• insanların hangi kafayla izlediklerini anlayamadığım filmdir. hadi bana "şu türk filmindeki gibi olmalı" diye bir film göster desem öylece kalacakken hala ölümüne eleştirenler var. ne bekliyordunuz acaba o salona girerken çok merak ettim.

    hataları vardır, senaryo eksiktir ama maskeli beşler filmini eleştirir gibi eleştirmek 2 şeye delalettir.

    ilki : ben entelim, öyle kolay onay vermem, beğenmem diyen basmakalıp ekşi sözlük yazarıdır (ki artık ölsün onlar ne olur) ,
    ikincisi : türk sinemasından bir haber bir insandır, ilk bu filmi görmüş ve böyle büyük bir tarihi olaya göre filmi zayıf bulmuştur.

    ikincisi yurdum sınırları dahilinde zor olacağından (hepimiz az çok türk sinemasının durumunu biliyoruz) ilkidir işte bu kadar basit.

    türk sinemasının içler acısı halini bilen her aklı başında insan şu filme destek verir.
    basit bir hesap var ortada, bu filmin bir eşi daha yok! sadece şunu düşünerek bile ayrı bir yere konulması gereken filmdir.
    daha iyilerini görmek için önce sahip çıkmak, hak ettiği değeri vermek gerekir.

    gülmüş efendim izlerken, yarısında çıkacakmış, hadi oradan çatır çatır da nefes almadan izledin o sahneleri, çakma entel seni!
  • filmi izlemedim ama saat 14.53 te vizyona girdigini biliyorum. uzaylılar falan çok uzaklardan götüyle gülüyorlar bize bence
  • filme bugün gittim, daha doğrusu götürüldüm. hakkında doğal olarak fazlaca yazı yazılmış, hepsini şimdi okumaya vaktim yok, o nedenle yazdıklarım yazıldıysa affola.

    --- spoiler ---

    bu tarz savaşlara ilişkin filmlerden birebir modelleme yapılarak kurulmuş bu film bence.

    1- troy: ulubatlıyla bizans komutanının muhabbeti hector'la achilles'in savaşından farksız. bir de meydanda dövüşselerdi de tam olsalardı.

    2- kingdom of heaven: fatih'in bizans imparatoruyla savaş öncesi konuşma sahnesi, ve savaşla ilgili neredeyse her sahne. bu filmin savaş sahnelerini kes çıkar 1453'e ekle, yemin ediyorum sırıtmaz.

    3- 300: ulubatlının "hıaaaaeeey" diye atladığı(ben heralde öldü o atlamada dedim, adam yanardöner kuleden aşağı atladı yahu?) sahnede hetfield vari this is istenboooooooooooool diye bağırmasını bekledim ben şahsen.

    ha bir de son bir yorum yapayım, filmin son sahnesinde kahkaha attım. tamam film "türk resmi tarihini" yansıtmaya çalışmış elden geldiğince, ama türk kaynaklarda bile fatih'in ayasofyayı önce yağmaladığı, sonra camiye dönüştürdüğü yazılıyken o dangalak ötesi sahne kim tarafından nasıl dizayn edip kurulduysa hakkaten helal olsun. hele o kilisede toplanan güruhun başlarını eğmişken kaldırıp fatih'e gülümsemeleri, fatih'in kız çocuğunu kucağına alması falan.. kırk yıllık friends izleyicisiyim böyle içten ve doğal kahkaha az atmışımdır. bütün salon bana dönüp baktı napıyor bu adam diye, siz düşünün gerisini..

    --- spoiler ---
  • mantık ve senaryo hatalarıyla dolu olması kabul edilebilir olan filmdir.
    kendi dalında battal gazileri falan saymazsak çekilen ilk film olması sebebiyle çok bir beklenti içinde olmamak gerek bu filmi izlerken. bu dalın yolunu açacak olan film olarak bakmak lazım. zaten bütçesine, yönetmenine, oyuncularına bakıpta hollywood kalitesi beklemek abeste iştigaldir. ayrıca yunanistanlılara 'arkadaş adamlar tarihi olaylarını filme çekiyorlar işte, bizde ziril gibi tarihi olay var ama biz çekmiyoruz*' dedirterek henüz izlemeden gönlümde taht kurmuş olan filmdir. bu yunanlı arkadaşın söylediği şey çok tanıdık geliyor değil mi?
  • efektleri türkiye standartının üzerinde , hollywood standartının altında olan film. olmuş filmdir ayrıca.
  • beğenisine sunulan izleyicilerin çoğundan çok çok daha kaliteli olan film.
  • akşam vakti annem, filmin ekranda dönen fragmanlarını gördükten, televizyondaki her haber bülteninde hakkında konuşulanları izledikten sonra: "filmi çok merak ettim, müsait bir zamanımızda gidelim oğlum" teklifi getirdi. sinemaya en son 1999 yılında matrix'e giden ve filmdeki onca gürültü patırtıya rağmen uyumayı başaran annemin bu teklifini geri çevirmek istemedim. "ya filmde sıkılır, gene uyursa?" sorusu aklıma geldiğinde, "olsun, heyecanlı sahnelerde uyandırırım" cevabımla densiz soruyu zihnimden kovakladım. ardına bakmadan kaçtı cümle müsveddesi.

