• konser yorumu çok kaliteli soundtrack olabilecek bir blackmore's night parçası.özellikle "castles and dreams" dvd'sindeki versiyonunun dinlenmesi tavisye olunur.introda klavyeden yapılan flugen horn girişi,daha sonra aynı melodinin kemanla unison çalınması tüyler ürperticidir.
  • 12 temmuz 2004 istanbul konserinde t-shirt leri satılmasına, propogandasının yapılmasına ve deep purple cıları bastırmak için 6 arkadaşımla beraber istek şarkı için "ghost of a rose" diye bas bas bağırmamıza rağmen çalınmamış şarkıdır. çalınmamasının başka sebepleri olduğuna inandığım parçadır. (bkz: teknik aksaklık)
  • çalınırken " bu ne yaaa" dediğim parçadır. solistin sesi beni başka dünyalara götürmüştür.....
  • gece yarısı bi kanalın abaza hattı reklamlarında fon müziği olarak kullanılmış şarkı. candice'ciğim* geberiyorum aşkından,köpeğin olam beni hatırla diyor,beyaz gül diyor reklamda sıcacık sohbet diyor.götsünüz göt.
  • blackmore's night'ın pek bi mükemmel şarkısı. solistin sesine büyülenir insan ve saatlerce loop'a alınır bu şarkı.
  • blackmoore's night'ın gecenin bir vakti gözlem yaparken dinlenecek müzikler listesinde mutlaka yer alması gereken şarkı. hele ki yanınızda sevgili insanı varsa, hele ki molalarda çıplak ayak dansedebiliyorsanız...
  • candice night'a hayranlık duymamı sağlayan şarkıdır. o nasıl bir ses arkadaş?
  • türkçesi şöyle bir şeydir:

    dingindi vadinin yeşili
    ortadan geçerdi mavi renkli bir nehir
    umutsuzluğa düşmüş güzel bir hanım, tanışmıştı gerçek aşkıyla orada
    ve söylemişti ona
    ona demişti ki:

    “söz ver bana, düşüneceksin beni her bir beyaz gül gördüğünde
    seni o kadar seviyorum ki, asla bırakmayacağım
    ve senin gülünün hayaleti olacağım”

    gözleri inanırdı gizemlere
    yatardı kehribar rengi yaprakların arasında
    vahşi ruhuyla, bir çocuğun kalbiyle
    gene de nazik ve sessiz ve uysaldı o
    ve adam sevmişti onu
    hanım ona şunu dediğinde:

    “söz ver bana, düşüneceksin beni her bir beyaz gül gördüğünde
    seni o kadar seviyorum ki, asla bırakmayacağım
    ve senin gülünün hayaleti olacağım”

    herşey bittiğinde döndü koşmak için
    ve izledi adam onun batan güneşe karşı dans etmesini
    ve her daim düşündü adam onun
    kırlarda sonsuza dek dansederken onu gördüğünde
    şu sözleri söyleyişini:

    “söz ver bana, düşüneceksin beni her bir beyaz gül gördüğünde
    seni o kadar seviyorum ki, asla bırakmayacağım
    ve senin gülünün hayaleti olacağım

    senin gülünün hayaleti.”
  • kendisiyle aynı adı taşıyan blackmore's night albümünden bir şarkı

    konsantre orta çağ gibi tınısı var,

    büyülü gibi dinledikçe dinleyesi geliyor insanın, o çaldıkça zihnimde kabarık elbiseli orta çağ kadınları at koşuyor. atlar da kahverengi dizlerinden altı beyaz filan, manyak mıyım neyim

    neyse, dinleyin şiddetle tavsiye ediyorum
  • blackmore's night'ın muhteşem parçası. hatta kafamda bir klip bile çektim;

    sevgilisini kaybettikten sonraki ilk dolunayda, arnavut kaldırımlı dar sokaklarda yürüyen kahramanımız bir bir yanan meşalelerin arasından geçerken beyaz bir gül beliriyor gözüne. bir damla da yaş. ve o söz verdiği gün aklına geliyor.

    (klip buraya kadar siyah beyazdı, şimdi renkler geliyor)
    kahramanlarımız nehir kenarında yanan odunların etrafında şaraplarını yudumlarken gökyüzünü izliyorlar. çok mutlular. kadının gözüne kenarda duran beyaz gül ilişiyor ve gözleri gülerken heyecanlı bir şekilde şarkının nakaratını söylüyor.

    ( bu kısımdan itibaren ilk sahneye geri dönülüyor ve renkler de geliyor)
    adam yerdeki gülü alıyor ve koşa koşa o sözü verdiği yere gidiyor. tam vardığı sırada sevgilisinin hayaletini aynı yerde dans ederken görüyor ve göz göze geliyorlar, unutulmamanın mutluluğuyla dans etmeye devam eden hayalet sevgili yavaşça gözden kayboluyor ve kahramanımızsa buruk bir mutlulukla gülü nehre bırakıyor.
hesabın var mı? giriş yap