• kadınlığımız bitti, şimdi de erkeğe benzeyen kadınlığımız eleştiriliyor. neymiş, bıyıkları varmış da, "erkek" gibi pratik düşünürmüş de, zihinsel işleyişten bahsedermiş de.... bakıyorum da erkek ve kadın davranışları bir takım kriterlere göre ikiye ayrılmış ve hanım hanımcık düşünmeyen kadınlar erkek kategorisine sokulmaya başlanmış bile. oysa ki kadın dediğin her olay karşısında duygusal tepkiler vermeli, aklını mümkünse hiç kullanmamalı, otomobili yanlış park etmeli ve zihinsel faaliyetlerden uzak durmalı, değil mi? kadın süslensin ve minik bir fino köpeği gibi erkeğin yanında gezsin mümkünse. böyle olmazsa, "erkek fatma" ya da "erkek gibi kadın" oluyor çünkü. cinsiyetin sınırlarını birileri koydu da ben mi kaçırdım? erkekliğin başladığı, kadınlığın bittiği yeri kim belirlemiş? hangi davranışı nedeniyle bir erkek "kadın gibi" bir kadın "erkek gibi" oluyor? kim koydu bu kuralları, kim çizdi sınırları? eğer ki bir sınır varsa aşılmak için oradadır. erkek gibi kadın, o sınırı aşandır. ve "kadın" gibi görülen/görünen kadınlardan çok daha özgür olandır.
  • kadın olmaya biçilmiş toplumsal algı kalıplarına girmeyip, bildiği gibi dilediği gibi yaşar. biyolojik olarak kadın olmakla birlikte, erkek gözüyle kadın olmak zorunda değildir. hele ki beğenilen kadın kalıbına uygun olmak zorunda hiç değildir.

    (bkz: toplumsal cinsiyet)
  • kadına benzeyen kadın: makyaj yapacak, şenay düdek'e ve zeynep tunuslu'ya benzemeyecek, hal ve tavır itibariyle incecik olacak, tırnakları ojeli, vücudu kılsız olacak, saçı uzun olacak, erkek gibi kaba saba konuşmayacak, ağzından ne çıktığını bilecek, "edepli" olacak, küfür etmeyecek, etek ve topuklu ayakkabı giyecek, etek giydiğinde nasıl oturup kalkması gerektiğini bilecek, düzenli olarak bakım yaptıracak, kadınlara özgü "şirin" hataları yapacak ve bu hataları bir kadın olduğu için yaptığını kabul edecek, evlenmek isteyecek, çocuk isteyecek, bağlılık isteyecek, hayatının merkezi ona kadın olduğunu hissettiren erkekler olacak, yemek yapabilecek, yemek yapacak, örgü örecek, erkeklerin çokça bulunduğu bir ortamda çay ya da içki servisi yapıp kenara, kadın arkadaşlarının yanına çekilecek, alışveriş en önemli derdi olacak, en iyi kuaförleri ve en iyi alışveriş merkezlerinin yerlerini bilecek, tatlı tatlı dedikodu yapacak, telefonda uzun konuşacak, annesiyle her şeyi paylaşacak, diyet yapacak, hayattaki en önemli amaçlarından biri zayıf kalmak olacak, kadın dergileri okuyacak, yazar olarak iclal aydın'ı ve can dündar'ı tercih edecek, ağlayacak, istediklerine çoğu zaman gözyaşlarını kullanarak ulaşmasını bilecek, kapris yapacak, naz yapacak, "hayır" dese bile aslında "evet" diyecek, maçoluktan belli bir derecede hoşlanacak, ona sahip çıkacak, onu o dışarıdaki korkunç hayata karşı koruyup kollayacak bir koca arayacak ve bulduğunda da o erkeğe ne kadar güçlü, kendisinin aslında ne kadar da zayıf olduğunu hissettirecek, hep misler gibi parfüm kokacak, spor yapıyorsa fazla kas oluşumuna yol açmayan yoga ve pilates gibi "hafif" sporları tercih edecek, erkek arkadaşının metal müzik sevmesine anlam veremeyecek ve hep akustik şeyler dinlemek isteyecek, rüzgar çıkınca üşüyecek ve birinin ona ceket vermesini isteyecek, evden alınacak, eve bırakılacak, yemeğe çıkartıldığında hesabı mutlaka ödenecek, rakı yerine şarap, sevişmek yerine romantik bir yürüyüşü tercih edecek ve o yıldızlı gökyüzünü görünce gene dayanamayıp mutluluktan ağlayacak.... felsefe zor, matematik anlamsız, siyaset gereksiz gelecek. meslek seçiminde öğretmenlik, hemşirelik, devlet memurluğu gibi günün birinde çocuk ve aile sahibi olunca ara vermesi kolay "kadın" mesleklerine öncelik verecek, çok konuşmayacak, çok bağırmayacak, çok sesini çıkartmayacak. en önemlisi de attığı her adım da bir kadın olduğunun farkında olacak.

