• karakter sınırlamasına takıldım. başlığın aslı: “bugün eşcinsellik için yürüyenlerin yarın pedofiliyi ve ensest ilişkiyi meşrulaştırmak için yürüyecekleri gerçeği” olacaktı.

    evet, bugün eşcinselliği meşrulaştırmak için çabalayan kesim; yarın öbür gün pedofiliyi, ensest ilişkiyi, hatta zoofiliyi meşrulaştırmak için çabalayacak. batı ülkelerinde böyle oldu, türkiye'de de aynı şeyler tekerrür edecek.

    bugün türkiye'de “onur yürüyüşü” adı altında iki erkeğin yahut iki kadının birbirleriyle olan cinsel yönelimlerini yasal hale getirme girişimleri; isveç, danimarka, hollanda, amerika ve çek cumhuriyeti gibi ülkelerde onlarca yıl evvel gerçekleştirilip neticeye bağlandı bile.

    bugün bu bahsini ettiğim avrupa ülkelerinde ensest ilişki ve pedofili gibi sapkın cinsel yönelimler gayet olağan ve tabii karşılanıyor. mesela isveç'te çocuk pornografisi ve pedofili ilişki, çok da uzak olmayan bir geçmişe kadar serbestti: https://www.thelocal.se/20090121/17058

    ayrıca isveç'in orantısal anlamda en fazla ateist nüfusuna sahip ülke olduğunu da hatırlatmak isterim. hani bütün ahlaksızlıkların kaynağı ve ana vatanı ortadoğu ülkeleriydi ya... hani batı ülkeleri sevgi ve iyilik pıtırcığıydı ya... neyse.

    ayrıca çek cumhuriyeti, ingiltere ve amerika gibi ülkelerde pedofiliyi ve ensesti yaygınlaştırmak için kurulan yasal örgütler var. bunlardan en popülerlerinden biri de amerika'daki “nambla” denen ve idari kadrosunun tamamı ateistlerden oluşan aktivist kurum: https://en.m.wikipedia.org/…an/boy_love_association

    ne tesadüf değil mi? tekrar belirteyim; bu adamlar yalnızca ateist değiller, aynı zamanda pedofiliyi meşrulaştırmak amacı ile sürekli hareket halinde olan aktivistler. bkz: harry hay, david thorstad, samuel r. delany ve sam harrisne

    yine bu ülkelerde sayısız pedofili içerikli dergi ve dijital platform resmi olarak yayın hayatlarına devam ediyor. (uygunsuz içerikler bulunmasından ötürü buraya link atmıyorum.) yalnızca durumum ciddiyetini anlamanız amacıyla bir örnek vermekle yetiniyorum:

    mesela ingilizce, almanca ve fransızca yayın yapan “international pedophile and child emancipation” (uluslararası pedofili ve çocuk özgürleşmesi) isimli oluşum:

    https://www.ipce.info/…rary/dutch_movement_text.htm

    bunlar gibi ensesti legal hale getirmeye çalışan l'espoir ve gred gibi bir çok kurum da var.

    zaten şuan batı ülkelerinde “karşılıklı rıza” olduğu müddetçe ensest ilişki de sapına kadar legal. bakın.

    sevgili iki kardeş: https://hizliresim.com/eop4kn

    sevgili anne ve oğul: https://hizliresim.com/2o5vbv

    babasından hamile olduğunu ve bundan mutluluk duyduğunu söyleyen bir kadın: https://i.hizliresim.com/jqjgmj.jpg

    böyle devam ederse türkiye'nin de nihayetinde geleceği nokta eli mahkum bu. bir çok konuda olduğu gibi, bu mevzuda da batı'nın gerisinden geliyoruz. onlar eşcinselliği aşalı çok oldu. pedofili ve ensesti de aştılar. bu aralar zoofili yaygınlaştırılma aşamasında.

    türkiye şuan eşcinsellikte. ama batı'daki silsile burada da devam edecek.

    islamiyet, 700'lü yıllardan önce başta arabistan, hindistan, çin ve iran olmak üzere hemen hemen dünyadaki bütün topluluklarda bulunan ensest, pedofili ve eşcinsellik gibi cinsel sapkınlıkları törpüledi.

