• bonservisi 48 ay taksitle odeme secenegi bug degildir. aksine futbol dunyasinda gayet yaygin bir durumdur. buglardan laf acilmisken oyuncularinizin sik sakatlanmasi, 30 sut attiginiz macta gol atamamaniz, piyasa degeri 300k olan oyuncuya 90 milyon euro bonservis istenmesi gibi olaylar da bug degildir. lutfen ota boka bug demeden once neleri yanlis yapiyor olabileceginizi bir dusunun.
  • her maç 500 şut çekip gol atamıyorsanız sorunu oyunda değil de gol beklediğiniz oyuncularınızda arasanız daha iyi edersiniz.

    bu durum ayda yılda bir oluyorsa da bir zahmet sonucu kabullenin. gerçek hayatta saçma sapan maçlar izlememiş gibi davranmayın. iyi oynadığınız her maçı kazanacak değilsiniz. bunun yanında yarrak gibi top oynadığınız maçları da kazanacaksınız bazen. oyun lan bu.

    siz ne istiyorsunuz ben anlamıyorum. 2005 şampiyonlar ligi finalini bu oyunda yaşasanız oyunun yüzüne bakmazsınız, 3-2'lik çek cumhuriyeti maçını yaşasanız twitter'da miles jacobson'ın sülalesini sikersiniz, kaleciniz kornerden gol yese ya patch diye ağlarsınız ya da oynamayı bırakırsınız, kaleciniz bu sezonun başındaki muslera'ya dönüşse save'i silersiniz.

    ben bir türlü şampiyon olamadığı 9 sezonun ardından 10. sezonunda ligin puan rekorunu kırmasına rağmen yine şampiyon olamamış adamım, siz neyin yaygarasını koparıyosunuz ya? 35 milyon euro saydığım muhteşem stoperim bonservissiz gitti, kaybettiğim finallerin haddi hesabı yok. 116'da bulduğum golle şampiyonlar ligi finali oynayacakken 119'da gol yedim elendim lan ben.

    bu oyun böyle oynanır. zaferlerinizi anlamlı kılan yenilgilerinizdir. oyuncularım sakatlanmasın, tüm kupaları kazanayım, bütün transferlerim mükemmel olsun. böyle iş mi olur amına kodum yamyamları. bunun neresi zevkli?

    hazır taktik arayanlar, forumlardan vs. wonderkid kovalayanlar, save-load yapanlar, ca/pa değerlerine göz atanlar ve aklıma gelmeyen daha niceleri. sizin ben amınıza koyim ya. oynadığınız oyunu sikeyim.

    sizler internetten bulduğunuz sudan ucuz şopar forvetlerinizi 5 sezon sonra 50 milyon euro'ya satarken ben 4 milyon euro'ya aldığım john guidetti'nin 3-4 sezon kulübeden aslanlar gibi geldikten sonra 10-12'ye yuvadan ayrılışını izlerken gururlanarak göz yaşları dökerim ve kendisini tüm stada alkışlatırım. çünkü benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

    buradan tüm gerçek football manager emekçilerine iyi günler diliyorum. başkandan izin verilen scout sayısını arttırmasını isterken aklınıza ben geleyim.
  • gayet sakin bir sezon yaşadığım fm serisinin son zinciri. nereden başlayım nereden başlayım derken dedemlerde geçirdiğim çocukluğa saygı duruşunda bulunmak için inegölspor ile 2.ligden kariyerime başladım.

    başkanla aylık 10.000 tlye anlaştıktan sonra ilk iş oyuncularımla toplantı yapmak oldu. dedim "bakın beyler üzerimizde baskı filan yok. maçlarımızı tvde filan veren kanal da yok. biz topumuzu oynayalım bence şampiyonluk gelir". oyuncularım bu konuşmam üzerine bana "vallaha bakarız aga" tarzında konuştular.

    inegölsporun kadrosunu 2.lig için ortalamanın biraz üzerinde buldum ama bildiğiniz gibi 2.ligden ptt 1.lige çıkmak o kadar kolay değil. direk çıkmak istiyorsanız şampiyon olmanız şart aksi taktirde 37437 tane filan play off maçı oynamanız gerekiyor.

    telefonu aldım elime, açtım listeyi ilk olarak futbolu bırakmış, yaşlı ama iş yapabilecek oyuncuları aramaya başladım. ilk olarak berkant göktan'ı aradım. dedim "böyle böyle bir projem var. 5 sene içinde süper lige çıkmayı planlıyorum sende gel 1 2 sene takıl, inegöl köftesi filan yersin". dedi ki "usta ben 2 senedir topa vurmadım, 9 aylık oynasak top saydıramam". neyse biraz daha ikna çabalarından sonra berkant'ı inegöl'e getirttim ama adam zamanında ş.ligi gördüğü ve sonradan böyle bir takıma geldiği için ilk iş bir psikolog ayarlamak oldu.

