• "türkiye' nin modern tarihi" adlı kitabı okunmalıdır. gündemi yakalamak isteyenler için güzel bir kaynak.
  • gazete duvarda harika bir söyleşisi var, keşke herkes okusa.
    başkan babamızın son baharı
  • kurtler ve aleviler ile ilgili calismalariyla avrupa'da cok iyi taninan fakat turkiye'de pek bilinmeyen yazar. fransa'da akademik faaliyetlerini surdurmektedir.
  • "ortadoğu: bir şiddet tarihi" isimli eserinin önünde saygıyla eğilmek istediğim yazar. bir insan bu kadar karmaşık ve geniş bir konuyu ancak bu kadar güzel özetleyebilirdi yani.

    ortadoğu'yla ilgili okuduğum en iyi türkçe kitabın yazarıdır diyerek tanım vermek isterim bu noktada.
  • analizlerinin hepsi yalan, çarpıtma. bunlara hala tav oluyorsanız ya geri zekalısınız ya da art niyetli bir malsınız. irfan aktan'ın soruları ise daha da gerzekçe. taa yıllar önce ahmet insel akpyi sırf otoriterizmle sorunsallaştırıyordu. siyasal islam projesini örtmek adına, akpyi kemalist devrimin uzantısı olarak görmek adına, hdpci islamcı amerikancı kürt siyasetini tahterevallinin öte ucunda kaldırabilmek adına.
    aynı kavramsal harita aynı cephane ile saldırıyorlar.

    "fakat genel vaziyet ister istemez akla 1912 öncesini getiriyor. birinci balkan savaşı’ndan hemen önce ittihat ve terakki, savaş yanlısı mitingler düzenlemiş ama savaş büyük bir felaketle bitmişti. 1914’te de ittihat ve terakki’nin bir savaş arzusu vardı ama birinci dünya savaşı’nın nasıl bittiğini biliyoruz. rasyonalitenin imha edilmesiyle birlikte tarihten, geçmişten intikam alma arzusu ortaya çıkıyor ve erdoğan bunu açıkça dillendiriyor. "
    smooth
    birinci dünya savaşı nasıl bitti hakkaten
    nasıl bitti hakkaten? arada atladığınız bi şey olmasın sakın?

    "elbette, türkiye toplumu heterojen ama savaş yanlılarının sesi çıkarken savaş karşıtlarının sesi çıkamıyor. dolayısıyla kürtlerin dışındaki toplumsal katmanların pozisyonunu okumamız oldukça zor."
    senin yapacagın analize... türkiye toplumu heterojen ama kürtler değil ha?

    "erdoğan, türklerin tarihsel bir misyona sahip olduğunu ve bu misyonun da dünya hâkimiyeti olduğunu tekrarlıyor. dolayısıyla 5 milyon kilometrekarelik bir imparatorluktan, anavatandan bahsetmesi boşuna değil. türklerin tarihsel misyonunun iç ve dış düşmanlar tarafından suikaste uğradığını erdoğan açık bir şekilde dile getiriyor. erdoğan, geleceği, tarihten intikam alınacak bir zaman dilimi olarak görüyor. bu da kaçınılmaz olarak şiddete başvurmayı gerektiriyor."
    ---rte bu kadar türkçülük yapsa yer yerinden oynar. adam tskyı bile ulus-devlet orduluğundan islam ordusu şekline sokmaya çalışıyor en azından öyle lanse ediyor fırsat buldukça. sizin işinize geliyor ama erdoğana olmayan bir türkçülük etiketlemek. buna toplumsal hareket literatüründe framing deniyor, çerçeveleme, akademinin silah gibi kullanılması tam da bu. yukarıdaki pasaj doğrudan nazi eleştirisinden alınmış fakat erdoğan bunu milliyetçilik söylemi ile yapmıyor cemaati müslimin kodlarıyla yapıyor. siz de ısrarla bunu gizliyorsunuz. kötüsünüz.

    şuna benzer bi şeyi ben de yazdım bu sitede #73041272 ama amacım "ülke çöküyor looo" diye felaket tellallığı yapmak değildi. bu söylem yunanistan ekonomik "kriz"lerinde yunanistan'a yapılırdı ab'nin baskın ekonomik sınıfı tarafından. yunanistan yandı bitti kül oldu, yunanistan anlaşmazsa ... tuttu gibi haberler yaparlardı. aynı kafa. askeriyenin küresel kapitalizmin bu anındaki dönüşümü teknik bi konu, bakıyoruz işte anlamaya çalışıyoruz hala. daha teknik analiz zeka gerektiren bi şey burda kötü niyetten çok cahillik de olabilir veya ikisi de bunun nitelği hala net değil.

