• eğer siz de yogi berra'nın "prediction is difficult, especially about the future." (tahminde bulunmak zordur, özellikle de gelecek hakkında) sözüne kulak asmayıp falcılıkta şansınızı denemek isterseniz, 1.5 yıl boyunca new york metrosunda hint fakiri kılığında falcılık yapmış biri olarak (ki değilim), size şu tavsiyelerde bulunabilirim:

    - "delfi kahini tekniği"nı uygulayın, ve de kehanetlerinizde bulanık, muğlak tahminlere bol bol yer verin. öyle tahminlerde bulunun ki, gelecekte ne olursa olsun tahmininizi "doğru" olarak yorumlamanın bir yolu olsun. (adını şu anekdottan alıyor tekniğimiz: delfi kahini bir gün kendisinden icraatları ve de kralliğin geleceği hakkında kehanette bulunmasını isteyen zamane kralına "eğer savaşa girerseniz, büyük bir devleti yıkacaksınız." demiş, bu kehanetten cesaret alan kral da, o gazla komşu şehir-devlete saldırmış ve de feci bir hezimete uğramış. tabii, kehanet yanlış değil, zira kahinimiz hangi büyük devletin yıkılacağını belirtmemişti.) unutmayın, müphem sözler ve her anlama çekilebilir klişeler ("geçmişte sıkıntılı günler geçirmişsin", "hayatına bazı yenilikler gelecek", vs.) bir falcının en iyi dostudur.

    - barnum etkisi işe, bir falcının en iyi dostu olmasa bile, yakın çevresindendir; rakı alemlerinde beraber sarhoş olduğu, terkedildiğinde arayabildiği arkadaşıdır. müşterinizin karakteri hakkında yorumlarda bulunurken, barnum etkisinden dibine kadar yararlanın, mesela "disiplinli ve aklıbaşında bir görüntü çiziyorsunuz, ama aslında kaygılı ve güvensiz bir insansınız; kırılgan bir ruhunuz var. sık sık doğru kararı verip vermediğiniz hususunda şüpheye düşüyorsunuz. aşırı olmasa da, hayatınızda bir miktar değişiklik ve çeşitlilik olmasını tercih ediyorsunuz; sınırlamalar ve kısıtlamalar sizi rahatsız ediyor. sabırlı bir insansınız, ama sinirlenince de çok kırıcı olabilirsiniz." gibi, hemen herkesin "evet, gerçekten özümü yakaladınız, ruhumu okudunuz, müthişsiniz" diyeceği, ama aslında genellemelerden ibaret kişilik skeçleri çizin.

    - falın başlarında falına baktığınız kişi size karşı soğuk ve hatta güvensiz olabilir. endişelenmeyin. müşterinizin güvenini kazanmak, ve size falın geri kalanında kullanabileceğiniz ipuçları vermesini sağlamak için cold reading sürecinde "çok çalışıyorsunuz ve de maaşınızın kurumunuza katkılarınızı yansıtmadığını düşünüyorsunuz" (bunu bill gates"e söylemeniz dangalaklık olur tabii) veya "dünyanın bir yerinde size çok benzeyen birisinin olduğuna, insanların çift yaratıldığına inanıyorsunuz" gibi, yetişkinlerin çok büyük bir çoğunluğu (ve ciddiyetle fal baktıracak, fala inanacak saflıktaki insanların hemen hemen hepsi) için geçerli söylemleri kullanın. müşteriniz bu ve benzeri söylemlerden etkilenmeye başladığında size ısınacak, ve de kendileri hakkında kullanabileceğiniz ipuçları vermeye başlayacaktir. bu ipuçları sözel ("evet", "hı hı" gibi. bunları da ben mi anlatacağım?), veya baş sallamak, gülümsemek gibi sözsüz olabilirler. müşteriyi iyi okuyun, bu ipuçlarını iyi değerlendirin, müşteriyi memnun edin. unutmayın, en iyi müşteri, tekrar tekrar falına baktırmaya geri dönen müşteridir. p t barnum'un dediği gibi "her dakika bir salak doğuyor" olabilir, fakat bu yılda sadece 525,600 salak eder, bunların da taş çatlasa 5,000-10,000'i türkiye'de doğuyor. danışmanların papağan gibi tekrarladığı üzere: "know your client base. love your client base."