    şimdi ise islam dini otoritesini kaybetti ve öncesinde olduğu gibi, aynı ahlaksızlıklar ve sapkınlıklar bu çağda tekrardan zuhroldu. konuyla alakalı hasan en nedvi'nin “müslümanların gerilemesiyle dünya neler kaybetti” isimli eserini okuyabilirsiniz.

    lafı şuraya getirecem, tek ve yegane çözüm: “evrensel” ahlaki kurallara tabi olmaktır. bu da ancak medde üstü ve evrendeki bütün mevcut varlığı aşkın bir yaratıcının “yargısını” ve ilahi mesajını ölçü alarak mümkün olur. aksi halde insanlık bir sağa, bir sola savrulup durur.

    bu durum, felsefi açıdan insan oğlunun dine olan ihtiyacını ve gereksinimini ispatlamak için kâfi. din olmadan evrensel ahlaki ilkeler bile çizilemiyor. sabit bir ahlaki teori oluşturulamıyor. sürekli yalpalanılıyor ve lastik gibi esneyip duruluyor.

    tekrarlıyorum: tanrı ve tanrı kaynaklı bir din ile temellendirilmediği müddetçe “ahlak” denilen normatif olgu; “subjektif değer yargılarına, kişisel arzulara, toplumun coğrafi, kültürel ve içtimai yapısına” göre değişkenlik göstermeye mahkumdur. bu mevzu tartışmaya kapalı.

    global anlamda sekülerleşen insanlığın genel sorunu bu. materyalist ve pragmatist bir hayat anlayışını benimsemiş seküler bireyler için yalnızca itmeden, çekmeden, dalgadan, parçacıktan oluşan “madde” vardır. maddeye de “iyi” ve “kötü” gibi soyut kavramalar yüklenemez.
    doğal olarak “evrensel” ve sabite ahlaki değerleri de yoktur. normlarının ve idealarının ucu açıktır. bu da demek oluyor ki; bir erkek isterse 35 kadınla, bir kadın isterse 35 erkekle aynı anda beraber olsun; isterse baba ile kızı, anne ile oğlu, kız ve erkek kardeşler evlensin; hatta ve hatta bir insan, -olumlu veya olumsuz tepki verme yetisine sahip- bir hayvan ile cinsel ilişkiye girsin; tarafların tümünün rızası var ise, bütün bu olanlar, kendileri için “madde yığınlarının üst üste binmesi” dışında hiçbir şey ifade etmez.

    etik mevzusuna şurada değindim: #81329494

    yeri gelmişken, türkiye'de gerçekleşen
    çocuk tecavüzlerini ve cinayetlerini işaret ederek bu ahlaksızlıkları dindarların üzerine yıkan, bu şekilde ideolojik ve siyasi çıkar elde etmek için çırpınan militan ateistlerin tutarsızlıklarını ve ikiyüzlülüklerini de suratlarına çarpalım.

    çünkü eğer genelleme yapılacaksa, ateist kesim açık ara zarar edecektir. yine çünkü bu yazıda görüleceği üzere; ateizm oranı ile pedofili başta olmak üzere ensest, taciz ve tecavüz doğru orantıda artmaktadır. ben demiyorum, uluslar arası hakemli araştırma ve anketler söylüyor...

    ilk olarak ateistlerin önde gelen şeyhlerinden biri olan dawkins'in “the times” gazetesine verdiği şu röportaja bakalım.

    dawkins özetle:

    pedofilinin, dokunmanın ve tacizin kınanması gereken davranışlar arasında olmadığını söylüyor ve pedofiliyi tecavüz gibi suçlarla karşılaştırarak meşrulaştırmaya çalışıyor.

