• her zaman hüzün verir.bıraktığın yerde elbet vardır bırakmak istemediklerin.
  • kimi zaman** gereklilik, kimi zaman zorunluluk*, kimi zaman da feragat***.

    ama hepsinin ozunde, hepsinin temelinde ya savunma, ya kacma, ya da korku var... korkularimizla yuzyuze gelmeyi ogrenemedik hicbirzaman. ve bu gidi$le ogrenemeyecegiz. bilincsizce tukettigimiz son sanslarimiz tukendiginde, artik 'ne elde ne avucta kaldi' deyip de borc sans isteyebilecegimiz bir yer, bir kurum, bir insan yok.

    bazen $ans tanimak yeniliklere, bazen de beklenilenin gercekle$mesi icin zaman tanimak kadere.

    istemeyerek, korkarak, icinden gelmeyerek* de olsa, cogu zaman en asil davrani$tir gitmek...
    yerine nobetci olarak sessizligi birakmak...

    (bkz: susmak)(bkz: a$k)(bkz: tutku)(bkz: aci hissedince yapilan ilk $ey)
    (bkz: sonbaharda kopan yapraklarda seni aramak)(bkz: dunden kalanlar)
    (bkz: sen git)(bkz: uc kelimeye seni sigdirmak)(bkz: cehennem)
    (bkz: nothing left to lose)(bkz: yoksun sen)(bkz: sen ben istemeden hicbirsey yapmiyorsun)(bkz: tutku nobeti)(bkz: aura)(bkz: saat 4 yoksun)
    (bkz: artik yeter)(bkz: asik olmak)(bkz: en iyi sarhosluk)
    (bkz: git)(bkz: dunden once yarindan sonra)(bkz: gece)
    (bkz: super kokular)(bkz: saclarini koklayip ic cekmek)
    (bkz: yalniz seni istiyorum)

    ve bonus:
    (bkz: felis)(bkz: felisi seviyorum)
  • donulecegi bilindigi zaman ifade ettigi turlu olumsuz anlamlarin kaybolmaya yuz tuttugu eylem.
  • önce brecht'den bir alıntı yapar ahmet telli
    "...
    bu vadideki karanlığı
    ve büyük soğuğu düşün
    brecht
    ..."

    ve ekler;

    "...
    gitmek...bir hançeri inceltip
    okyanusa daldırmak isteği
    ya da düşebilmek atlasların
    dışına ki ey kalbim
    yalnızsın bu yolculukta da

    gitmek...o kaos duygusu, aklın
    sarsıntılarla yorgun düşüşü
    bilincin kamaşması belki de. ..
    rehin bırakılacak bir şey yok
    unuttuklarından başka...

    gitmek...bir büyü gibi saran
    ağrılar yumağı, kışkırtılmış
    düşlerdir ki sen şimdi
    esirgeme kendini kalbim
    kederin o derin yalnızlığından
    ..."

    der ve bitirir...
  • gitmek

    bugünlerde herkes gitmek istiyor. küçük bir sahil kasabasina, bir baska ülkeye, daglara, uzaklara... hayatindan memnun olan yok. kiminle konussam ayni sey... her seyi, herkesi birakip gitme istegi. öyle "yanina almak istedigi üç sey" falan yok. bir kendisi. bu yeter zaten. her seyi, herkesi götürdün demektir. keske kendini birakip gidebilse insan. ama olmuyor. hadi kendimize raziyiz diyelim, öteki de olmuyor. yani her seyi yüzüstü birakmak göze alinamiyor. böyle gidiyor iste. bir yanimiz "kalk gidelim", öbür yanimiz "otur" diyor. "otur" diyen kazaniyor. o yan kalabalik zira. is, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu... en kötüsü aliskanlik. aliskanligin verdigi rahatlik, monotonlugun dogurdugu bikkinligi yeniyor. kaliyoruz. kus olup uçmak isterken agaç olup kök saliyoruz. evlenmeler... bir çocuk daha dogurmalar... borçlara girmeler...isi büyütmeler... bir köpek bile bizi uçmaktan alikoyabiliyor. misal, ben... kapidaki rex'i birakip gidemiyorum. degil bu sehirden gitmek, iki sokak öteye tasinamiyorum. alip götürsem gelmez ki... bütün sokagin köpegi oldugunun farkinda. herkes onu, o herkesi seviyor. hangi birimizle gitsin? "sirtinda yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardir; evet, sirtimizda yumurta küfesi var hepimizin. kendi imalatimiz küfeler. ama egreti de yasanmaz ki bu dünyada. ölüm var zira. ölüme inat tutunmak lazim. inadina kök salmak lazim. bari ufak kaçislar yapabilsek. var tabii yapanlar. ama az. sadece kaymak tabakasi. hepimiz kaçabilsek... bütçe, zaman, keyif...denk olsa. gün içinde mesela... küçücük gitmeler yapabilsek. ne mümkün. sabah 09.00, aksam 18.00. sonra baska mecburiyetler. sikisip kaldik. sirf yeme, içme, barinmanin bedeli bu kadar agir olmamali. hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. bir ömür karsiligi bir ömür yani. ne saçma. bahar midir bizi bu hale getiren? galiba. ben her bahar asik olmam ama her bahar gitmek isterim. gittigim olmadi hiç. ama olsun... istemek de güzel.

    can yücel
  • (bkz: nereye kadar)
  • gitmek olmek oldugu kadar yeniden baslamaktir da..
  • gitmek… gitmek terketmektir. hayır!!! gitmek aslında terkedilmektir. bırakılmaktır öylece, bomboş, kendi başına. kalan gelmemiştir seninle. kalmayı tercih etmiştir. o kaldığı için hep haklı, sen gittiğin için hep suçlusundur. ve fakat ne yazıktır ki, herkes onun niye kaldığından çok senin gittiğinle ilgilenir.
hesabın var mı? giriş yap