    - hemen her fal seansında öyle bir an gelir ki, falı bakılan kişi pasif bir dinleyici olmaktan çıkar, ve aktif olarak bilgi vermeye, geçmiş hakkındaki tahminleri düzeltmeye, gelecek hakkındaki öngörüleri birkaç rötuş ile kılıfına uydurmaya başlarlar. o anı yakaladığınızda, artık muhatabınız avuçunuzun içinde demektir, artık cold readıng'i bırakıp falinizin ecnebilerin "push" olarak tabir ettikleri "geri bildirimli spesifik tahminler" levelına geçebilirsiniz. burada yapmanız gereken, önce belirli bir tahminde veya öngörüde bulunmak, ve daha sonra eğer tahmininiz yanlışsa müşterinizin sizi düzeltmesini sağlamak. örnekleyeyim:

    falcı: bir torun görüyorum burada. çok hasta bir torun, veya premature bir bebek. torunlarınızdan biri yakınlarda hasta oldu mu?
    müşteri: hayır. ben...
    falcı: geçmişte de olmuş olabilir bu (bak bak). belki de size yakın birinin çocuğu..
    müşteri: kız kardeşimin kızı geçenlerde erken doğum yaptı?
    falcı: evet, evet, bu gördüğüm o. kaç gün hastahenede kaldı? yoğun bakımda mıydı?
    müşteri: evet. nasıl bildiniz, inanamıyorum...

    unutmayın, bu yöntemi kullanmaya başlamadan önce muhatabınızın ilk baştaki çekingenliğini ve şüpheciliğini üstünden atmış olduğuna emin olun, sizinle işbirliği yapmaya hazır ve istekli olmasına dikkat edin. yoksa yöntemimiz geri tepebilir. bir de tabii "spesifik tahmin" derken "siz kant'ın transandantal mantıkta saf kategorilerin nesnel bir anlam ifade edemeyeceği önermesine katılmıyorsunuz; bu önermeye 'o zaman "sentetik birlik" kuralı ihlal edilmiş olmaz mı?' eleştirisini getiriyorsunuz" gibi bir tahminden bahsetmiyorum. abartmayın.
  • daha bugün çok komiklerinden biriyle karşılaştım ben..
    içtim kahvemi oturdum hatunun karşısına, söyledi bir şeyler... durdu durdu, ''anneni çok üzüyosun'' dedi.. gülümsedim.. ''hımmm'' dedim, ''uzaktasın ondan ama bak taa oralardan üzülüyor senin için'' dedi, ''evet bildiniz uzakta annem'' dedim, kadının gözleri parladı bir şeyi bilmiş olmanın sevinciyle.. ''nasıl peki?'' dedim ''iyi mi kendisi, nasıl görünüyor?'' dedim, bizimki coştu, ''çok iyi çok'' dedi, ''tek düşüncesi sensin, arayıp sormayı ihmal etme'' dedi... ''olur'' dedim, istemsiz bir kahkaha attım..

    aradan bir saat kadar geçti, kalkıyoruz artık kafeden, ''siz gidin geliyorum ben'' dedim, kadının yanına gittim; ''bugün beni mutlu ettiniz teşekkür ederim'' dedim, gülümsedi, ''altı yıldır haber alamıyordum annemden'' dedim, iyice havaya girdi kadın, ''herkese tavsiye edicem sizi'' dedim, ''kolay mı hiç, büyük başarı valla diğer dünya ile bağlantı kurmak'' dedim... yüzünün aldığı son hali görmeliydiniz.. gülümsedim..
  • inanmadığım ama hala içimdeki şüpheden kurtulamadığım meslek erbapları. görmediğim şeye inanmam, akıl benim için öndedir, hiç falcıya da gitmedim ama annem ve kız kardeşim gittiğinde ağızları bir karış açık döndüler.

    küfürlüdür...

    "senin iki oğlun var"

    oha ? lan tamam hadi bu tutar.

    "küçük olan biraz fazla asabi"

    hadi tutturdu yardırıyor dersin...

    "büyük olan çok agresifmiş ama durulmuş"

    eh genelde böyle olur zaten

    "senin büyük oğlanın barış ve orçun diye iki arkadaşı var mı ?"

    yok anasın amı artık ?!!! lan ? nasıl bilir, ahmet değil mehmet değil amına koyim.

    "barış denen yakın zamanda sakatlandı mı ?"

    çüş amına koyim çüşşşşşşşşş, mit'le ortak mı çalışıyorsun be kadın ??

