• iibf'de 4 bölümde toplam 8 öğretim üyesi var. gümbür gümbür geliyorlar lan, kaçın!
  • gerçekten var olan üniversiteymiş. ama başta isimden kaybediyor.

    (bkz: istanbul güdük üniversitesi)
  • (bkz: gedik piliç)*
  • her yıl açılan onlarca özel üniversiteden biri. 2011'de zincire dahil olanlardan. çok nitelikli olmadığı gibi çok iddialı da değil anlaşılan. nitekim üniversitenin mütevelli heyeti başkanı üniversitenin kuruluş amacını açılış sayfasında şöyle özetlemiş: "2011 yılında gedik holding şirketlerinin deneyimini akademik alandaki çalışmalarla ilişkilendirerek ülkemiz sanayisinde ve hizmet sektöründe yaşanan gelişmeleri hızlandırmak ve nitelikli personel ihtiyacını karşılamak amacıyla gev çatısı altında gedik üniversitesi’ni kurduk"

    mesele sektöre adam yetiştirmek, kendileri için lazım olan projeleri outsource etmek yerine, kendi üniversitelerinde gerçekleştirmek, öğrenci kapabildikleri takdirde, eğitim sektöründen de karınca kararınca nemalanmak. bunun gibi tonla üniversite sayarım size bir kalemde.

    bunlar dışında, sözlüğümüzün güzide yazarları için de eğlence kaynağı bir isme sahip. yapılan esprilere gül gül öldüm yav... ne kadar neşeli insanlarla dolu bu sözlük. tespit yapıyorlar; "adı çok komik puhahaha". hepimiz iyi ki duke üniversitesinden mezun olduk. şaka lan şaka...duke üniversitesinin adı da james duke nam bir tütün üreticisinden geliyor. yoksa öyle dük falan değil yani. harvard desem, üniversiteyi ingiliz papaz john harvard kurmuş. stanford diyecem, leland stanford ne pis bi adamdı diyeceksiniz. böyle uzayacak liste.

    ama bu dönemsel bi durum. bizim ergenliğimizde sütçü imam'la, kara elmas en çok dalga geçilen üniversite isimleriydi. bizden sonraki kuşak okan'a epey yüklendi herhalde. neyse üniversiteyi kazanan öğrenciler, bu süpersonik arkadaşların 10 megatron gücündeki şakalarına takılmasınlar. ergenlikte çok şakacı olur insanoğlu. hayır niye kimse koç'la falan kafa bulmuyo onu anlamıyorum. koç diye üniversite adı mı olur?
  • aylık 3000-4000 lira para verirlerse belki okurum. o da diploma vermemeleri şartıyla. zira diplomamda gedik yazması hiç hoşuma gitmez.
    baya baya ego tatmini yapan bi şahsın kurduğu özel üniversite.
  • kampüsle uzaktan yakından alakası olmayan minnacık bir bahçeye sahip olan ve bahar şenliği (!) düzenlerken, o okulda okuyan öğrenciler ve çalışanlar için otopark sorununun aylar öncesinden çözülmesi gerektiğini bilmeyen bir üniversitedir. normal şartlarda bile öğrencilerin ve çalışanlarının arabalarının sığmadığı bahçenin 3 te 2 buçuğunu şenlik yapılacak bahanesiyle kapatmak muhteşem bir çözüm. içeriyi alınmayan arabaları üniversitenin yanında bulunan binanın bahçesine, binanın sahibinin haberi olmadan, yönlendirmek daha muhteşem bir çözüm, binanın sahibinin "burası özel mülk arabanızı koyamazsınız" deyip sizi oradan da postalaması paha biçilemez. bütün bunların üstüne kapıdaki güvenlik görevlisinden aldığınız cevap ise "giremezsiniz, bize böyle söylendi". e çözüm. yok.
  • az önce izlediğim genç bakışa dayanarak az çok öğrenci profili hakkında bilgi sahibi olduğum
    vakıf üniversitesi.

    kayseri zengininden geçilmiyor okul, ayrica hocaları özal ve erdoğan manyağı. öğrenci konsey başkanı ise erzurumlu bir ülkücü.

    baya bildiğin bok gibi okulmuş lan burası.