    kaynak 1: https://www.theatlantic.com/…gain-and-again/311230/
    kaynak 2: http://www.dailymail.co.uk/…edophilia-comments.html
    kaynak 3: https://www.lifesitenews.com/…ittle-mild-pedophilia

    aslında bakarsanız dawkins kendince gayet tutarlı bir söylemde bulunmuştur çünkü savunduğu dinamikler bunu gerektiriyor. neyse, konumuz etik değil. dediğim gibi, etik konusuna şurada değindim: #81329494

    ben şunu merak ediyorum: dünyanın diğer ucunda kendisine müslüman diyen birisi çıkıp islam aleyhine bir beyanatta bulununca yaygarayı koparan ve beyanatı yapan şahsın söylediklerini alıp müslümanların tümünün üzerine yığan ateistler, dawkins için neden ağızlarını bile açmıyorlar?

    neyse, şimdi ise ateizm nüfusu ile pedofili ve buna benzer diğer materyaller arasındaki pozitif ilintiye bakalım.

    danimarka: dünyanın en büyük çocuk pornografisine ve çocuklara yönelik tacize, tecavüze, istismara ilişkin olaylara ev sahipliği yapan ülkedir.

    bakın, yine ben değil, bilim dünyasının objektif araştırmaları söylüyor:

    2009 yılında cambridge üniversitesi'nde yayınlanan akademisyen suzanne ost'un raporu, kaynak: suzanne ost'un yasal ve toplumsal karşılıkları, cambridge university press, sayfa 29, 2009

    "ticari çocuk pornografisinin en büyük kaynağı danimarka'dır. danimarka, 1969'da her türlü pornografik materyalin üretimi ve satışı ile ilgili tüm kısıtlamaları kaldırdığında dünyanın önde gelen çocuk pornografisi üreticisine dönüştü."

    kadınlara ve kızlara yönelik şiddetin aşılması: yazarların yazdığı rahel nardos'un dünya sorunlarını ortadan kaldırma uluslararası kampanyası ; mary k. radpour; william s. hatcher ve michael l. penn, sayfa 59, 2003)

    bunun ateizm ile ne alakası var demeyin. danimarka, orantısal anlamda dünyada ateist nüfusunun en fazla olduğu 3. ülke

    kaynak: http://www.adherents.com/largecom/com_atheist.html

    evet, nüfusunun %80'nini ateistlerin oluşturduğu danimarka, çocuk pornografisinin ana vatanı. bunları kafanıza vura vura sokacağız.

    şimdi ise tayland'a bakalım. bırakın pornografiyi; çocuk tacizinin, istismarının ve tecavüzlerinin uluslararası kirli ilişkiler ağına dönüştüğü en büyük ülkedir tayland.

    kaynak: http://edition.cnn.com/…/07/05/thailand.pedophiles/

    ve yine şu işe bakın ki, tayland'ın %95'i nonteist-ateistlerden oluşuyor.

    görüldüğü üzere; isveç'te, hollanda'da, danimarka'da, ingiltere'de, çin'de ve daha birçok ateist oranı zirve olan ülkede çocuk pornografisi, çocuk fuhşu ve diğer mide bulandırıcı faaliyetler çocuklar üzerinden yapılmakta ve bu da gayet açık bir şekilde bilinmektedir.

    şimdi gelelim ergenlik sonrası evlilik konusuna...

    ilk olarak materyalist bir bireyin, yaşı ne olursa olsun regl dönemine girmiş bir kız ile sperm üretimine başlamış bir erkeğin kurduğu cinsel ilişkiyi eleştirme hakkı yoktur. aksi halde kendisi ile çelişmiş olur. zira neyin ahlaklı olup, neyin ahlaksızlık olduğunu ölçerken referans aldıkları “tabiat ana” buna müsaade etmektedir. naturalizm ile evrimsel ahlakı savunan hiç kimse ergenlik sonrası gerçekleştirilen cinsel ilişkiye burun kıvıramaz.
    sevmeyebilir, hoşlanmayabilir, midesini de bulandırabilir fakat yine de “ahlaksızlık” olarak nitelendirmez. tıpkı benim kokusunu dahi aldığımda midemin bulanmasına sebep olan aşurenin yenmesinin ahlaksızlık olduğunu söyleyememem gibi. neyse, konumuz hala “etik” değil.

