• bilinç akışı tekniği* hakkındaki kısa ve öz yorumu:

    "bilinç akışı tekniği modern psikoloji ve felsefede görecelik ilkesinin edebiyata taşınmış hâlidir. bilinç akışı, bireyin gerçek hayatta olduğu gibi her ân aklından geçenleri, zaman ve mekân kategorilerine bakmaksızın çağrışım esasına göre birinden diğerine geçiş biçiminde yansıtmaktır."
  • alman romantizmi isimli çeviri kitabındaki bir cümlesi öğrencileri tarafından çok uzun süreli tartışmalardan sonra dahi anlaşılamamış değerli insan.
    "tanrı' nın modeli insan, bir üçlemedir; evrenin modeli olarak insan bir üçüncüde ikiliktir; yeryüzünün modeli olarak ise o, iki kutuplu bir mıknatıstır. "
  • efendim uyardik bkz bos cikabilir diye ama gonul elvermedi, hemen dolduruverelim.. almanca'ya gonul verenlerden, alman edebiyati gurmelerinden, hemi de alman edebiyati prof'larindan.. "cagdas alman edebiyati" geliyor aklima kitaplarindan, kalincana, belli basli alman yazarlarini siraya dizmis, sozluye cekmistir aytac..
  • belki de içki masasında dünyalar tatlısıdır, bilemem. ama eğer ki tüm çevirileri "deliler ve dahiler" kitabındaki çevirileri ayarındaysa bir an önce bu işi bırakıp tekel bayisi açmasını diliyorum. (brüksel = brüssel, quacker = kuaker ve benzerleri..)
  • yaptığı çalışmalara, türkçe'ye katkılarına saygımın sonsuz olmasına rağmen, bir karşılaştırmalı edebiyat bilimi kitabi vardır ki final haftasında canımıza okumuştur. bu ne anlamsızlık, bu ne çelişkililik, bu ne karmaşıklıktır? umuyorum ki bu durum yayınevinin suçudur*. aksi halde ders kitabı niteliğinde çalışmalar yapmamasını istemek durumundayım. en önemli ana dersimizde böylesine öznel görüş ve karmaşık yapıların bize yarardan çok zarara neden olduğu görüşündeyim.
  • niyeyse türk edebiyatı çevrelerinde yeterince bilinmeyen, yolu alman edebiyatına uğrayan herkesin keşfedeceği bir cevher. tabii tanınmayışında kitaplarının piyasada zor bulunmasının da payı olsa gerek.

    "edebiyat yazıları i" kitabı elimde; içinde attila ilhan, fethi naci, ferit edgü, demirtaş ceyhun, erhan bener, namık kemal, mehmet akif ersoy, max frisch, goethe, barbara frischmuth, rainer maria rilke... var.
  • avusturya edebiyatının önde gelen isimlerinden ve uzun yıllar türkiye'de yaşamış olan yazar barbara frischmuth'un ada yayınları'ndan çıkmış olan "geçişler" isimli öykü seçkisini çevirmiş olan mütercim.
  • kendisi hakkında "olmasaydı eskişehir osmangazi üniversitesinde karşılaştırmalı edebiyat bölümü açılamayacakmış herhalde" gibi bir düşünceye sahip olduğum insandır. zaten 2 yerde var bu nadide bölümden, ama diğerinde ingilizce ağırlıklı eğitim verildiğini duyduğum için, orada böyle değildir bu durum muhtemelen. ayrıca nedense ilk duyduğumda erkek sanmıştım.

    çoğu akademisyen gibi o da "bilimsel olmak sürekli terimlerle konuşmak ve karmaşık anlatımlarla dolambaçlı ifadeler kullanmak" görüşünde olmasaydı, sınav dönemlerinde adını daha sevgi dolu anabilirdi öğrenciler. ama alanı için değerli bir insan tabii, ona sözümüz yok elbet.
  • çağdaş türk romanı üzerine incelemeler adlı bir kitabı vardır ki elimde sözlükle okuyorum. araya sıkıştırılan onlarca almanca kelime beni allak bullak etti. bu kadar karmaşık yazmak zorunda mıydı acaba diye düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap