• çöpün enteller tarafından kullanılan adı.
  • iso 14001 standardında herhangi bir işletmenin yemekhane, duş, tuvalet gibi kısımlarından çıkan atıklarını tanımlamak için kullanılır.
  • her gördüğümde midemi bulandıran radyasyon yemiş, mutasyon geçirmiş uyduruk bir tamlama. aşağıdakilerin emmisi kızı:

    (bkz: güreşsel meydan)
    (bkz: arısal kovan)
    (bkz: kuşsal yuva)
    (bkz: fabrikasal baca)
    (bkz: taşsal araba)
    (bkz: penceresel cam)
    (bkz: bahçesel domates)

    daha neler!..
  • bulaşık konserve kutuları, giyim eşyaları, tek kullanımlık malzemeler, yiyecek kırıntıları gibi atıklar evsel atık olarak adlandırılır. çok fena kokar. çöpün enteller tarafından kullanılan hali değildir. çöplerin sınıflandırılması sonucu ortaya çıkmış tabirdir. tıbbi atık, tehlikeli atık, radyoaktif atık da çöptür ancak evsel atıkla karıştırılıp aynı çöp poşetinde atılmaması gerekir. zira senin o çöp dediklerin kaynağında ayrıştırıldığı takdirde başka bir ürünün ham maddesi olabilmektedir. sonra ''vay efendim isveç'in çöpü kalmamış danimarka'dan çöp satın alıyormuş''. alır tabii. adamlar senin o çöp dediğin evsel atığı diğer atıklardan ayrı ayrı toplayarak enerji üretiyorlar. bu işlem için özel tesisleri mevcut. enerji üretecek kadar çöp kalmayınca da dışarıdan ithal ediyor. danimarka'dan almış, danimarka'da kaliteli kaynağında ayırma var tabii. yani çöp deyip kağıdını da, konserve kutusunu da, yara bandını da, yemek artıkları ile aynı kutuya atmıyor. enerji elde edilebilecek organik içeriği yoğun evsel atık var elinde. enerji üretmese bile satıyor en azından satabiliyor.
  • bildiğin çöp bidonunda yazıyor bu. entel mentel değil.
    <<4>>
  • saçma bir isimlendirme. diğer çöpler evden çıkmıyor mu? başka bir terim bulunmalı. direkt atık bile denebilir aslında çünkü diğer çöpler donusturulebilirken bu direkt şehir çöplüğüne gidiyor.
  • "her kelimeye -sal, -sel eklenebiliyor. sıfatmış, fiilmiş, isimmiş fark etmez! al sözlüğü eline, bütün kelimelerin sonuna -sel, -sal ekle!

    doğru yanlış kimin umurunda?

    ev’den nedense ev-sel yapıyoruz, “evsel atık” diye bir ucube uyduruyoruz.

    böylece dilimizde sıfat tamlaması, isim tamlaması diye bir şeyler olduğunu unutuyoruz. “ev atığı” diyecekken, evsel atık demek ne demek?

    hikâye, moğolcadan millet karşılığı olarak alınan ulus’tan millî karşılığı bir kelime uydurmakla başladı… yok mu türkçede kumsal, uysal! al sana ulus-sal iki s peşpeşe gelmesin, s’nin birini düşürdük, oldu size ulu-sal! ulu’yu sal salabildiğin kadar!

    ama ne kumsaldaki sal, ne de uysaldaki sal sıfat yapmıyordu!

    millî karşılığı ulusal bulununca, hemen bütün nisbet “î”lerinin yerine seller sallar getirilmeye başlandı.

    akılsal, ahlaksal, âletsel, hukuksal, malsal, parasal, rakamsal, tarihsel, zamansal…

    türkçeyi sal gitsin! ne kadar sel sal, o kadar bilim-sel! bir o kadar da yazın-sal!

    sel-sal belâsı, türkçenin âhengini yok etti, mûsıkisini bitirdi. peşpeşe gelen yerli yersiz seller sallar güzel dilimizi zevksiz, çirkin bir hâle soktu. artık bu dile

    türkçe demek güzel türkçemize haksızlık olur. bu dile dense dense “türk-sel” denir!"
  • ilk kimin aklına geldiyse bu tabir onu bulup ıslak meşe odunuyla doveceksin sonra da ev çöpü yazdiracaksin bin kere çizgisiz deftere.
hesabın var mı? giriş yap