    malumunuz ateistler durmadan çocuk evliliklerini dile getirerek, islam'ı ve bu coğrafyaları pedofili ve çocuk tacizciliğiyle suçlarlar. oysa konunun din değil de, kültürel, sosyolojik, coğrafi ve biyolojik faktörlerle ilgili olduğu defalarca ifade edildi.

    yani kimsenin, dinimiz küçük yaşta evliliği emrediyor diye kalkıp evlendiği yok. zaten islam'ın buna yönelik bir teşviki de yok. bu, yerleşik olan toplumsal gelenekler ve anlayış perspektifinde gerçekleşen bir hadisedir. tarih boyunca zaten var olan ergenlik sonrası evlilik, islam'da alt sınır konularak insanlara bırakılmıştır.
    bu da, bu olayın din değil, toplumsal ve sosyokültürel bağlardan kaynaklı bir durum olduğunun gösterir.

    neyse, konumuza dönelim. yine ateistlerin meskeni çin'de kanunen cinsel ilişkiye girme yaşı 14'tür.

    yine çin'de pedofili ve çocuk istismarı gibi fiiller, bedeli ve cezası yeterli olmayan suçlardır. bu ülkede aile içi ensest, çocuk tacizi ve tecavüz oldukça yaygındır.

    kaynak: https://www.ipce.info/…edophilia-chinese-perspektif

    çin'de evlilik yaşlarının çok çok daha küçük olduğunu, pedofilin uluslararası ticaret haline getirildiğini, tecavüz ve istismarın ise son derece yaygın olduğunu, çin vatandaşları bizzat kendileri itiraf ediyor.

    buyurun kaynak: https://answers.echinacities.com/…-aware-pedophilia

    ne tesadüf değil mi? çin'de pedofili var, ensest var, taciz ve tecavüz var, çocuk ticareti var, envai çeşit sapkınlık var ve bunlarla birlikte 1 milyar ateist var... evet beşer evladı, 1 milyar ateist var.

    kaynak: https://www.independent.co.uk/…vinced-a6946291.html

    her fırsatta medeniyetin kalbi diye itelediğiniz almanya, çocuk tecavüzü en çok gerçekleşen ülkeler sıralamasında zirveleri oynuyor. her yıl 20 bin'e yakın çocuk tecavüze, 5 bin'e yakın çocuk ise tacize maruz kalıyor

    ee, ne oldu şimdi? ben de tıpkı sizin bize yaptığınız gibi pedofilinin, tacizin ve tecavüzün ateistler tarafından gerçekleştirilmesi gerçeğine dayanarak, bu pislikleri tek tek hepinize nispet mi edeyim? hayır. çünkü sizin gibi sığır ve dar ufuklu değilim.
  • amerika'daki eşcinsel topluluğunda da savunulmaya başlanmış olan şey.

    (bkz: pedosexuality)
  • olduça iddialı bir yaklaşım..

    çoğunuzun aksine pasif bir adamım ben.. yanlış anlaşılmasın, cinsel tercih değil, hayat tarzı olarak.. lafı orasından burasından anlayıp kalbinizi kırdırmayın şimdi!!!

    evet, pasif bir adamım.. burada yüksek perdeden atıp tutan kafaya aşina değilim..