    (bkz: golden retriever/@kimlanbu)

    "bu çocuk yakın zamanda bir kaza geçirecek"

    hay amına koyim çocuk daha yeni sıfır araba çekti altına korkuma bilinç altına "kaza yapacaksın" diye işlemeyeyim diye söyleyemiyorum.

    kendimi şu şekilde avutuyorum, girenlerin cep telefonu numaralarını bulan bir cihaz var, operatörlerde de adamları var, bütün yakın arkadaşlar, akrabalar, çoluk çombalak tespit edilebiliyor, gerisi doğaçlamaya giriyor. akıl sır erdiremedim.

    edit : hasiktir ?!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! arkadaşım dün yeni arabasıyla büyük bir kaza yaptı. amına koyim nasıl mümkün olabilir lan bu ?! hayatımı sorgulamaya başladım ?!
  • bunlardan bir tanesi kahve fincanıma uzun uzun bakıp "uzun bir süre hayatında hiçbir şey olmayacak, ne iyi ne kötü." demişti. tutan tek falım bu oldu. kelimenin tam anlamıyla uzun bir süre ne yapmaktaysam onları yapmaya devam ettim.
  • bir psikiyatristten daha fazlasını söyler
    daha ince işçilikli bir ego yatırımı sunar
  • randevu ile çalışanları bile bulunmaktadır:
    -iyi günler ben falcıya gelmiştim.
    -iyi günler efendim, randevunuz var mıydı?
    -ne randevusu? bilmiyor mu geleceğimi, nasıl falcı bu???
  • pozitif bilimlere olan inancımı paramparça eden mesleğin insanı.
    yer kızılay. yağmurlu bir günün öğleden sonrası. 3 kız arkadaş ile bir yerlerde içmekteyiz. birden içlerinden birinin aklına şahane bir fikir gelir. fal baktırmak. o an işte mekandaki tüm kızların “fal” kelimesi ile birlikte gözlerinin parladığını görebilirsiniz. o heyecan ile falcı aranmaya başlanır. bulması pek zor değil, özellikle kızılay’da bu işin büyük bir sektörü var. öyle ki talebi bile karşılayamıyor bazen. gittiğiniz ilk kafede kocaman bir afiş asılmıştır: “kahve sizden, fal bizden”. oh ne güzel diye iç geçirir arkadaşlar. adam randevumuzun olup olmadığını sorar. günler öncesinden randevu almazsak sıraya giremeyeceğizi öğreniriz. üstelik o kahve de 13 milyondur. 2.5 litrelik pet şişe dolusu türk kahvesinden bahsetmiyorum tabi, bildiğiniz o ufak fincandaki kahvelerden bahsediyorum. sudan ucuz, o nedenle bu kadar sıra var zaten.
    gidilen ikinci yerde bize 2 seçenek sunulur. 12.5 milyona randevulu, ya da 15 milyona birazcık sıra bekleyerek baktırabileceğimiz bir kadın. benim baktıracağım yok elbette, sadece olayları gözlemliyorum. falcının neler uyduracağını merak ediyorum. nitekim randevumuz yoktur ve biz yemek yemekte olan bir kadının yanına gideriz. 15 milyonluk kahveler gelir, içilir. bok gibi olduğu söylenir ama ne önemi var, iç gitsin. biraz pahalı olduğundan şikayet edilir ama kadın açıklama yapar: “bakın, gidip başka yerde 5 milyona da baktırırsınız ama onların hepsi uydurmasyon. ben burda işin ilmini okudum, memnun olmama gibi bir lüksünüz yok. üstelik kahve artı tarot artı su bakıyorum. bu üçünü 15 milyona başka bir yerde baktıramazsınız zaten.” bu tatmin edici açıklama sonrası indirim yapma ümitleri de suya düşer. yan masada oturan kızın teki de atlar: “ben o kadar memnun kaldım ki ikinci defa geliyorum.” iyi halt yiyorsun denmez tabi. kız gider kadının yanına, kadından çok konuşur nerede ise. bir nevi onu güzin abla gibi görmektedir herhalde. üstüne 2.5 milyon bahşiş bile bırakır.
    sıra bize gelir. ilk arkadaş kalem ve kağıt ile gider. not alacaktır kendisi. 10 dakika sonra oldukça etkilenmiş bir şekilde gelir. kadın arapça bir şeyler yazmış, hoşlandığı çocukla mutlu bir hayat yaşayacakları gibi net şeyler söylemiştir. evleneceklerini, bir kız bir erkek çocukları olacağını söylerken de hiç utanmamıştır kendisi. cinlerden bahsetmiş, ortamı biraz gerilimli hale getirmiştir. 2007 arkadaşım için harika geçecektir, özellikle nisan ayı bu güzellik doruğa ulaşacaktır. babası maddi sıkıntılar yaşayacak, iş değiştirmek zorunda kalacaktır. ama sonunda herkes muradına mutluluğuna ulaşacaktır.