    forvet oyuncularımın yetersizliğinden dolayı bir forvete daha ihtiyacım vardı. kiralık oyunculara pek yanaşmadım çünkü kulüpler aylık maaşlarını bana ödettirecekler ve benim gram param yok. hatta o kadar paramız yokki tesislerdeki interneti 4 gb sınırlı yaptık. modemin şifresi sadece benle başkanda var. neyse burak akdiş(38 yaşında amk) gelmeye sıcak baktı ama dedim burak para az sana anca ayda 1.300 verebilirim. dedi "olsun, olay tvdeki 'buram buram futbol' programından 1000 kazanıyordum".

    ocean gibi ekibi toplamaya devam ediyordum defansa emektar mehmet yılmaz'ı da aldıktan sonra sezona başladım.

    ilk 3 maçta 7 puan alarak sezona iyi bir başlangıç yaptık. kanatlarda genç görkem ve levent harikalar yarattı daha sonra grupta en çekindiğim takım tepecikspor'a 2-1 yenildik ve 2.sıraya geriledik. gruptaki takımların güç dengeleri birbirine çok yakın olduğundan puan kaybetmek çok önemli değil çünkü hemen telafi edebiliyorsunuz. bu mağlubiyetin ardından evimizde ankaragücünü 2-0 ile geçtik fakat daha sonra tarsus deplasmanında 2 puan bıraktık.

    berkant göktan çizgisini bozmadı ve daha sezon başında sakatlandı ama burak akdiş, elrond'un yaşında olmasına rağmen ilk 10 haftada (çoğunda da yedekten girmesine rağmen) 7 gol attı.

    ilk 10 hafta sonunda 23 puanla 2.sıradaydım. lider tepecikspor'un 1 puan arkasında. bu arada türkiye kupasında 2.turda çanakkale dardanelspor ile eşleştik. evimizde oynadığımız maça yedek ağırlıklı bir kadroyla çıktım. daha 20.dkda 2-0 önde olmama rağmen bilal christmas tati... yok bu o değildi neyse bilal ilk yarı bitmeden atıldı ve dakikalar 84'ü gösterdiğinde skor 2-3'tü. 90.dkda yaşlı kurt burak durumu 3-3 yaptı ve uzatmalarda da gol çıkmayınca penaltılarla dardaneli evine yolladık. 3.turda samsunspor ile eşleştik. hemde deplasmanda. sikik kura formatı yüzünden gruplara kalmayı riskli buldum. çok fazla maç var ve kadrom çok dar. yaş ortalamam da 299 filan. bu nedenle samsun deplasmanına yine yedek kadroyla çıktık. ulan alt tarafı bir kupa maçı ve iyiki yedek çıktık. o samsunspor bir oynuyor bir oynuyor allah allah. 19 mayıs mı geldi akıllarına ne oldu anlamadım ki. ilk 30 dkda 3-0 mağlup duruma düştük. neyseki sonradan samsun insan moduna döndü ve maç 3-1 bitti.

    ligde de amed ile evimizde 2-0 öndeyken skoru koruyamadık ve maç 2-2 bitti. benim elemanları topladım. dedim "hayırdır, kıçınız başınız ayrı oynuyor". bastım fırçayı, nasıl sinirliyim anlatamam. ulan dedim 50 km yanınızda bursa zamanında unitedla oynadı biz amedsporu yenemiyoruz dedim. berkant ş.liginde oynadı ya, hani orayı biliyor ya dedi ki " hangi united. manchester mı, west ham mı vs." kendisi şu an 21-a takımında. boş zamanlarında inegöl köfte yapıyor. "göktan köfte" diye yer de açtı, iyi kazanıyor şimdilik.

    neyseki bu buhran devrinden sonra deplasmanda ankara bld'yi 4-1 le geçtik ve tepecik sivas bld'ye mağlup oldu. (lige bak amk sanki dolmuş hattı her takım bld.) ondan sonrakini maçımızı evimizde manisaspor ile oynadık. bence ilk yarının en keyifli maçıydı.

    daha karşılaşma başlamadan kıllandım çünkü manisaspor son 5 deplasman maçının 4'ünü kazanmıştı. dedim elemanların süper ligden filan kalma kültürleri de var arıza olmasın. normalde hücum olarak başlamama rağmen kontrollü bir şekilde başlayalım dedim. 9 ve 16.dklarda iki duran toptan 0-2 geriye düştük. phil jackson misali takımın tepkisini bekledim. baktım 30.dkya kadar bir şey yok hemen riskleri aldım. 4-1-2-1-2 den 3-4-3 e döndüm. kanatları ileriye çıkarttım ve beklere serbestlik tanıdım. durmuyorduk, insan gibi atmıyorduk. yeter diyordu manisa, dur diyordu. 3-2 öne geçtik ben hafif tırtstım riskleri kapattım. 75.dk civarı 3-3 oldu. dedim aga ya herro ya merro. 0-2deki taktiğe yeniden döndüm ve burak reisin golüyle maçı 4-3 aldık. kendi performasıma 10 üzerinden 10 veriyorum bu maçta.

