• selim aru, avni anıl'a yazdığı bir mektupta şarkının hikâyesini anlatır. aru'nun istanbul'a geldiği bir gün taksim civarında yanında bir araba korna çalar, içinden sevinç ve telaşla şükrü tunar iner. "azizim neredesiniz? vallahi sizi bırakmam." diyerek aru'yu alır, boğaziçi'ne yemeğe götürür. aru anlar ki tunar yine bir aşka düşmüştür, hatta aşık olduğu hanımı da az çok bilmektedir. ancak tunar bu aşkın tamamına ermeyeceğini düşünmektedir. o aşklardan beslenen sanatını icra edebilmek için selim aru'dan rica eder, bir güfte yazar mı kendisine diye.

    selim aru ürperir, müşkül duruma düşmüştür ama kıramaz, "hay hay üstadım." der. ama aradan 6 ay geçmesine rağmen tek satır yazamaz. çok mahçup hisseder, sıkıntılanır, en sonunda ankara'da yazmış olduğu bir güfteyi alır, tunar'a yollar. şükrü tunar da bunu hüzzamın güzel nağmelerine döker ve böylece sanat dünyamız "gönül durup dururken bir güle uçtu" isimli eseri kazanır.
  • şükrü tunar'ın curcuna usûlündeki hüzzâm şarkısı. güfte, selim aru'ya aittir.

    gönül durup dururken bir güle uçtu kuş gibi
    çırpındı dalında dikeni tanıyormuş gibi
    yoruldu boş yere derdini atıyormuş gibi
    döndü geldi bana yarası kanıyormuş gibi

    ısrarla ayşegül durukan'dan dinleyiniz, dinletiniz.
hesabın var mı? giriş yap