• nurullah ataç'ın goethe hakkındaki kitabı.

    "nurullah ata" imzasıyla yayımlanmıştır.

    1930'da istanbul'da maarif vekâleti tarafından devlet matbaası'nda 3000 adet bastırılan kitap, 17.5 kuruş olarak satılmıştı.

    keziban'ın entry'ye büyük katkısı şöyle:

    "genç werther'in ıztırapları" ataç'ın andre maurois'dan yaptığı bir çeviridir. kitap basılmadan önce, 1928 yılında hakimiyeti milliye gazetesinde gün gün yayımlanmıştır. "nurullah ataç bibliyografisi"ni (tdk, 1962) hazırlayan sami özerdim şöyle notlar düşmüş konuyla ilgili (s. 302, s. 310) :

    "kitabın üzerinde yazarının adı yoktur. tefrikasında yazarın adı verilmiştir. (...) andre maurois: genç verter'in ıstırapları. 19 eylül-4 ekim, 2. sayfada [tefrika numarası konulmamıştır. 23, 24, 28, 30 eylül; 2 ekim günlü gazetelerde tefrika çıkmamıştır.]"
  • hem kapağında hem de künye sayfalarında "genç werther'in ıztırapları" yazar bu kitabın. ama metinde sözcüğün genel kullanımdaki biçimi, yani "ıstırapları" denilmiştir (yukarıda önerilen "ızdırap" da yanlıştır bu arada; doğrusu "ıztırâb"dır ama çağdaş yazım kılavuzlarında "ıstırap" diye geçer, dolayısıyla günümüzdeki doğru kullanımı budur). ayrıca, daha önce de* belirtildiği üzere, her ne kadar adı kapakta anılmamışsa bile, kitabın yazarı andre maurois'dır.

    bu kitapla ilgili, değerli yazar ahmetfirat'ın uyarısıyla ortaya çıkan bir gerçek, yapıtın aynı basım yılını taşıyan iki ayrı kapağı olduğu yönünde... birinin kapağına çevirmenin adı "nurullah ata" olarak yazılmışken ötekinde "nurullah ataç" diye geçiyor. öte yandan, her ikisinin de künye sayfalarında "nurullah ata" yazıyor. işte o kapaklar :

    http://www.nadirkitap.com/…lah-atac-kitap31510.html
    http://www.nadirkitap.com/…goethe-kitap1461346.html
  • “en huzursuz avare bile, sonunda arıyor özlemini çektiği vatanını, buluyor bütün dünyada boş yere arayıp durduğu mutluluğu, göğsüne başını dayadığı karısının yanında, çocuklarının arasında.”
    goethe / genç werther’in acıları / s.51(ayrıntı yayınları edisyonu)
  • genç werther aşkı için çaresizliğinin özetini iki alıntıyla yapmak istiyorum.

    --- spoiler ---

    insanların birbirlerinin huzurunu bozmasından rahatsız olurum ben, en çok da genç insanların hayatlarının en güzel çağında, bütün sevinçlere alabildiğine çok kucak açabilecekleri zamanda birkaç güzel günü surat asarak birbirlerine zehir etmeleri ve ancak çok sonradan kaybettikleri şeyin telafisinin olanaksız olduğunu görmeleri canımı sıkar.
    --- spoiler ---

    burada aşkı idealleştirdiğini görebiliriz. ilişkisini nasıl nasıl doğru yaşacağını bildiğini öne sürüyor. peki ya sonrasında

    --- spoiler ---

    sıkıntı ve isteksizlik werther'in ruhunda gittikçe derinlere kök salmış, iç içe geçmiş ve zamanla tüm varlığını ele geçirmiş. ruhundaki ahrnk tamamen bozulmuş, doğasında var olan tüm yetenekleri alt üst eden içsel heyecan ve öfkesi çok aykırı etkiler doğurmuş ve o zamana kadar mücadele ettiği kötülüklerden daha ürkekçe kurtulmaya çalışırken sonunda bir bitkinlik içinde bulmuş kendini.
    --- spoiler ---

    gerçekten o acıyı hissedip üzülmemek elde değil. sinirlenip saplantının insan bedenini bu kadar yıpratmasını bir mantık çerçevesine oturtmak belki zor geliyor. ama aşkı tanımlamanın ne kadar zor olduğuna bir kez daha şahitlik ediyoruz.
  • (bkz: hem aramaya inanmamış hem de türkçe bilmiyor.) hakkında açılmış başlığın ilk girisi 2000 yılında yazılmış , yazarının goethe olduğu eser.

    (bkz: die leiden des jungen werthers)
  • --- spoiler ---

    niçin uyandırıyorsun beni, ey ilkbahar esintisi? beni kışkırtıyorsun ve diyorsun ki: sana gökyüzünün çiğ damlalarını getireceğim! halbuki yapraklarımın kuruması pek yakın; pek yakın, yapraklarımı dökecek olan fırtınaların gelmesi! beni bütün güzelliğimle görmüş olan o gezgin, yarın bir gün gelecek. kırlarda, her yerde beni arayacak gözleri, ama bulamayacak.
    --- spoiler ---
  • “böyle mi olacaktı, insanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?” (s.49)

    -j.w. von goethe, genç werther’in acıları
hesabın var mı? giriş yap