    bilmiyorum devrimizde piyasa ekonomisi -koca bir kozmetik sektörü-, medya, sinema endüstrisi, erkekler ve bazen kadınlar tarafından dayatılan "kadını kadın yapan özelliklerin/klişelerin" hepsini sayabildim mi? işte, erkeğe benzeyen kadın da bunların dışında kalan oluyor galiba artık.
  • beni acayip üzen bi tablodur. genetik bahtsızlıktır. babasına benzemek gibi bir genetik talihsizliği vardır. ya da babasına benzeyen annesine benzeyerek bir genetik talihsizliği ikinci nesle aktarandır. otobüste kimi kızlar görüyorum kolları benden kıllı. bi de tişörtünü sıyırmış falan. göbek deliğine kadar düğmelerini açıp göğüs kıllarını teşhir eden kırodan bi farkı yok bence. kızıyorum ona. kurtulabilir çünkü o kıllardan. ama bu kadının çok da bi şansı yok. ne yaparsa yapsın erkeğe benzeyecek. bi de makyaj yapıyor bazen, gece uyurken şaka olsun diye yüzünü boyamışlar gibi duruyor. ben "yürü be ablam!" diyorum. "kadınım lan ben ibneler!" diye meydan okuyor. belki daha da çirkin oluyor ama normal bi kadının makyaj yapmasından çok daha kayda değer bişi yapıyor. ceylan gibi kadınlar makyaj yapıp güzelliklerinin altını çiziyorlar, daha da akıl alıyorlar. ama ahmet abi'ye benzeyen kadınlar yaptığında yakıştıramıyorum ben mesela. yapmasını istemiyorum aslında. neden? çünkü zaten çirkin, daha da bi götüme benziyor. babası makyaj yapınca ne kadar olursa o da o kadar oluyor. ezik ezik otursun, "benden ne köy olur ne kasaba..." desin, kendini salsın, makyaj ile güzelliğine güzellik katamadığı için çirkinliğinin altında ezilerek yaşasın istiyorum. hepimiz böyle düşünüyoruz? şimdi çirkin olan kadın mıdır bu düşünceler midir? ondandır ki bu iğrenç düşüncelerden sıyrılıp takdir etmeye başladım çabalayan çirkin kadınları. deniyo lan? şurada (bkz: dış görünüş/@radioheadbanger) hiç mecburiyeti olmadığından bahsetmiştim ama yine de deniyor. bi kot bi tişörtle güzel olabilen kızın çok da madalyalık bişi olmadığını biliyor. "sırtını genetik şansına dayayan kadın" vs "genetik talihsizliğine karşı çıkan kadın".

    ha ben çirkin biriyle birlikte diilim. gayet çirkin ve bununla son derece barışık biri olarak istisnalar hariç manitalarım da hep kaşı gözü güzel kızlar olmuştur. güzelliği seviyorum, kadın estetiğine tapıyorum. "insan" dediğin "kadın" gibi bişidir. biz yük taşıyıp sperm sağlayalım diye varız. misal kendi haline bırakıldığında playstation oynayan ya da içen tipleriz. futbola bağlı bi organizmadan bahsediyoruz. durum ortada. altyapısı güzel olan bişiyin üstü de güzel olursa hoşuma gidiyor haliyle ama bunu bi kriter olarak görmüyorum. bi tahammül etkeni olarak algılamıyorum. kız arkadaşım 100 kiloya çıktığında da 50 kiloya indiğinde de hislerimde arzularımda bi değişim olmuyor. güzelliğin altında ezilmem gereken bişi olduğunu düşünmüyorum. kız arkadaşımdan yana arkadaşıma dert yanarken "ama güzel kız yaa..." lafını duyduğumda "lan ben kimlerle muhatap oluyorum böyle yaa?" diyorum. çok farklı bişi benim güzellik tutkum. ondandır ki bütün estetik aşkıma rağmen bakışıyla libidal ayarlarımı bozan güzel kadın yerine erkeğe benzeyen çirkin kadının yanındayım, destekçisiyim. öbür taraf zaten yeterince kalabalık ama tanrı bu kadını yalnız bırakmış. pis ibne.
  • afedersiniz yarrak gibi bir ablamizdir ve sol beyni saga kiyasla daha aktif olan, kendi gibi sikik new age zirvalariyla "bilgelige ulasmaya" calismak yerine ilimle bilimle ilgilenen kadinlara bok atmak icin gelip abuk subuk, yillar once itinayla cope atilmis basliklari acan sapsal kadinciklarin agzina agzina vurur.
  • bundan bir tane taniyordum. eve girdigimde annem bir iki komsu abla ve bir adam oturuyolardi. merhabalastik hosgeldiniz dedim ve anneme bu abi kim diye sordum. herkes gulmeye basladi . ne abisi kiz falanca ablan o dediler . lan bu nasil abla ustunde kumas pantolon erkek gomlegi kurek gibi eller ayaklar erkek corapli kisa sacli kara bi adam. sonra samimi olduk az , baktim gercekten de memesi falan vardi. regl oluyodu orkid var mi diye soruyodu. cok enteresandi. postacilik yapiyodu zaten
  • bilgeliği zor yakalayan kadınmış, bak sen...

