fifo

• maliyet muhasebesi literatürüne annelerin soktuğu bir tekniktir bu. kahvaltıda fırından yeni alınmış dumanı tüten ekmek dururken akşamdan kalma bayat ekmekleri yememiz için uydurulmuş bir kılıf. oyuna gelmeyin.
• first in first out.. ba$ka bir queue processing mantigi..
• birinci girenin birinci çıktığı hakkaniyeti olan bir çalışma mantığı
• açılımı first in first out olan kısaltmadır.
  cuma namazında yapılamayacak eylemdir.
• yurdum insanı tarafında önce bayatları, son kullanma tarihi yaklaşanları satalım olarak kullanılan uygulama
• fly in fly out olarak da kullanilir.
  
  dag baslarindaki is ilanlari icin, sizin bolgeye ucakla ulasiminizin isverenin yukumlulugunde oldugunu, izinlerinizin de daha genis (soz gelimi 20 gunlugune bolgede calisma, 5 gun eve donup izin yapma vb.) oldugunu anlatir kisaltmadir.
• orduda da uygulanan bir yöntemdir. bir tehlike anında orduya 20 yıl yetecek kadar gıda (et) stoğu bulunması gerekir. yani askerlik efsanesi olarak bilinen "askerde 30 yıl önce kesilen dananın etini yiyormuşsun oğlum, sen daha doğmadan 11 sene önce kesilen yani." geyiğine şüphe ile bakmamı sağlamıştır.
  
  şimdi askerlere 20 yıl yetecek kadar et stoğu varsa ve first in-first out oluyorsa, yani stoğa ilk giren ilk çıkıyorsa, minimum 20 sene önce kesilen hayvanın etini yeriz.
• (bkz: fly in fly out)
  diğeri için
  (bkz: drive in dreive out)
• ilk giren stoğu ilk çıkartın ve stoklarınızı yakmayın diyen maliyet muhasebesi yöntemidir.
• hayatın her alanında kullanılması gereken bir stok yönetim metodudur. ilk giren ilk çıkar mantığıyla, ilk alınan ürünlerin, ilk olarak kullanılıp, tüketilip, işlenilmesi gerekir.
  kısaca basite indirgemek gerekirse,
  
  her gün eve ekmek alınan bir evde, her gün yeni ekmek olmasına rağmen, kahvaltıda önceki günlerden kalan ekmeğin yenmesi olarak tanımlayabilirim.
  
  bir de lifo vardır ki o da fifo'ya tam ters olarak son giren ilk çıkar mantığındadır. buna basit bir örnek vermek gerekirse, yeni alınan fakat raf ömrü az olan bir yiyeceği ilk başta tüketmek diyebiliriz.
  
  tabi akademik yönüyle bir ekmek, bir hızlı tüketim ürünüyle anlaşılmayacak kadar geniş bir konudur. sadece basite indirgendiğinde böyle örnekler verilebilir.