• ciddi olunca tamamdır bu cepte diye düşünüp ama bir taraftanda o içinizi kemiren, ulan ben bunun daha iyisini bulurum güdüsüyle sağa sola sinyal vermeye çalıştığınızdan dolayı olmasın sevgili kadınlar. hı?

    tabi ki bütün genellemeler gibi bu da yanlıştır değil mi.. öyleyse ne yapıyoruz, önce kendimize bir çeki düzen veriyoruz.
  • vücudunu yan çevirip kameraya 45 derecelik açıyla bakarak götünü dışarı çıkartarak fotoğraf çekip instagramda fav peşinde koşan kızlarla mı ciddi ilişki kuracak erkekler. kızlar ne istiyorsa erkekler onu veriyor.
  • şuraya her şeyden bıkmış, usanmış, yaptığı hiçbir şeyden zevk almayan, zamanla iletişim bile kurmakta zorlandığın, hadi şunu yapalım desen "yok yea", sana şunu yapayım mı dediğinde "ne gerek var", oyun oynasak? "canım istemiyor şuan" diyen vampir gibi tüm enerjini emen bir er kişi çizelim; şuraya da aşırı enerjik, neşeli, macera seven, yeniliklere açık, insanlarla iletişim kuran ve bundan keyif alan bir dişi kişi. bu özelliklere sahip olan dişi kişi sevdiceği hastalandığında işten yorgun argın çıktığı halde koşarak yanına gidip çay çorba yapacak, biraz daha fazla görebilmek için bazen yolunu değiştirecek, görüntülü konuşmaktan nefret eden kızımız onunla görüntülü konuşmayı bile isteyecek, bu er kişiyi mutlu etmek için ona çeşitli sürprizler yapacak *

    işbu entry devamında küfür içermektedir. iyy kifir idin kidin di ni biliyim yii diyenler için; bak tam şurdan...

    neyse.

    sonra ne oluyor derseniz adı gün geliyor "yapmasaydın" oluyor. * "ben senden bir şey istemedim ki" oluyor *"çabalarına sonsuz hayranım ama epey sarsıldık" oluyor. * oluyor yani bunları gözlerinin içine bakarak söyleyebiliyor insan rahatlıkla senin nasıl bir yıkıma uğrayacağını düşünmeden. hiç. bir an bile.
    batan gemiyi terketmek daha kolaydır. kurtarmaksa zor. sabır ister, özveri ister, alttan alırsın, susarsın, avaz avaz bağırırsın ama içinden, hiçbir şey söyleyemezsin ona kırılmasın diye *sesin titrer en fazla. 'zaten su aldık yeterince, batarsa batsın şu saatten sonra.'

    e n'aptın sen şimdi? arkana dönüp bakmaya tenezzül bile etmediğin o gemide kaldım ben? batarsa batsın dediğin. boğulacağımı düşünmediğin. ben hayatıma nasıl devam edebilirim ki şimdi? yeniden birine nasıl güvenebilirim mesela? nasıl güvenebilirim de onunla ciddi düşünebilirim üstelik? 3 güne geçer sanıyorsun belki geçer evet ama ufak tefek görüntümün altında yatan boyumdan büyük sinir kontrol mekanizmam, çelik zırhlı sabır ve tahammülüm, tek kullanımlıktı. onu da harcadın gittin. hiç yere. bu yüzden ciddi ilişki kurmak zor değil imkansız hale geliyor ne istediğini bilemeyenler yüzünden. yeniden aynı şeyleri yaşama korkusu sarsıcı. alnıma 'dikkat kırılabilir' yazıp gezeceğim.
  • ciddi, müşterek, sadık bir ilişkiye hiç bir erkek hayır demez. erkeklerin uzak durduğu tüm sorumlulukların yıkıldığı, ekonomik ve duygusal olarak zorlandığı üstüne üstlük her an terk edilmenin riski var çünkü her an daha güçlüsünü bulma, başka birine gitme lüksü var kadınların. çoğu zaten verdikçe fazlasını isteyen, sürekli değiş tokuş hesabında olan kadınlar. bir kadın neredeyse istediği tüm erkeklere kısıtlı süre de olsa sahip olabilir. seçenek çoksa sahip olunacak adamdan bir çıkarı olması gerekir.
    işte böyle yüksek risk yatırıma kimse girmek istemiyor, özellikle kaynakları kısıtlıysa.
  • (bkz: kadınla ciddi ilişki kurmanın aşırı zorlaşması)