    gücün potansiyel heybetine inanan, kullanılmadan, mümkün olduğunca gizli kalması, örtülmesi gerektiğini düşünen ve bu yüzden genellikle stand by modunda takılan bir tipim.. hayat tarzıma uymayan, fikrimce "yanlış" kategorisinde olan işleri yapan kimseleri gördüğümde hemen tepki vermem.. "hoşgörü" denen ve her tarafından kibir akan çakma yaklaşımdan da haz etmediğim için böyle farklı insanları tüm yönleri ve ayrıntılarıyla anlamaya ve saygı duymaya çalışırım.. zaten adil olmak gibi bir derdiniz varsa eğer, ötekileri anlamaya başladığınızda saygı da peşinden geliyor.. kendiliğinden..

    yıllar önce, hangi programdı, konsept neydi hatırlamıyorum, bülent ersoy'un bir isyanına tanık olmuştum.. muhatabı kimdi onu da tam hatırlayamıyorum* ama onun bir sözüne karşı epeyce sert bir üslupla höykürdükten sonra izah eder gibi söylediklerini aşağı yukarı hatırlıyorum:

    diva'ya göre, cenab-ı allah bir insanın içine bu hissiyatı, bu yönelimi koyduysa konu kapanmalıydı.. kimsenin de bunu sorgulama hakkı yoktu.. konuyu bu üslupla kestirip atan ve tüm fikir yapısını yalnızca fıtrata dayandırdığı bir "eğilim" üzerine kuran bu algıdaki tehlikeyi fark ettiğimde her zaman yaptığım gibi yanağımı içeriden kemirip gözlerimi kısarak boşlukta bir noktaya doğru dalıp gitmiştim..

    bana soracak olursanız eşcinsellik ile pedofili kesinlikle aynı kefede tartılamaz.. bunların farklarına dair uzun uzun ve son derece haklı konuşmalar falan da yapabilriz ama cinsel kimliğimize yönelik savunma cephesini "eğilim" dağına yaslarsak çok fena bir yere varabilir o işin sonu.. zokayı yanağımıza taktıkları gibi lakkadak çekerler düze..

    insanı insan yapan şey eğilimleri ile savaşma huyundan başka bir şey değildir azizim.. bizler çok önemli falan sandığımız o sevgi, saygı, kin, hırs, merhamet, sadakat, kıskançlık, alet yapmak veya sosyal beceriler yönünden hayvanlardan çok da farklı değiliz.. bu iki ayaklı hayvanı "insan" denen üst varlığa dönüştüren biricik şey kendisiyle olan mücadelesi..

    dünya üzerinde insandan başka kendiyle derdi olan bir canlı bilmiyorum.. ve öyle veya böyle, fıtratına, eğilimlerine, cenab-ı hakk'ın içine yerleştirdiği binbir güdünün en azından bazılarına savaş açmamış hiç kimsenin insanlıktan nasibini almasını mümkün görmüyorum..

    içimizdeki his bizi hangi yöne çekerse çeksin, bunda ayıp bir şey yok.. olamaz da.. peki biz ne yapacağız, içimizdekiler bizi nereye çekerse çeksin biz hangi yöne gideceğiz? sorumluluk işte o ilk adımla başlıyor..

    yani benim eşcinsel kardeşim, trans dostum, içinde farklı uyanışlar hisseden arkadaşım; yediğimiz her türlü naneye fıtratımızı, eğilimlerimizi, içimizden gelen hisleri falan bahane etmez ve onlarla savaşmaya hazır olursak çok daha sağlam temellere oturan bir toplum inşa edebiliriz gibime geliyor.. bunu yapmadığımızda derin sıkıntılar oluşuyor, toplum çürümeye başlıyor.. sen burada atıp tutanlara bakma.. sorunun boyutu aslında hepimizi aşıyor gibi ama devası da yine bizden başka bir yerde değil işte..

    arkadaşlara selam, öptüm..
  • “bugün eşcinselliği meşrulaştırmak için çabalayan kesim; yarın öbür gün pedofiliyi, ensest ilişkiyi hatta zoofiliyi meşrulaştırmak için çabalayacak.”

    ensest: yakın kan bağı olanlar arasındaki ilişki.
    meşru: yasal.

