• kadınların mangosuyla kafayı bozmuş bu cins i beter kısmının ikeaya koçtaşa girdiğinde tam bir tamir-restorasyon canavarına dönüşmesine neden olur bu hayranlık...

    kendinizden geçiyorsunuz yeminle...
    bir evde daha ne kadar portatif rafa ihtiyaç duyulabilir?

    daha kaç tane dübel alınca doyar insan..
    daha kaç çivi gerek sana benim seni untumamaa
  • bir de konuyla ilgili iddiaya girerim..
    indirim döneminde bir mangoya giren kadınla aynı anda bir praktikere giren erkek için kronometre tutsak..
    kadın sanıyorum bi minimum 42 dakika önce ayrılacaktır mağazadan..
  • stereotip'ten fazlası değildir, sanmayınız ki her erkekte vardır böyle bir dübel hayranlığı.
    (bkz: dübel ne lan)
  • - akif bu ne.. bunu niye attın sepete..
    - gress yağı hayatım..
    - kızartmalar için mi?
    - yok senin aklın ermez.. alalım bulunsun..
  • bu hayranlığın sonucu neredeyse eve işin erbabı olan yani bildiğin ustalarda bulanabilecek alet edavatı doldukları görülür. işin trajikomik yanı bunca ekipmana rağmen duvara çivi dahi çakamayanları mevcuttur rahmetli babam öyleydi.
  • eli biraz bile olsa bu işlere yatkın olan her erkeğin arzuları içinde tam takım bir alet çantası hayali bulunur. bunun yanında çift bataryalı, tork ve devir ayarlı bir matkap olsun, çivi, dübel, fiş, priz, elektrik, telefon, cat5 kablosu, elektrik anahtarları derken bir bakmışınız ki trilyon tane şey olmuş envanterde. zira belki büyük bölümüne eliniz değmeyecek olsa bile acil durumlar halinde tam techizatlı kameraman cevat kelle gibi olursunuz. 8-12 anahtarmış, teflon bantmış, yok silikonmuş, musluk başıymış, contaymış... her bir ihytiyacın karşılığına sahip olabilmek, erkeği mutlu edebilmektedir. bundan dolayı, yapı marketine sokulan çoğu er kişi, oyuncak mağazasına salıverilmiş bir çocukçasına mutluluk hisseder; var yani hayranlık... allah allah... kendi paramızla alıyoruz sonuçta**.
  • vardır birazcık böyle birşey ama kesinlikle ve kesinlikle bir kadının mangoda geçirdiği süreden misliyle azdır. hadi belli bir süre diyelim ikisi için de. ammmaaa bir de büyük bir fark vardır. kadın mangoda belli bir süreyi geçirdikten sonra elleri kolları dolu çıkar. erkek ise yapı markette belli bir süre geçirdikten sonra "ulan bunu alsam hanım evde bik bik eder sabaha kadar" der ve elindekini bırakır çıkar.

    kendini tutamayan edit : üstelik yapı marketlerin hiçbirinde indirim dönemi falan olmaz, aşağıdaki başlıklara gerek kalmaz.

    (bkz: ay sekerim mango da indirim varmis)
    (bkz: hay sikeyim mango da indirim varmis)
    (bkz: mango indirim gunleri)
    (bkz: mango indirimine gore giyinen kiz)
  • kadınların mango takıntısının aksine erkeğin bu mekanik ilgisi pek çok durumda, mesela "recaii televizyoon bozulduuu" denildiğinde bir halta yaramaktadır.

    yok fallik objeymiş, yok alet fetişizmiymiş. üstüne başına kıyafet alan kadınla, aldıklarıyla tamirat yapan adamı aynı kefeye koymak nasıl bir mantığın ürünü lan. mangoda yaptığı talandan utandığı için erkeğe bir kulp takma arayışı olmasın bu. çünkü öbür türlüsü çok saçma oluyor. adam başarısız da olsa evine bir çivi çakmak niyetinde. adamın bir amacı var ve amacı bencilce değil. sen götüne başına iki farklı renk kumaş geçireceksin diye kıçını gezdirirken, adam evini düşünüyor. allahtan tüm kadınlar aynı değil ya. yoksa siktir olur giderdim bu gezegenden ben.
hesabın var mı? giriş yap