    ikinci arkadaş gider. arkadaş biriyle beraber olduğunu söylememesine rağmen kadın o kişi ile yakın zamanda ayrılacağını söyler. bu bilginin netliği tabi arkadaşı etkiler. bu arkadaşın da bir kız bir erkek çocuğu olacaktır. ayrıca 6 yıldızdan sadece 4ü açıktır bu arkadaşta. bu nedenle yakın bir arkadaşı onu sırtından vuracaktır. buna hazırlanması gerekmektedir. ayrıca bu sene sevgilisinden ayrıldıktan sonra 3-4 teklif daha alacağını, birileriyle deneyeceğini ama bir halt olmayacağını söyler. yurtdışındaki aile şirketi olan bir adamla mutlu bir yuva kuracağı gibi bir kehanat ile de bitirir falını. evet, arkadaş ağlamak üzeredir. çünkü şu an çıkmakta olduğu çocuğu ziyadesiyle sevmektedir kendisi.
    derken 3. arkadaş gider. ip bu noktada kopar zaten. arkadaşın hoşlandığı biri olmamasına rağmen okulda ondan hoşlanan “murat” adında bir çocuk vardır. iyi bir çocuktur bu nitekim, aralarında bir şey olması olasılığı vardır. falcı abla, 2007’nin onun için çok çok kötü geçeceğini, çok sıkıntı çekeceğini söyler. ama “murat” adında biriyle beraber olacağını ve de bu yıl ona tutunarak ayakta kalacağını da ekler. yine arapça bir şeyler yazmakta, yandaki bir bardak suyu üflemektedir kendisi. ürkütücü şeyler söylemekten kaçınmaz, zira arkadaşın bu yıl hayatına kayacağını büyük bir kararlılıkla dile getirir. ama sonunda ona da mutluluk görünmektedir. sevdiği insanla ölene kadar mutlu bir aşk yaşayacaklardır.
    herkes gelir tekrar masaya oturur. ben dalga geçerim tabi. “hepiniz de bi kız bi erkek iki çocuğu oluyo, ne iş lan o.” diye fısıldarım. kadın taa öteden “bu konuya açıklama getireyim.” diyerek atlar. içimden “nasıl duydu amına koyim” derim. yıldızlarının iki çocuğu görmeye müsade ettiğini, bunun çocuk sahibi olacaklarını ama sayısını onların belirleyeceği anlamına geldiğini, kafadan atmadığını söyler. kendisi üzerindeki elbiseleri ve takıları kastederek, bunların müşterilerinden geldiğini, bu işin ilmini okuduğunu, bir süredir kendisine cinlerin musallat olduğunu anlatır. söylediğine göre söylediği her halt az buçuk çıkmış, insanlar da onu hediyelere boğmuştur. “peki o zaman biz kalkalım” denir korkarak. kalkılır. o sıra içeri her gün gelip bu kadına fal baktıran tiki bir kız girer. sarılır kadını öper. “bak bakalım bugün neler var” der kız. evet, ortam iyice uğursuz bir hal almıştır.
    yol boyunca bunun etkileri konuşulur. arkadaş, murat ismindeki çocukla en kısa sürede oturup konuşmaya karar vermiştir. ilk arkadaş hoşlandığı çocukla beraber olacağına emin olmuş, kendine güven dolmuştur bir anda. kadına üstüne bahşiş bile bırakmıştır. diğer arkadaş ise sevdiği çocuktan ayrılacağını için üzülmektedir, “hemen arayıp söylüyorum” diye gaza bile gelir hatta.
    onca yıl üniversite okuyup kadının birkaç saatte kazandığı parayı 2-3 günde kazanabilecek olan ben ise küfrederim sadece. sokayım böyle işe. fal bilim merkezi’ni bile görmüş bir kuşağın çocuklarıyız ne de olsa. boşuna okuyoruz, ne gerek var?
    neyse sktret derim kendi kendime. belki de kadın gerçekten biliyordur, bakarsın onunla saatlerdir dalga geçtiğimi anlamıştır. cinlerini yollar falan.
    “yarın laboratuar kaçta?” diye dürterim arkadaşı. “bilmiyorum.” der.
    ulan keşke kadına soruverseydin, şimdi kim sağı solu arayıp öğrenmekle uğraşacak?
  • bütün kızların psikologudur. umut dağıtıcısıdır. bi kere belli bir yaş grubundaki kızların %90'ı istisnasız olarak ayrıldığım sevgilim bana geri dönecek mi kafasıyla gider. bunu tutturdun mu al yürü buradan zaten. falcılık yapan bir arkadaşım vardı. güzel meslek valla.
  • ''içeri girdiğinde gözlerine ilk değen, kuzguni siyah kıvırcık saçlar ve göz alıcı kırmızılıkta uzun, sivri tırnaklardı. her yerde, her tarzı uygulamanın bir bok olduğunu zanneden dekoratörlere inat, klasik kelimesi ortamda hâkimiyeti ele geçirmiş, hiçbir iç mimarı içeri sokmamaya yemin etmiş gibi bakıyordu.