    evet beyler an itibariyle ilk yarı bitti. 2.tepeciksporun 7 puan önündeyiz. fikstürümüz temiz. ziraat yok bir şey yok. kilit bir sakatlanma yaşamazsak ptt gelir gibi ama sonrası çok karanlık çünkü takım aşırı yaşlı ve çoğu oyuncu sezon sonu köylerine dönecek. şu an bir yanımda liste, diğer yanımda inegöl köfte porsiyonu ile yeni bir ocean's eleven operasyonundayım. bu sefer kiralık oyuncu peşindeyim. mevcut kadromla bu gençleri harmanlayıp gelecek 3 4 yılı ptt'de güçlü bir takım yaratmak istiyorum. bu entry kendini güncelleyecektir.
  • hikayemi paylaşmadan önce bir not düşmek istediğim oyun. bir çok nokta çok gerçekçi olmuş, mesela bazı şeyler sizin elinizde değil. takım kötü giderken moral dışında etkileyeceğiniz bir nokta yok. istediğiniz kadar taktik değiştirin bir işe yaramıyor. 2 sene 10 puan farkla şampiyon olduğum fenerbahçe'de şuan cl'de iyi oynarken ligde 5 maçtır kazanamıyorum. takım cl'de oynarken gerçekçi bir şekilde rehavete kapılıyor. ligde oynamıyor. ne kadar iyi kadrom olursa olsun; göztepe, gençlerbirliği benden bir şekilde puan koparıyor. aslında oyunda taktiğin de fazla etkili olduğunu düşünmüyorum, önemli nokta moral ve havayı yakalamak. tıpkı gerçekteki gibi.
  • sözleşme yenileme ile ilgili küçük bir tüyo vereceğim oyun:

    yıldız oyuncunuz performansından dolayı sizden kontrat istiyorsa ve siz gerçekten de bu oyuncu kaybetmeyi istemiyorsanız oyuncunun isteğine karşılık temsilcisini kovmasını isteyin. ben %100 oranında olumlu yanıt aldım. temsilcisini kovdurttuktan hemen sonra (yeni bir temsilci bulmadan) kontrat önerin ki temsilciye çuvalla para gitmesin. özellikle dünya çapındaki oyuncuların temsilcileri 10m €'ya yakın rakamlar istiyor.
  • 2028'e vardığım kariyerimde tam 3 adet 21 yaş altı menejerimi + 1 adet kondisyerimi primier ligdeki diğer takımlara kaptırdığım oyundur. bunlardan kondisyerim olanın adı ise cristiano ronaldo'dur.

    http://prntscr.com/9msmue
  • cezalarla ilgili küçük bir tüyo vereceğim oyun:

    herhangi bir oyuncunuz kırmızı kart görürse 1 hafta maaş kesintisi verin. uyarmayı siktiretin gömün direk. çoğu oyuncu bunu kabullenecektir. ancak bazen arıza çıkaran tipler oluyor. onlara ise bunun kulubün bir standart uygulaması olduğunu söyleyin. anlayış gösterecektir.

    ayrıca cezalar için asla federasyona itiraz etmeyin. çünkü ne zaman itiraz etsem bu ibneler cezayı arttırıyorlar. misal adamım kırmızıdan 2 maç ceza yemiş itiraz ediyorum, federasyona itiraz ediyorum. aradan bir kaç gün geçiyor federasyon olayı inceleyip 2 maç daha ekstra ceza veriyor. e ebenin amı diye haykırıyorsun sonra.
  • crack konusunda skidrowu zora sokan oyundur. her sene korsan konusunda kendilerini geliştiriyorlar sanki.
  • kesinlikle bozuk ve olmamış olan oyundur diye bok atanlara gerçek dünyadan yine tokat gibi bir cevap gelmiştir.

    6 ocak 2016 günü serie a'da oynanan sassuolo-frosinone maçının istatistikleri her şeyi açıklıyor.

    ms sassuolo 2 - frosinone 2

    topla oynama %70/%30
    toplam şut 28/4
    isabetli şut 4/2
    başarılı pas 517/155

    sen git rakip kaleye 28 şut at, forvetlerin dağa taşa vursun, rakip iki isabetli şut atsın, ikisi de gol olsun beraberliği zor kurtar... olacak iş değil ya. ırısbı çıcığı yapımcılar, patch çıkmadan oynamam, paramıza yazık.
  • as takımdan ayrı kalan oyuncuların şikayeti ile ilgili bir tüyo vereceğim oyun:

    eğer oyuncunuz sürekli yedek kalmaktan şikayet edip kendini as takımda görmek istiyorsa en iyi verim alacağınız yanıt şudur: x adlı oyuncu senin pozisyonunda gayet iyi oynuyor onu şu dönemde kadrodan alamam. eğer onun performansı düşerse senin bu durumda hazır beklemen gerekiyor tarzı bir seçenek olması lazım. bunu söylerseniz oyuncu anlayış gösterip beklemeye geçecektir. başınızı uzun bir süre ağrıtmaz, ağrıtsa dahi yine aynı şeyi söyleyebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap