• sahaf dükkanlarının tamamına hükmeden harika koku.
  • hele bir de henüz sayfaları açılmamışları denk gelirse orgazmdan zevkli anlar bile yaşatır.

    30'lardan 40'lardan, 50'lerden kalan o kitabın kim bilir kaç kez el değiştirdiği,
    hangi tozlu raflara konuk olduğu,
    o raflarda hangi kitaplarla yan yana durduğu,
    hangi anıları açılmamış yapraklarına hapsettiği,
    bazen ilk sayfasında alan kişinin attığı tarih ve imzası,
    bazen sürpriz bir siyah beyaz fotograf (sahibinin mi, yoksa sahibinin önemsediği birinin mi merakı),
    bazen de kurumuş bir çiçek, gönderilmemiş bir not, üstü karalanmış bir kız ismi denk gelir.

    ama en güzeli, toprak sarısı rengini ve toprak kokusunu bir arada barındırabilmesidir. kısacası, eski kitap gibisi kesinlikle yoktur. eğer varsa da, henüz sayfaları açılmamış bir eski kitaptır.

    gerçi ben gece gece neden böyle romantizmle yazdıysam! gören kitapla seviştim sanacak.
  • mükemmel karışım.

    solmuş sayfalar. sayfalarca anlatılan, anlatan, onca zaman içinde okuyan, eller, gözler, anılar, evler, masalar, kanepeler, dolaplar, raflar. kenarı kıvrılmış, arasında çiçekler kurumuş, notlar alınmış, altı çizilmiş, çay kahve dökülmüş, yırtılmış, silinmiş, kopmuş sayfalar sayfalar.
  • hiçbir kokuya değişmediğim muhteşem koku. yaşanmışlık gibi kokandır belki de.
  • bu koku bana kütüphaneyi anımsatıyor ve babamın elimden tutup beni ilk defa kütüphaneye götürüşünü.o yüzden daha çok seviyorum.kitapların kokusu isterse kötü olsun.bana anılarımı hatırlattığı için çok severim eski kitap kokusunu.
  • farmakoloji kitabı kokusudur benim için.
  • ıstiklal caddesindeki kelepir kitapcida olan koku. bu kadar guzel olabilir mi bir koku? bir de kitap kokusu parfumu cikmis. (bkz: paper passion)
  • yeni bir ekşi sözlük yazarı. hoş gelmiş; hayır! ciddi ciddi hoş gelmiş. selam ve saygı ile.

    #25230459

    okuyunuz, okutunuz efendim.

    edit ve ayrıca:#25993438
  • bazıları eski kitap kokusunu duyamamanın bir eksiklik olduğunu dü$ünerek bu konuda kendilerini rezil edebiliyorlar.

    örnek mi istiyorsunuz? buyrun size örnek:

    geçenlerde bir antikacıdaydım. o gün aldığı ev e$yaları ve mobilyalarla birlikte bir kaç koli tavanarasında kalmı$ kitap dergiyi de vermi$ler. adamcağız laf etmemi$ ve dükkanına getirmi$. bir kö$eye kapağı açık bir $ekilde bırakmı$. tavanarasında ve kapalı kutuda yıllarca kalan bu dergi ve kitaplar ortalığa öyle bir koku salmı$ ki sormayın gitsin. ben de dahil olmak üzere herkes bu kokuddan tiksinerek çaylarımızı içiyorduk. birden bire dükkana giren genç bir kız mü$teri sağa sola bakınmaya ba$ladı ve kitap dergi bulunur mu diye sordu.
    dükkanın arka tarafında biraz kitap vardı ama uyduruk bestseller romanlardan ibaret olduğu için kutudakileri i$aret ederek "bunlar yeni geldi tarihi $eyler var içlerinde inceleyin isterseniz" diyerek muhabbetine devam etti. kızcağız biraz bakındıp ardından $u cümleyi söyledi bize:

    ayy! bayılırım bu eski kitap kokusuna. bir ya$anmı$lık, bir nostalji, bir tarih var bu kokuda. öyle değil mi?

    o ana kadar kokusundsan tiksindiğimiz bu kitap ve dergilerin bir kız tarafından beğenilmesi bizi epey $a$ırtmı$tı tabii ki. ke$ke eski kitap kokusu ile küflü nemli kitap kokusunu ayırt edebilecek kadar tecrübeli olsaydı da bu lafları etmeseydi.
    o beğendiği koku aslında resmen küf ve nem kokusundan ba$ka bir $ey değildir. eski kitap kokusunun hissettirdiklerini söylemek istemesi güzel ama bilmeden söylemek zorunda kalması ise dü$ündürücü tabii ki.
hesabın var mı? giriş yap