    şimdilerde tek sıkıntım, film vizyona yeni girdiği için sinemada yer bulmak. gerçi hava soğuk olduğu için sımsıkı giyinmek, evden çıkıp teee sinemaya gitmek, kalabalıklar arasına karışıp film başlayana kadar ve film arasında etrafa alık alık bakmak, film bittikten sonra eve gelmek, üzerimdekileri çıkartmak ve filmin kritiklerini sözlüğe yazmak ayrı bir sıkıntı. ama onları karıştırmamayım. filmin kapalı gişe oynadığı ve pek çok matinenin biletlerinin tükendiği söyleniyor. bugün sinemayı bir arayayım ben. bilet ayırttırmayı da sevmiyorum. bilet kesen çocuk "birkaç kişilik boş yer var, oradan veriyorum" deyip ön koltuktaki boş yerleri bana kilitlerse çok fena olur. film sonunda bilet gişesine giderek bayrağı ona dikerim. artık gazetelerde "boyabatlı batu, kendisi ve annesine ön sıradan bilet kesen biletçi gencin üzerine önce bayrak, sonra tüy dikti" diye üçüncü sayfada okursunuz. boynu tutulmuş halde havaya bakan salak ben olurum resimde, oradan tanırsınız.
  • an itibariyle sinemadan geldim ve hemen yorumumu yapayım: olmamış...

    --- spoiler ---

    bir kere, o gemileri karadan yürütme olayına o kadar az yer verilmiş ki, sanki sıradan bir olay gibi olmuş. fatih'in aklına nasıl geldi? ne tepkiler aldı? bunlar yok...
    varsa yoksa hasan'ın aşkı. ayrıca era ve hasan'ın birbirini sevmesi nassıl itici, resmen filmin içine zorla aşk sokuşturulmuş.
    sanki koca istanbul için verilen savaşı değil, jüstinyen'le hasan'ın kız meselesini izliyoruz sandım bi an. te allam.
    bir de filmin sonunda ayasofya'da fatih hristiyanlara seslendikten sonra hepsinin gülümsemesi ve bebeğin fatih'i sevmesi. kahkahalarla güldüm yemin ederim. kurgu adeta cüneyt arkınlı malkoçoğlu filmleri kalitesindeydi.
    rumeli hisarı'nın yapımıyla ilgili önemli bilgiler atlanmış gibi geldi bana. ya da ben de yanlış biliyor olabilirim ama dana derisi olayı vardı. bir de fatih'in imzası falan. her neyse, özetle: filmi izleyin ama sıfır beklentiyle.

    --- spoiler ---
  • "fetih filmini savaş sahneleri bile kurtaramıyor. basbayagi kötü bir film"
    cem erciyes

    https://twitter.com/…iyes/status/170641814263578625
  • --- eser miktarınca spoiler içerebilir ---

    filme çok uğraşmışlar orası belli de .arkadaş ulubatlıyla o cenevizlinin saçını sakalını tipini niye aynı yaptınız bi gözler farklıydı.cenevizli adam ölünce kafam rahat etti çözüldü dilemmam, her sahnede kimi tutucağmı şaşırdım resmen . cenevizli adam yaralandığında ulubatlı sanıp üzüldüğüm için bizans tekfuru gibi kaldım salon ortasında. iki de bir kız arkadaşıma sordum film boyunca bu hangisiydi diye
    sonuç olarak klasik bir yorumla bu tarz da ilk olarak başarılı gördüğüm film . eksiklerini ilk olduğu için bi nebze görmezden gelmek lazım
    --- eser miktarınca spoiler içerebilir ---
hesabın var mı? giriş yap