    erkekte de hata var. kadında da hata var. kimse kimseye bok atmasın. herkes özeleştiri yapsın önce sonra kavga başlasın. kimse sorumluluk almıyor. çoğu insan bencil ve pragmatist. bu da her geçen gün artıyor. insanlar tıpkı hazır yemek gibi hazır ilişki istiyor. günümüz ilişkileri çoğunlukla yapay. organik değil gdo’lu resmen.

    hemen şununla olayım kafasında bir ilişki anlayışından ciddilik beklemek anlamsız zaten. şansınız varsa organik ilişkiniz olur. yoksa da çok takılmayın. ciddi ilişkilerin maalesef modası geçti. devir geçici ilişkiler devri. o yüzden neden olmadı diye kafaya takmayın. sorun sadece sizde değil çoğunluk böyle. herkesin var benim neden yok gibi bir argümanla etrafa saldırmanıza ve inzivaya çekilmenize de gerek yok. büyük ihtimal dışarıda size göre bir şeyler vardır. çıkıp arayın ama bulamayınca da çokta takılmayın. ha aramak istemiyorsanız da kimseye çemkirmeyin. içinizde umut yoksa ve uyuşuksanız olmaz. tavsiyem kendinizi bozmayın ve kendi kalibrenizde birini doğru yöntemlerle bulun. sosyal medya olur, iş hayatı olur, sokakta kaderin cilvesi biriyle olur ama hepsinde de ilk etapta çok bağlanmayın. baktınız kafanız uyuşuyor. vitesi artırırsınız. ha olmadı mı tak vitesi boşa kontağı kapat gitsin.