    insanları herhangi bir özelliklerine göre yaftalamaktan tüm ergenlik çağım boyunca nefret ettim ve son birkaç yıldır da onu bunu yaftalayıp duruyorum. kendimden bu açıdan gerçekten tiksiniyorum ama, genelleme yapıp birilerini yaftalamak çok kolay ve işe yarar bir yöntemmiş.

    erkeğe benzeyen kadın, normal bir insandır. kadına benzeyen erkek gibi. belki lezbiyen arkadaşımız? cinsel tercihiyle niye dalga geçelim. onu geçtim, erkeğe benzemek neden bilgeliğe engel olsun? her kadın bilge midir? bugün saçma sapan tv reklamlarında gördüğümüz kadınlara "kadın gibi kadın" deyip bilge olduğunuzu savunursanız ağzınıza ağzınıza vururum söyliyim. çünkü gerek fiziksel gerek ruhsal anlamda erkeğe benziyorum ve şiddete temel olarak karşı çıksam da bazen kendimi kaybettiğim olabiliyor.

    kadına benzeyen kadın nedir ki erkeğe benzeyen kadını aşağılayalım? o kadın belki sadece kendisine benziyordur. belki şifacı değil savaşçı karakterle doğmuştur. belki kaosu seviyordur. belki evde temizlik yapmak ona yetmiyordur. belki ayrıntılarda gömülmek yerine sorunun temeline inmeyi seviyordur. ayrıntılarda kaybolmanın nesi bilgelik? bugün sistem yaklaşımı, sorunun köküne inme, gereksiz ayrıntılardan kaçma felsefeleri konusunda insanlar kafa yoruyorsa, ayrıntılarda bunca boğulmak neden?

    o yüzden, insanları yaftalamadan önce gerizekalı yaklaşımlardan uzak duralım diyorum ben. bıyıkmış, küçük memeymiş, kasmış... bilgelikten uzakmış... gelin karşımda söyleyin bunları da size bi rönesans yaşatayım ben.
  • var böyle kadın. haliyle, tavrıyla, yürüyüşü, konuşması ile kadından çok erkeğe benzer. öyle illa kıllı mıllı da olmasına gerek yoktur. bembeyaz pürüzsüz bir tene, afet bir vucuda ve bedene sahip olanlarına da rastlanmıştır. erkek gibi davranır lakin özünde, kadın gibi kadındır zira kadınlığın kadına benzemekle alakası yoktur. bu kadını çoğu sümsük ve sinsi erkekten çok daha samimi ve çekici bulurum.
  • (bkz: şenay düdek)
  • bunu savunan kadın; duygusal, romantik, duyarlı, hassas, pasif yabancılaşan, ayrıntılara önem veren vs vs erkekleri "ezik, silik, loser, gay, feminen lan bu" diye aşağılıyor ya o çok koyuyor bana. (koymasa olmaz zaten, bi' kere de koymasın be...ehe mehe.)

    tamam ben de sevmem bu kadını ama,, (şimdi kim koydu lan bu cinsiyetlerin sınırlarını..."tabu" lan bu diye gelmeyin bana. taa bing bang’den başlattırıcaksınız o olucak.) rahat bırakın insanları olm. bırakın isteyen erkek kadın gibi, isteyen kadın erkek gibi olsun. birini birine karşı yüceltmenin ya da alçaltmanın manası ne ya? bunu yapandan hızla uzaklaşıcaksın arkadaş. bunu bilir bunu söylerim.

    zaten kafka da adam değilmiş, öyle diyollar.

    not: burada, entryde bahsedilen fiziksel olarak kadının erkeğe benzemesi değildir. zira fiziksel olarak kadının erkeğe benzemesi bir hormonal hastalıktan olabilir. hareketler, karakter, giyiniş, duruş vs vs vs...den bahsediyorum. anladın sen onu.
hesabın var mı? giriş yap