• insanların, bazen, ayrılık konuşmasını yapacakları zamanlarda, ayrılık konuşmasını yapmaya gittikleri buluşmalarda evlenmeye karar vermeleri bu kararın en tuhaf yönüdür..

    bir ilişkinin "ya evleneceğiz, ya da ayrılacağız" noktasına gelmesi yeteri kadar şaşırtıcıyken, bu noktada seçilen yolun "evlilik"olması ayrı ilginçtir..
  • er kişiler için söylüyorum. bu karar " biri götümü toplasın, hazırda ütülü gömleğim olsun, beleşe de sevişiriz ağunakoyim " mantığında alınmamalıdır.

    keza hatun kişiler için de " sırtımı dayayayım herife, iki de çocuk atarım önüne, mis gibi geçiniriz."

    vallahi benden söylemesi. çok pişman olursunuz, çok.
  • - hoşgeldiniz, ne alırdınız?
    + ebeveyn üstü az özgürlük!
    - üzgünüm, sadece kaos üstü bol yorgunluk var. acılı soslar da ikram ediyoruz yanında.
  • almayın!

    almayın derken, evlenmeyin değil. böyle bir karar almayın. evlenmek mi istiyorsunuz? çat diye evlenin... kız hazırlanmak ister, ailenin beklentileri vardır, kız evi naz evidir, erkek evi bilmem nedir... sikin anası ama karar almayin!

    çünkü ne oluyor biliyor musunuz?

    hiçbir şey beklemeyip sadece sizinle olmak isteyen sevgiliniz, sadece sizin mutluluğunuzu isteyen aileniz falandı filandı derken ebeniz sikiliyor.

    o yüzden karar almayın ve direkt evlenin.

    ya da evlenmeyin lan... sıçarım çarkına!
  • çok zordur bu kararı almak, çünkü etrafınızda bir anda sizi bu işten caydırmak için ellerinden geleni yapacak insanlar oluşuverir. kendinizi çığlık atarken, panik ataklar yaşarken bulursunuz... aileniz müstakbel damat adayı ile tanışmak ister, bir anda planlar kurmaya başlar, etli pilav mı olacak yoksa kına gecesinde çerezmi olacak ayrıntılarına takar, ablanız sizi hafta sonu yanına davet eder sakın ha sahipsiz zannetmesinler seni diye.. anlam verilemez olanlara, ne sahibi, ne kınası derken, karışıverir aklınız. meğer ne çok prosedür varmışta benim haberim yokmuş...

    delirmenin eşiğine gelirsiniz oysa siz sadece karar almışsınızdır lerin yoğunluğundan detayları henüz konuşmamışsınızdır bile, kaynananız olacak hanımefendi ile tanışırsınız bir sürü detayda onlardan gelir. olmayan evin eşyaları konuşulur, giyilecek gelinlikten nikah şekerine kadar planlarlar, istemeye geldiklerinde kaç kişi olacağı sorulur nee?? diyip kaçmak istersiniz, en son sevdiceğin yanına gidilir sıkıntılı bir şekilde tek sığınak o görülür sarılınır ve.... birinci sene çocuk yaparız değil mi aşkım sözü ile selam dünyalı ben dostum dersiniz... -kotu çekip evlenmek lazım-... evlilik kararı aldığınızda bunu ilk heves paylaşayım derseniz etraftan herkes bir sürü şey söyler sağlam siniriniz varsa aşarsınız yok değilse nefes darlığı, gerginlik, uykusuzluk ya da aşırı uyku yaşamanız muhtemel...
  • şu an tecrübe etmekteyim...zormuş. öyle böyle değil, bayağı bir zormuş.

    acaba doğru insan mı? ( oha derler adama, doğru değildi de 10 senedir ne işin var)
    tamam, gülelim eğlenelim de hep devam edecek mi? ( yarın sabah uyanacak mısın?)
    o kadar üzdü beni , kırdı, yaraladı, yordu canımdan bezdirdi tüm bu yaşanılmışlıkları unutabilecek miyim? ( tüm bunları yaptı ama vazgeçmedin, vazgeçemedin ? naber?)
    --- tam şu anda no woman no cry çalmakta ne ironik, bu bir mesaj olabir mi sayın sözlükçüler? -

    hep istedin, hep düşledin peki nedir şu an ki şu korku, tedirginlik? ( hazır mıyım, değil miyim? bir oha daha alayım, yaş olmuş 35 !, ilişki ilk virajını çoktan geçmiş, bir sürü badre atlatılmış)

    yıılar önce bir yazı okumuştum: yaşar kemal karısından " sıra arkadaşım" diye bahsediyordu, " ben karımı değil , sıra arkadaşımı kaybettim" demişti vefatından sonra. bu yazıyı ikimiz aynı zaman dilimlerinde, farklı coğrafyalarda okuyup, aynı şeyi düşünüp, aynı anda birbirimiz aramıştık. bu mudur sıra arkadaşlığı? buysa, bu ne korku, bu ne telaş, ne bu tedirginlik içimdeki? neler oluyor? bir bilen var mı? birileri bana bir şeyler söylesin. aferim desin, doğru yoldasın desin, çok iyi düşünmüşsün desin.

    birileri bana bişi söylesin ey sözlükcüler, kardeşlerim, arkadaşlarım. bir el atıverin bana be, sevaptır...
  • sevgilinizin bir başkasıyla sevişebileceğini düşünmekten korktuğunuz için mi yoksa onunla ömür boyu sevişmek istediğiniz için mi böyle bir karar verdiğinizi düşünmeniz gerekir.
  • akılda kendinizle ya da karşı taraf ile ilgili tek bir soru işareti bile varsa verilmemesi gereken karardır.

    önce o sorulara cevaplarınızı sonra kararınızı verin.
  • genellikle pazar gunleri verilen karardir. haftaici islerin yogunlugundan akla gelmez. cuma, cumartesi gecesi, arkadaslardi, yeni insanlardi, kizlardi, alkoldu derken pek fazla iplenmez. ama pazar gelip cattiginda belki sabah yalniz uyanma (birisiyle veya yalniz basina, ne farkeder ki?) belki de hayatinin kalan kismi ile icsel bir hesaplasma sonucunda ortaya cikan bir sonuctur.

    kafanda "ne yani, kalan hayatim boyunca, gidip gezecek bir liman kalmayana kadar bir limandan digerine mi gezecegim?" sorusu var olur once. durtulerinle yasamaya daha ne kadar devam edeceksin diye sorgularsin kendini. her kacmak istedigimde gidecek yerim kalmayana kadar kosabilir miyim diye dusunmeye baslarsin.

    havadaki bir degisik sonucu, rahatsiz edici mide kaslarinin, gunduz duslerinin, onca zaman taniyip sevdigin, guzel sohbetler yaptigin, tartismalar yasadigin arkadaslarinin yerine bir anda, hic hesapta yokken gorup gulusune, gorunusune tutuldugun, seni ozgur kilacagina inandigin birini secmesi ve o kisinin hayal kirikligi yasatmasi.

    o kadar hayal kirikligi yasarsin ki artik durtulerinin bos olduguna inanirsin. kendi kararlarini kendin almak istersin. gercekten sevdigin, beraber olmak istedigin, yaninda kendini huzurlu hissettigin kisiden kacmayip evlenirsen ve herseyi yoluna koyarsan, bunun seni baska seyler yapmak icin ozgur ve mutlu kilacagina inanirsin. iste budur evlilik karari. durtulerinin degil, kendi kararina inanmak.
hesabın var mı? giriş yap