    içeri girdiğinde saklamaya çalıştığının yenmiş tırnaklar ve beyazlamaya başlamış saçlardan ziyade, kendisi olduğunun farkında olan genç adamı bozmak istemeyecek kadar iyi niyetli bir falcıydı. gözünün önüne düşen saçını kenara çekip onu cam küresine hapsetmezden önce, kendini kendine hapseden genç adamın gözlerine uzun uzun baktı.

    kafasını kaldırdı. saçma arkadaşlarının zorla içeri soktuğu bu çadırdan kendisi olarak çıkmaktan ölesiye korkuyor, teoman sevişgeni ömrünün içine sakladığı ne kadar duygu varsa dışarı kaçar da insana benzer diye ödü kopuyordu. gözlerine uzun uzun bakan kırmızılı kadının önündeki cam küreden mi, yoksa gözlerinden mi kaçsın bilemeden, nereden geldiğini anlamadığı bir itaatle, önündeki mindere oturdu.

    kafasını kaldırdı. özünde kendi isteğiyle bu çingenenin çadırına girmiş genç adamın, numara yapmaktan yorgun vücuduna, oturup dinlenmesini emretti. oturup dinlenmesini. bakacağı her fal, göreceği her gelecek anı, genç adamı yormaktan başka bir işe yaramayacaktı zira kendisini bulmaktan ölümüne korkan hiçbir insana o garip zavallılığını göstermemeye yemin etmişti.

    gözlerine baktı, kıpkırmızı ruj sürmüş falcının edeceği her kelamı önceden fark eden elleri, işaret parmağını dudaklarına götürüp, sus işareti yaptı.

    gözlerine baktı, kıpkırmızı kalp sahibi genç adamın edeceği her kelamı önceden fark eden elleri, işaret parmağını dudaklarına götürüp, sus işareti yaptı.''
  • genel kanı geçmişi ve geleceği baktığı şeyde gören insanlar yönündedir ama bu aslında kocaman bir yanılgıdır..bunlar çeşit çeşittir: kahveye bakanı, suya bakanı, baklaya bakanı, tarot bakanı, maliye bakanı, boka püsüre bakanı...işin garibi bunları bazısı geçmişi bir bir anlatır..hatta gelecek ile ilgili de bir şeyler söyler..o halde geçmişimizi bilen bu zat-ı huhteremin gelecekle ilgili söyledikleri de doğru olmalıdır..afedersiniz ama bok doğrudur..bana göre bu falcıların bazıları beyin okuyor..ya da bunun gibi bir şey..anlıyor geçmişte neler yaşadığını..hatta o an neler düşündüğünü..var bir telepati olayı..ama gelecek ile söyleyecekleri sadece tahminden ibaret..ben falcı olsam ve beyin okusam bana gelen kişinin ayrılık yaşadığını bilsem ona ne derim: yakın zamanda yeni birisi ile tanışacaksın ve çok mutlu olacaksın..hiç duydunuz mu 'sen sevgilinden ayrılmışsın..sıçtın yavrum..bundan sonra sana kız mız yok..hadi şimdi sktir git!!' diyen bir falcı?..sırf bunu duymaktan korktuğum için gidemiyorum falcıya işte..
hesabın var mı? giriş yap