• ayşe özgün'ün reklamlarında hijyenin mükemmelliğini anlatırken hijyeni bozduğu firmadır. ayşe özgün maskesizdir ve taşıdığı her tür mikroorganizma oradaki civcivlere ve ürünlere bulaşabilir.

    (bkz: lütfen dikkat)
  • ayşe özgün'ün tabiriyle "uzay üssü"ne benzeyen üretim tesislerine sahip piliç firması. ayrıca ayşe özgün "içeri hiç virus giremez" derken "sen girmişin ya" diyesi geliyor insanın.
  • ayşe özgün ün kaş yapayım derken göz çıkardığı reklamı yaptığı entegre tavuk firması.hata 1.hijyene önem veren gıda fabrikalarına giren herkes patronlarda dahil hijyen bariyeri denilen el yıkama bölgesine gelmeden önce üzerindeki her türlü takıyı çıkartmak zorundadır. nikah yüzüğüne dahi izin verilmemektedir.oysa ayşe hanımda yüzük,bilezik,künye ,küpe maşallah ne ararsanız üzerinde ,sanki kuyumcu reklamı.hata 2.ellerini doğru düzgün yıkamamaktadır.dezenfektanlı sabunla elini yıkayıp sonra durulaması gerekirken sadece suya değdirip çekmektedir.oysa uğur dündar adam akıllı yıkayıp ,eller tam yıkanmazsa bariyerin açılmayacağını belirtmişti.hata 3.önlük ,bone doğru düzgün takılmamıştır.hata 4.civcivlerin dibine kadar girmiştir.fabrika gerçekten çok temiz .çok güzel ama ayşe özgün bu konularda uyarıları dinlemeliydi.yada hiç kimse oradaki mühendislere lütfedip danışmadan çekti bu reklamı.aslında bu reklamın çekilmesindeki asıl amaç uğur dündar ın bedava oynadığı reklamda kırmızı beyaz çizgili poşetler gözükmekte idi ,bu poşeti kullanan tavukçular şanslıydı rengi gören müşteri o poşetlere yöneldi.ee erpiliç sarı çizgili poşet kullanıyormuş,sırf sarı renk yüzünden bu kadar emeğe ,yatırıma yazık mı olsun.hemen bir reklam filmi çekildi ama gerçekten o hijyene ,o çalışmaya yazık olmuş.
  • bolu göynük'ten bir aile şirketi olarak çıkmış, göynük'e tavuk kümesçiliğini armağan etmiş firmadır. tesisleri en son teknoloji ile kurulmuştu. mudurnu ilçesinde mudurnu tavukçuluk gümbür gümbür batarken, erpiliç ve ona bağlı olarak göynük'teki besiciler krizi sağ salim denebilecek kadar az hasarla atlatmıştır.

    zaman zaman askerlik şubesi'nde yaptığımız yemekli toplantılar için ucuza tavuk alırdık fabrikalarından sağolsunlar!..
  • banvit ve şeker piliç gibi firmaların rakiplerinden olup yeşil sermayenin tavukçuluk sektöründeki temsilcisidir. ürünleri , saydığım bu iki rakibinden daha ucuzdur.
    lezzetli de sayılabilir ama bugün yediğim kadınbudu köftesinden... firmaya bok atmadan nasıl söylesem bilmiyorum ama... anladığım kadarıyla köftesini yaptığı kadının hem saçları uzun hem de dökülüyormuş!
    sloganları da: `her piliç, erpiliç değildir`!
  • aldığım bir istihbarata göre sahibi bir ilaç fabrikasında işçi olarak çalışırken altılıdan parayı bulmuş, almış ve yürümüştür.
  • fiyatları oldukça uygun bir et markası. kroket'i fena değildir.
  • ne hikmetse diasadaki birkaç ürünü dışında büyük marketlerde bulamadığım tavuk üreticisi.
  • acilen reklam ajansini degistirmesi gereken pilic firmasi.

    o zara'li reklami nedir arkadas? o nasil bir sacmaliktir, soz-muzik mizanpaj ne varsa berbat. zara zaten miymiy bir kadin bir de yolum kuru yolum bilmem ne sacma sapan sarki soylemis pilicten, tavuktan sogutur insani.
  • helal sertifikalıymış. zara'lı reklamda öyle söylüyorlar. helal derken, helal kesimden falan mı bahsediyorlar, baş aşağı gelen tavukları tık tık sıradan kesen kesim makinelerini ne yaptılar, sadece kıbleye gelen hayvanları besmele çekerek kesen bir makine mi üretmişler? ya da yem katkı maddelerinin hiçbirinde domuz ürünü yoktur mu demek oluyor helal sertifika? eğer böyleyse, reklamda ''bi tek bizde var'' dedikleri bu sertifikası olmayan diğer tavukçuların sattıkları ne oluyor?

    edit: helal kesim uyguluyorlarmış, tek tek elle. yem katkılarında da domuz ürünü olmadığını garanti ediyorlarmış. hakkını veriyorlar gibi görünüyorlar. http://urfatutkunu.blogcu.com/…ezi-notlarim/6964882 burada sadece bir kısım var aklımı kurcalayan, belki de rakamlar yanlış yazılmıştır bilemiyorum:
    --- spoiler ---

    tavuk vücut ısısı normalde 42 derece. kesilince tavuk ölüyor ama hücreleri ölmüyor. bu nedenle büzüşüyor. eğer keser kesmez yolmazsanız büzüşmeden dolayı yolarken derisi de kopar. ayrıca günde 300bin tavuk kesiliyor ve elle yolunması mümkün değil. bu nedenle tavuğu 52 derece suya sokuyorlar. böylece vucut ısısı 42 derece oluyor ve makina yoluyor. fabrikaya bir çok uzman getirtmişler. en son hayrettin karaman da gelmiş. ve hepsi caizlik konusunda onay vermişler. ama diğer bazı firmalar 53-54 derecede suya batırıyor. bu durum caiz olmuyormuş. kuru yolum teknolojisi de dünyada yok. seri üretimde kuru yolum yaptım diyen yalan söyler deniyor, takdir edersiniz ki 300.000 tavuk az bir rakam değil.
    --- spoiler ---

    52 derece caiz, 53-54 derece caiz değil? 42 derece caiz, mi diyecekti acaba? aramızda 1-2 derecenin lafı olmasın yoksa. sonuçta su tankının benim bildiğim kadarıyla sıkıntısı hijyendir, dereceden ziyade. kesilen hayvanın kanı ve dolayısıyla bakteriler de suya geçer, oradan da diğer hayvanların etlerine. o ısı da tüm bakterilerin ölmesi için yeterli değil. bir yerini kaçırıyorum ama dur bakalım, biraz daha eşelemek lazım.
hesabın var mı? giriş yap