    kendini geliştir, geleceğe yatırım yap. bir şekilde biri çıkar karşına, aşk evliliği olmaz da mantık evliliği yaparsın en kötü. dürüst olalım zaten. günümüz insanlarının çoğu ulan çalışıyorum, hayatım yolunda ama seks eksik kafasıyla evleniyor genellikle. ha aşk evliliği de olur ama zor kardeşim o hem de baya zor. gerçekçi olalım. çoğu kimse aşık olduğu insanla evlenmiyor. en azından ikisi de birbirine aşık olan insan çok az. mantıklı olun ve bu gerçeğin farkında olup evlenin. yoksa evliliğin ilerleyen dönemlerinde hayal kırıklığına uğrarsınız. sevin ama abartmayın. karşınızdakinin tolerans seviyesini bilerek hareket edin. yoksa sizden sıkılır, sizi üzer ve canınızı sıkar bu. yani demem o ki %100 bir sevgi beklemeyin.
  • şimdi iyi güzel erkekleri analiz etmişsiniz ve bir çoğunu da doğru analiz etmişsiniz de, sorun şu ki ilişkiler tek taraflı olmuyor. ıssız adam dönemlerinde başlayan ve günümüze kadar gelen bu modada, moda demek daha doğru sanırım, kızların böyle erkekler istediğini gören veya böyle hissettirilen hem cinslerim de ne yapsınlar, kendilerini böyle hissetmeye veya böyle değilseler bile karşı cinse karşı böyle yansıtmaya başladılar. ee zaten bunu yapanların bir çoğu da ilişkilerini iyi kötü yaşadı ancak bu furya bitmedi ve günümüze kadar geldi. bugün ise sosyal medyanın geldiği durum ise sevgiliyi aldatmayı normalleştirmek yönünde bana kalırsa, herkes aldatabilecek kapasitede birini arıyor ve o kişinin kendilerini aldatmaması için ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. saçma sapan bir kısır döngü içine girmiş durumda günümüz ilişkileri. bunun erkeği kadını yok maalesef, günümüzde adam gibi seven erkek yoksa; çileye, cefaya katlanıcak kadın da yok. çünkü herkes bi yedek yarışı tutturmuş gidiyor. yeni evlenen arkadaşlarıma bakıyorum, fakiri de zengini de bir şekilde lüks içinde yaşıyor. çünkü mütevazi bir eve veya eşyaya tahammülü olan insan kalmadı, herkes her şey hemen olsun derdinde ki evlilik konusunda kadınlar bu yönde daha baskın. hemen geniş geniş, sıfır yaşında daireler tutuluyor, 4k televizyonlar alınıyor, gösterişler yapılıyor. sonucunda ise biriken borcu ödemek yine kendilerine kalıyor, bırakın tatili gezmeyi, hobilerini yapmak hatta kitap almak bile pahalı gelmeye başlıyor bu insanlara, böyle bir ilişkiden hayattan kime ne hayır gelebilir ki ? ardından peşi sıra psikoloji sorunları, ayrılıklar başlıyor ve her şey en başa dönene kadar yine aynı samimiyetsiz hayat tarzı izlenmeye devam ediyor. bu durumun mesleklerle veya üniversiteyle de ilişkisi yok ne yazık ki, mühendis olsa da tekniker olsa da bir kişi kendini yetiştirmediği sürece bu sorunlarla sürekli olarak karşılaşıp duracaktır. olay aslında hayatı anlamaktan, bu amaçla da bol bol okumaktan geçiyor ancak günümüz türkiyesinde kitap okuma süresi bile kişi başına 15 saniye; bu toplumdan sosyoekonomik, ekonomik veya sosyokültürel anlamda bir yozlaşma beklememek akıl tutulması olurdu. tüketim toplumu diyoruz ya işte biz her açıdan tüketim toplumu olduk, artık ilişkilerimiz bile 1 ay dayanmıyor tükeniyor. bunun sorumlusu yine erkeğiyle kadınıyla, genciyle yaşlısıyla bizleriz maalesef.
  • ya bayanlar boş yapmayın sanki siz çok şeysiniz aşktan sevgiden soğuttunuz be. sizin yüzünüzden hicbir konuda emek verip yol katedemiyorum. haketmiyorsunuz. genellemek yanlış ama başlık genelleyici olduğu için empati yapmanıza yardımcı oluyorum. havaisiniz. zorsunuz. ne eğlenmeye ne evlenmeye geliyorsunuz bir ortanız yok. daha iyi seçeneklere her zaman açıksınız o yüzden asla güven vermiyorsunuz. hal böyleyken günü birlik takılıp yaşamak kimseyi üzmeyeceği için erkekler de bunu tercih ediyor. ki sizden de bunu tercih eden akıllı olanlarınız var.
  • ciddi ilişki sonucunda yapılan evliliklerin başlangıcından sonuna kadar gözlemliyorum..bakıyorum sosyal medyada yapılan aktiviteler, çeyiz saçmalıkları, şatafatlı düğün çabaları, lüks düşkünlükleri vesaire buraya elli tane mide bulandırıcı bu evlilik zırvalamalarını anlatabilirim..
    yok efendim şu da olsun yok efendim bu da olsun, şunu şöyle videoya çekelim, zaten kamera var hatıra olarak kalıcak bir video var keza orada olan akrabaların da bunu çekmesi ayrı zaten..
    düğün fotoğrafları en iyi yerde olsunlar, balayıda burda olduğumu eski sevgilim de bilsin diye instagram da hesabı herkese açık yapmalar, modern dünyanın getirdiklerini sen aile içine ilk çelsede koyarsan sonu da bombok olur..
    ben mesela şahsen zaten karşı tarafın isteklerine saygı duyarak gerçekleştirmek isterim, niye istemeyeyim ama sen saçma sapan özentilik peşinde koşacaksın diye bu adı konulan ciddi ilişkimize zarar veriyorsan kusura bakma da kimse kabul etmez..en azından benim mantalitemde düşünenler..