    türkiye’de ensest ilişki yaşamak zaten yasal. yasal olmayan bu insanların evlenmeleri. aynı şekilde eş cinsel ilişki de yasal. yasal olmayan bu insanların evlenmeleri zira burada rızaya dayalı olma söz konusu.

    pedofili ve zoofilide ise rıza aranmaz, bunlar suçtur.

    türkiye’de mevcut durumda yetişkinler arasında rızaya dayanan ensest ilişkiler cezalandırılmıyor.

    kısaca ensest ya da eş cinsel ilişki suç değil, aralarında ensest ya da eş cinsel ilişki bulunan insanların evlenmeleri yasal değil. ensest ya da eş cinsel ilişkiyi yasaklayan herhangi bir madde tck’de bulunmamakta. bunun yanı sıra ensest ya da eş cinsel ilişki taciz ya da tecavüz değildir; ilki aralarında kan bağı olan insanlar arasındaki, ikincisi ise aynı cinsiyet arasındaki rızaya dayalı ilişkidir. ensestin ya da eş cinsel ilişkinin suç kapsamında ele alınabilmesi için rızaya dayalı olmaması gerekmektedir; o hâlde de suç zaten ensest ya da eş cinsel ilişki değil, cinsel saldırı suçları başlığı altındadır.

    türkiye’de ensest ya da en cinsel ilişki yasal, ensest ya da eş cinsel evlilik yasaktır.

    başlığın doğru hâli (bkz: eş cinsellikle pedofili arasında fark olmaması)
  • hani böyle çok konuşup konuşup incir çekirdeğini doldurmayan kişiler olur ya. burada başlığı açan yazar, kendi çalıp kendi oynamış. yürüttüğü fikrin çıkış noktasında kuralları da kendi koymuş, çıkarımını da kendi koyduğu ya da kurguladığı kurallardan yapmış. ne anlatmış? bir hiç.

    evet canım pedofili ile eşcinsellik arasında fark yok.
  • “bugün bu bahsini ettiğim avrupa ülkelerinde ensest ilişki ve pedofili gibi sapkın cinsel yönelimler gayet olağan ve tabii karşılanıyor. mesela isveç’te çocuk pornografisi ve pedofili ilişki serbesttir:”
    demiş yazar arkadaş. isveç’te çocuk pornosu ile ilgili şöyle bir ceza buldum.
    link
    devamını da okumaya değer görmüyorum. kale alınacak şeyler yazmamış yazan kişi. yalan yanlış bilgilerle beyninizi yıkamayın siz de.
    edit: ulan internette isveç’te çocuk pornosuyla ilgili birçok tutuklamalı haber var. yazarın dediği gibi ise neden devlet tarafından bu insanlara ceza verilmiş. azcık sorgulayın amk. 100 kişi de favlamış yazıyı. bu kadar mı açıp araştırmaktan acizsiniz. her okuduğunuza inanmayın.
  • böyle bir yargıya sahip başlığı açanın allah bin türlü belasını versin demek istiyorum. bazen kelimeler biter durumu allah'a havale edersiniz bu da öyle bir durum işte.
  • çarlık rusya'sında yahudilerin kentlere girmeleri yasaktı.

    hristiyanlar, yahudilerin hamursuz çöreklerini, öldürdükleri hrıstiyan çocukların kanı ile yaptıklarına inanıyorlardı.

    bir azınlığı şeytanlaştırmanın en kolay yolu çocukları kullanmaktır.
  • yazıyı baştan aşağı okudum. verilen kaynaklara baktım. bu kadar vakit harcanıp; bu kadar altı ve içi boş, kendi verdiği kaynaklarla çelişen bir yazıyı çok uzun zamandır okumamistim. bir sürü notlar aldım. buraya yazarım diye ama sağ olsun daha 2. entry'de (bkz: #92060688) h r hepsini pek güzel yazmış. bana ancak tanım yapmak kalmış.

    tanım: geçerli ve tutarlı kaynakları olmayan bir iddia.
hesabın var mı? giriş yap