    edit: keep calm and oku bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir..
  • geçen yıl, tanıtım yapacaksınız diyerek, araştırma görevlilerini 11 gün üstüste (cumartesi ve pazar dahil tabii ki) istanbul'un farklı farklı meydanlarında zorla oturtan üniversitedir. üstelik sanıldığının aksine araştırma görevlilerinden kendi bölüm ya da fakültelerini tanıtmaları değil, genel anlamda üniversite tercih danışmanlığı yapmaları istenmektedir. öncelikle, tanıtım çalışmalarından üniversitelerin tanıtım bölümleri ve personelleri sorumludur. akademik personelden akıl, mantık ve sağlık çerçevesinde belirli günlerde kendi bölümünü ya da fakültesini tanıtması istenebilir ki burum da genelde gönüllülük esasına dayalıdır. ya da kişilere görev gününden bir kaç gün önce haber verilir ve çalışacak akademik personelin rızası alınır. ancak hiç kimse, onayı alınmadan veya önceden haber verilmeden hafta tatilinde zorla çalıştırılamaz. zorla ve tehditle 11 gün üstüste çalıştırılırsa o kişiden verim alınması düşünülemez.
    ikinci olarak, akademik personel kendi bölümünü ya da çalıştığı fakülteyi elbette ki tanıtabilir, bununla ilgili bilgi verebilir, sorulara cevap verebilir. ancak rehberlik veya psikolojik danışmanlık alanında hiç bir eğitimi olmayan, üniversite sınavı ve tercihleri hakkında yüzeysel bilgiye sahip olan ve zaten bu konuda derinlemesine bilgi sahibi olmasına gerek olmayan kişileri genel tercih danışmanlığı yapmaya zorlamak etik değildir, mantıklı hiç değildir. bilgi almak için gelen insanları yanlış yönlendirmeye sebep olur. gereksizdir. bu hizmet çok verilmek isteniyorsa, tercih dönemleri için belirli sürelerle rehberlik öğretmenleri okul bünyesinde çalıştırılarak tercih danışmanlığı verilebilir. araştırma görevlisidir ne desen yapar mantığıyla böyle işlere kalkışılmamalıdır.
    bütün bunların yanında halihazırda doktora veya yüksek lisans tezi yazan ya da bir makale veya bildiri yazmak için çalışan akademik personelin bütün bu işleri bırakarak tanıtım yapmaya zorlanması trajikomiktir. rezalettir.
    bir de bu işin iki yüzlülük boyutu var. tanıtımların akademik personel için gönüllülük esasına dayandığını yazılı olarak bildirdikten sonra, el altından gönüllülük esasının sadece yardımcı doçentler için olduğunu ve araştırma görevlilerin bu görevi sorgusuz sualsiz yerine getirmek zorunda olduğunu söylemek, aksi durumda da tehdit etmek rezaletin başka bir boyutudur.
    biri bizi gütsün ya da otlatmaya götürsün diye bekleyen koyun sürüsü benzeri insanların kovulma tehditiyle bu duruma hiç ses çıkartmaması ise rezaletin diğer boyutudur. (kaç boyutlu bu rezalet?)

    yazla birlikte üniversitelerin tanıtım günleri de gelirken bakalım daha ne hikayeler duyacağız. (bkz: akademik köle)
  • facebook sayfasında çelişkinin dibine vurmuşlardır. çok dalga geçesim vardı lakin yapmiyim dedim. neticede doğrudan adamların suçu değil ama trajikomik bir haldeyiz gerçekten:

    şöyle buyurmuşlar: 26 eylül türk dil bayramı'nı kutlarız.

    hemen öncesinde de duyuru var: üniversitemizin iç mimarlık ve çevre tasarımı bölümünden yardımcı doçent handan özsırkıntı kasap’ın “kozmik devinim” sergisi 27 eylül’e kadar the hotel beyaz saray old city’de! ziyaret etmenizi öneririz. link

    bence next year, dil bayramını the hotel beyaz saray old city'de kutlayalım. gerçi ülke olarak bize her gün bayram, beklemesek de olur...
  • spor akademisi öğrencilerinin spordan uzaklaştırıldığı üniversitedir.
    basketbol sahası ve tenis kortunu belediyelerle anlaşarak kullanıyorlar.
    şimdi sıkı oturun koltuklarınıza çünkü, bu yerleri sadece öğleden önce kullanabiliyorsunuz(ders saatlerinin dolu olduğu zaman dilimi). öğleden sonra gittiğinizde oradaki görevli 'bizim anlaşmamız öğlene kadar' diyebiliyor.
    ayrıca tenis kortu için beş tl de para ödüyorsunuz (varsayalım dersin boş ve saatini denk getirdiniz). vallahi günaha sokar bunlar adamı.
    fitnes centerları ise orada temizlik yapanların kontrolü altında ve her alette yok.
    zaten pendik de bulunan bu kampüs (denirse tabi) barakadan oluşmakta.
    tek iyi tarafı eğitmenlerini iyi seçmiş olmaları.
    yaf allasen spor yapılmadan, spor branşından öğretmen antranör nasıl çıkacak.
    bekleyip görecez artık.
hesabın var mı? giriş yap