    daha otantik, müstakil ev, bahçesinde sebzeler ve çiçekler yetiştireceğim, evimin içinde ise o kazık yiyeceğim on beş bin tl tutarında ki mobilya takımdansa beş bin tl olan hasır mobilyayı tercih eder, daha doğallık isterim..karşı tarafta bunları isteyecek kaç kadın kaldı ??
    vallahi ciddiyim bakın etrafınıza herkes popülaritenin, meşhur olmanın, gözlerde-kulaklarda olmanın hevesi içinde değil mi ?
    arkadaşlar geri kafalı değilim ama hanginiz karınızın, sevgilinizin bacaklarını, kalçam var pozlarını yayınlamasını istersiniz?
    bu günümüz türkiye’sinde gündemde olan ve hızla büyüyen bir virüs gibi herkes birbiriyle yarış içerisinde..lan ben zaten seni seviyorum yeter olummm yeter desen de nafile, insanoğlu maalesef doyumsuz nefsine yenik düşüp, sevgiyi, saygıyı yitiriyor..
    sonra vay efendim adam gibi erkekler kaldı mı ? sabit bir seviyorum diyen var mı ?
    bırakın bu halkın isteklerine, ön yargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan destek arayışlarını.

    tepkim ekseriyetle ciddi ilişkilerin başlangıcı ve sonucunda kendi içimde kurduğum, düşündüğüm, ciddi ilişkiden uzak durma isteğinedir..
    bence insan bir kusur arıyorsa ilk önce aynaya bakmalı, davul bile dengi dengine sonuçta..

    önce tiksindiğiniz ama mutlu yaşayan insanların evlerinden örnek alarak bi hayata bakın, beş-altı çocuk yetiştiren aile bireylerine laf söyleyeceğinize cahil diyeceğinize gidin ders alın.

    ciddi ilişki yaşayacak erkek kalmamışmış hadi ablacım, ne diyor yunus emre ;

    sen doğru yolda ol da, varsın sanan eğri sansın
    sen kendini bildiğin sürece, doğru insansın.

    eyvallah.
  • bana göre sorunun büyüğü kadınlar.

    sağlıklı ilişkiler için birinci şart yalnız başına mutlu olan bireylerdir.

    ve yalnızken mutlu olmayı erkekler büyük ölçüde başarıyor. biz erkekler sosyal ilişkilerde başarılıyız. entellektüel olarak kendimizi besleyebiliyoruz. kendi başımıza eğlenebiliyoruz.

    kadınlarsa yalnızlığı bir zayıflık olarak görüyor. kendini tamamlanması gereken bir şey olarak görüyorlar. bir erkekle ya da bir sosyal medya profiliyle.

    e bu yüzden ez kaza bir ilişki yaşamaya kalktığımda karşımdaki kız beni doğrudan hayatının merkezine koyuyor ki bu insanı çok geren bir durum. ilişki yaşarken kitap okuma, oyun oynama, kişisel gelişimler konusunda ilerleme gibi isteklerimi gerçekleştiremiyorum.

    hani sosyal mesafe diyoruz ya. ilişkilerde de bireysel mesafe şart ki bu kadınlardan dolayı olmuyor.

    kadınların da kendilerine ayrı bir hayat kurup ardından biriyle sağlıklı ilişki kurma alışkanlığı arttıkça bu sorunlar düzelmeye başlayacaktır. ama daha çok zaman var.
  • belli bir yaştan sonra kadınlarla da ciddi ilişki kurmak zorlaşıyor. ne varsa eski dostluklarda var.
hesabın var mı? giriş yap