    "beni korkutan ikinci gelişme ise devletin paramiliter bir nitelik kazanması. bu paramilitarizasyon üzerine çok çalışılmadı. jöh, pöh, osmanlı ocakları, sadat gibi girişimler devletin artık rasyonel olmadığını, devletin şiddet kapasitesinin kendi organları tarafından değil toplumun en saldırgan, en milliyetçi, en lumpen katmanları arasında üretildiğini gösteriyor. söylem ve paramilitarizasyonu aynı anda değerlendirdiğimizde, gelecek açısından son derece korku verici işaretlerle karşılaşıyoruz."
    ---meksidan ırak'a 90lı yıllardan beri dünyanın belli başlı güçlerinin silahlı kuvvetlerinin özelleştirildiğini ve paramiliterleştiğini biliyoruz. bunu hardt ve negri taa o zaman imparatorluk kitabında yazmıştı. polisin askerleşmesi, askerin çeteleşmesi bunlar amerika imparatorluğu örneğinde baya yazılmış şeyler. stklardan çetelere bu düşük yoğunluklu savaş dönemi, akpye özgü bir durum değil. türkiye cumhuriyeti hükümetinin yaptığı çağın siyasi aygıtlarını ithal etmeye çalışmak. ha bunu elindeki mal ordusuyla yapıyor ama mal ordusu da nerden baksanız ülkemize özgü bir olgu değil. ya "kürtlerin" sekiz yüz tane farklı markalandırılmış şiddet aygıtı yok mu ya? işine gelmeyince biz yapmadık bizle alakası yok nalakası var ya demiyor mu bu hareket? ya sosyal bilimci olarak bu kadar sorumsuz nasıl olabiliyorsunuz?

    yazıda sürekli yapılan heterojenlik vurgusu baya atatürk renaissance'ına karşı geliştirilmiş bir argüman. tüm farklara rağmen, tüm ayrıştırma ve tüm karalama kampanyalarına rağmen ülkede gazi mustafa kemal atatürk etrafında bir birlik, ortak payda bulma hali var. bu atatürk'ün tarihsel abide gibi duran eylemleriyle çağdaşlığını hala sürdüren siyasi bir güç veriyor. yazıda hepimizin tanık olduğu bu sürece zerre değinmek yok. çünkü samimi değiller.

    daha da devam etmek istemiyorum. istiyorum ki şahsi bi kinim olduğu sanılmasın. ancak aynı zamanda kavramsal olarak biliyorum ki tarihsel sürecin bu anında yaşadığım kin baya şahsi de. kendime bi hakaret şiddet gibi görüyorum bu algı operasyonlarını. aynı zamanda eleştirel sosyal düşünce aydınlığının bu şekilde kullanılması içimi parçalıyor, öfkeleniyorum. bir çok insanın fedakarlıkla ortalığı saçma sapan düşüncelerden temizlemesine rağmen hala bunlara düşülmesine kırılıyorum. neyse çok da takmıyorum aslında çünkü takan da kalmadı pek. ama valla bana şunu dedirttiniz: su uyuyor...
  • darbe sonrası hakkında konuşmuş;

    http://www.gazeteduvar.com.tr/…in-rehinesi-turkiye/
  • dün okumuş olduğum şu röportajı gerçekten çok iyi analizler içermekte. kılıçdaroğlu kazansaydı bile müesses nizam büyük bir direnç gösterecekti. ama şu anda o hikayeye bile çok uzağız.
  • https://www.birartibir.org/…-kaybi-paramiliterlesme

    "birincisi, önümüzdeki süreçte sünni-türk halk içerisinden demokratik bir muhalefetin çıktığına şahit olacak mıyız? bu tabuyu yıkalım: bu grup gururu kırılmış, küçük düşürülmüş olsa da kendisini ülkenin esas sahibi olarak görüyor. bu durum 1839 tanzimat fermanı’ndan beri mevcut ve diğer kesimlerin üzerinde olma, onlara hükmetme hakkına sahip olma iddiasını getiriyor.

    türkiye nüfusunun yüzde 60-65’ine tekabül eden bu grubun içinden demokratik, diğer kesimlere hükmetme talebinden vazgeçmiş, aleviler ve kürtlerle eşitliği, aynı zamanda da ortadoğu, balkanlar ve kafkasya’daki diğer uluslarla da eşitliği kabul eden bir dinamik çıkacak mı?"

    şimdi ben söze "kürtler" diye başlayarak yukarıdaki gibi yargılar ihtiva eden bir cümle yazsam, bu cümlelerin yayınlandığı konferanslara, yayın organlarına, internet sitelerine göndersem veya onların muadili yerlerden birinde bu yazdıklarım yayınlansa ırkçılık yaptığım söylenir. fakat bu adam bunları yazabiliyor. üstelik demokrasi eşitlik gibi değerler nâmına bunu yapıyor. kürt milliyetçileri kürt milliyetçiliği yapsın sorun yok, ama başka kavramların arkasına sığınıp iki yüzlülük yapmayın.

    sünnî-türk kimliği üzerine kurulu bir rejimin inşâsından, bu "hâkim" kimliklerin ön plâna çıkarıldığı tekil bir ideolojik yapıdan bahsetmiyor, doğrudan "sünni-türk halk" diyor eleman. meselâ ekrem imamoğlu'nun bugünkü maltepe mitingine katılanlar içinde bir anket yapalım, mezhep olarak sünnîler, etnik kimlik olarak türkler sayısal olarak ilk sırada gelecektir. aynı şekilde 31 mart'ta chp'ye oy verenler de. mezhep ve etnik kimlik üzerinden ayrımcılık yapılmayan herhangi bir makro ölçekli hareketi, partiyi, derneği vs. ele alın, sonuç aynı olur. bu boyutta bir kitleyi toptan itham ediyor adam.

    kendilerini demokrasi ve özgürlük havarisi diye satanların ifşâsı için bu notu buraya düşelim.
hesabın var mı? giriş yap