerinde olacaktır. "cover grubuyla turlamasını anlayamamak", "kendi işini üretmeye başlamaması" gibi düşünceler de mevcut maalesef. herkesin kendine göre bir gözlemi var, anlamaya çalışırım. ama benim anlayamadığım nokta zaten gencecik olan bu arkadaşımızın bugüne kadar yaptıklarını görmeyip işi sırf "cover"a indirgemek ve de henüz üzerinde çalıştığı potansiyel işleri bir kenara atabilmek sanki eleman 70 yaşına gelmiş ve o zamana kadar iş çıkarmamış gibi. biraz haksızlık olmaz mı? heleyse türkiye'de sanata olan yaklaşımı sürekli sorgularken, tartışırken, müzisyenler ya da pek çok diğer sanatçı burada yaşamını sürdüremezken, yeterince takdir edilmezken, neden "bizim türkler zaten böyle hep yaa" demek? demek istediğim, ortaya çıkarmadığı, çıkarmayı planladığı ancak bunun için doğru zamanı beklemesi gerektiği çalışmaları olabilir. sakin olun, arkadaşımız daha genç ki bu yaşa kadar yaptıklarını düşünürsek ülkemiz için değerli ve takdir edilmesi gereken bir müzisyen. eleştirmeyi anlarım, ama gözlem yaparken daha iyi anlamaya çalışmak yerinde olacaktır. heleyse siz kendiniz hiç böyle bir işe kalkışmamış iseniz...

    o yüzden bu güzel konserler için teşekkürler kendisine ve ileride toparlayıp paylaşmayı planladığı çalışmalarını iple çekmeye devam edeceğiz.

    bu arada konserle ilgili tek sıkıntım dorock'ta olmasıydı. ses sistemi death metal-thrash metale odaklı bir mekanda ne kadar güzel dinleyebildik müzikleri bilemiyorum ama çok rahatsız edici bir sistem vardı maalesef. yine de dorock gibi bir mekanda prog rock/metal, jazz fusion çalışmaların çalındığına tanık olmak gerçekten ilginç ve güzel bir deneyimdi. dileyelim ki daha çokları olsun.
  • grammy aday adayıdır şu an için, ancak aday olması da temennimizdir.
  • önce ilk olarak octavarium cover ını izlediğim ve ağzımın açık kalmasına sebebiyet veren genç müzisyen. halihazırda mükemmel olan şarkıyı mükemmel ötesine taşımayı başarmıştır. ardından dt ın klavyecisi jordan rudess ile birlikte olan videolarını görünce artık iyice yok artık moduna girdim.

    önümüzdeki yıllarda çok ses getireceğe benziyor; fakat öyle kral tv lerde power türklerde falan değil, yanlış anlaşılmasın.
hesabın var mı? giriş yap