• gezmek iyidir. alman kaşif alexander von humboldt ne güzel söylemiştir:

    "en tehlikeli dünya görüşü dünyayı görmemişlerin görüşüdür."

    edit: dünyayı görmek, bir otelde toplu halde besiye çekilip plajda yatmak olmasa gerek. ya da turist sürüleriyle yarışarak ünlü yapıtlar önünde sırıtarak selfie çekinmek.
  • - “seyahat insanın dünyasını genişletir” malcolm x
    - “hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.” emile zola
    - “öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin.” mark twain
    - “yolculuk – önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikaye anlatıcısına dönüştürür.” ıbn battuta
    - “hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.” st. agustine

    edit: mesaj kutuma düşen mesajlara göre çağ artık yukarıda sözleri olan kişilerin çağı değilmiş. artık google maps ile gezmek mümkünmüş!!!
    sanırım gezmeyi, şehirlerin bilinen noktalarından fotoğraf çekip instagramda beğeni yarışına girmek olarak görüyor bazı arkadaşlar. virüs sebebiyle bölünene kadar 3 senelik dünya turundaydım ben de, başlığı açan arkadaşın 'bizleri' nihai amacımız için eleştirdiğinden dolayı bu sözleri paylaştım. herkes nihai amacında devam etsin, herkes mutlu olsun...
  • bir kaç yıldır kesinlikle ben.
    yılda bir kaç sefer değil, her fırsatı değerlendiriyorum.
    arkadaş ne çakılmışım beee yıllardır olduğum yere !!
    ohh sefam olsun.*
    siz de deneyin, farkı göreceksiniz.

    tabi ki de, imkanlar doğrultusunda!
  • sanki hayatın nihai bir amacı varmış gibi hayatın amacının ne olup olmadığını tartışmak bana hayali kahramanları çarpıştırıp "benim kahramanım seninkinden daha güçlü" demek gibi aptalca geliyor.

    tamam hayatın amacı gezmek tozmak değil ama zaten hayatın nihai amacı diye bir şey yok.
  • bu insanların bir diğer özelliği de gezmeyi nihai amaç saymayan herkesin "çalış, ev al, tv seyret, öl" düzeninde yaşadığını sanmasıdır. aynen, gezme eylemine tapınmayan herkes ot gibi yaşamakta. ya da tapınmıyorsa hiç gezmemiştir varsayımı da var. gezse tapmalıydı. once you go gezmek, you never come back. evet.

    ha bir de ciddi anlamda gezebilen insanların çıkıp hiç gezmeyi öve öve bitiremediğini görmedim. genelde bir iki kere yurtdışına çıkmış kişiler "off aşırı güzel bir olay" diyor. tat damakta kalıyor sanırım.
  • "bunu evliya çelebiye sorsana..." derdim ama konu ciddi.

    şöyle ki bu kişinin şahsi tercihleri ile alakalı. birinci dereceden bir yakınım ömrü boyunca gezmeyi, dolaşmayı hiç sevmemiştir mesela. ama başka yakınlarım var onlar da gezmezlerse ölürler. yani bunun şahsi tercihlerle alakası vardır. bir de zamanla gezmeyi çok sevenler vardır ama o konuya hiç girme niyetim yok.

    gezmeyi aşırı sevenler için bunun hep kaçış sendromu olduğunu düşünmüştüm. bu fikrimden tamamen vazgeçmiş değilim ancak gezmeyi görmeyi çeşitli amaçlarla değerlendirenler olduğunu fark ettim zamanla. elbette önemli bir kısmı "gezdim, gördüm, bak bu resmi, ne çok gezdim ama, süper geziyorum, harikayım" kafasındalar (bkz instagram vs) ama bunun dışında gezerek öğrenmek ve bunu çeşitli alanlarda değerlendirenler olduğunu da idrak ettim.

    "çok yaşayan değil çok gezen" sözü internetin yaygınlaşmasıyla biraz etkisini yitirse de halen gücünü koruyor. çünkü çok çok az insan internetten girip katmandu'nun adetleri nedir diye bakar okur, ama gezen insan gidip yerinde görüp deneyimleyince çok daha etkili şekilde öğrenmiş olur. bir de dünya insanlarına karşı hoşgörü artabilir kimilerinde (hiç artmayanları da biliyorum).

    sadece yaşadığı yerde doğup ölmek bence büyük bir kayıp. koskoca bir gezegende yaşadığını, farklı insanlar, farklı kültürler, farklı dinleri farklı gelenekler, farklı yaşamlar olduğunu görmek her zaman için insanın dağarcığını geliştirir. tabii gittiğiniz yerde sürekli selfie çekerseniz bu dağarcık kaçınılmaz olarak daracık olur. bence gezmeyi seven insanın bunların hepsini yapması lazım. yani merak etmesi, gözlemlemesi, dikkat kesilmesi, öğrenmeye çalışması ve sonra da selfie çekmesi.
  • gezmekten ziyade istediği an istediği yerde olma fikri insanı cezbeden.
  • evet insanın tek gayesi bu olmalı. gezmek görmek bilmek öğrenmek konfor alanından çıkıp zorluklarla birlikte o yabancılığı abzorbe etmek. birilerinin dikte ettiği gibi üçer beşer çocuk yapıp başkalarının salak saçma hayatlarına istatistiksel veri olarak kalmamak. keşke yapabilsem ama bulunduğum ülkedeki şartlar ve yanında getirdiği dünyanın geri kalanında üçüncü kalitede insan olarak görülmem büyük engel. ölmeden dünyanın her köşe bucağını görmek tek hayalim
  • yörük olabilir. işine baksın herkes. size ne oglim?
hesabın var mı? giriş yap