• imkansızın şarkısı adlı kitabını okuduktan sonra tiryakisi olduğum ve türkçeye çevrilmiş tüm kitaplarını okuduğum japon yazar. ekim ayında yeni bir kitabı türkçeye çevrilmiş olacaktır.

    özellikle 1q84 mutlaka okunmalı.. çok kalın ama gözünüz korkmasın, insan biterken üzülüyor. muhteşem ötesi.
  • gizemli kadınlar, kedilerle konuşmak, yemek, müzik, koşmak, tren istasyonları, paralel evrenler, seks, beklenmedik telefonlar ve gizemli olaylar... bir murakami kitabında yer alan ögeler. murakamiyi sözlükte dolanırken keşfettim, birkaç defa karşıma çıkmıştı entryler arasında. bu kadar karşıma çıkmasının bir hikmeti var diyip imkansızın şarkısı kitabıyla okumaya başladım. ama tabii beni etkileyen kitabı, bu ilk okuduğum kitabı olmadı. benim için sahilde kafka'nın yeri çok başka. bu kitapta da denildiği gibi hayat bir metafor. tabii bu iki kitapla kalmayıp murakamiye ait olan ne varsa okuyup bitirdim. hala da sanki hiç onları okumamışım gibi hissedip büyük bir açlıkla yeni gelecek olan kitaplarını bekliyorum. kitaplarının konularına dair bir şey söyleyemiyorum, yani anlatamıyorum. murakamiyi muhakkak okumak gerekiyor, kitaplarının konusu şudur demekle onun hakkında hiçbir şey söylememiş oluyoruz. zaten onu okumuş biriyle sohbet etmek gibisi yok. benim için kötü bir murakami kitabı yok, kendisine aşığım da denilebilir, evet adamın beynine aşığım. kitaplarındaki müzik listesine çıkarmaya aşığım, onun sayesinde karşıma çıkan kedilerle konuşmaya da aşığım! bu yazarı sonsuza kadar abartabilirmişim gibi geliyor bana. murakami dünyası tamamen enterasan bir dünya, herkes her şeyi o kadar çabuk kabul ediyor ki. hani hep söyleniyor ya yargılamamak lazım insanları diye, işte o yargılamayan insanlar murakami kitaplarında yaşıyor. beni en şaşırtan yanı ise karakterlerinin kendilerini kolayca kaderlerine bırakabilmeleri, bu beni çok cezbediyor. kitaplarında o karakterlerle, ben de onların kaderlerini keşfediyorum. tabii hiçbir kitabında bir son yok. bir son bekleyenleri hayalkırıklığına uğratacak kitaplar yazıyor murakami. çünkü karakterlerinin kaderleri devam ediyor, ne olacağını bilemeyiz ki. murakaminin can alıcı noktası ise belki olağanüstü gelebilecek, şaşırtabilecek, yok olmaz denilebilecek her şeyi çok yalın bir dille kolayca kabul ettirmesi. onun kitaplarını okuduktan sonra böyle şeyleri kolayca kabul edebildiğimi fark ettim. murakami, amiyane tabirle hastası olunabilecek bir yazar, hakkındaki her şeyi, her haberi takip ettirebilecek biri. kendisi iyi ki var.

    tanım: acayiplikler, olağanüstülükler yaşatan yazar.
  • kimilerince cok elestirilen, kimilerince cok sevilen bir yazar. murakami hakkinda soylenecek en net sey ise okuru kitabin icine cekebilme yeteneginin essiz olmasi. uslubu veya yazilari romanlarinin japonya'da degil de amerika'da gectigi hissiyati uyandirsa da her romanini bitirisimden sonra icimde bir bosluk hissedip, etrafimda o roman karakterlerini ariyorum istemsizce. okuyucuda bu duyguyu olusturabilmek bile basarili olmak icin yeterli sayilabilir.
  • 1086 sayfalık, rahlesiz okunamayan, çantaya sığmayan, elle tutulduğunda yerçekimini tüm gücü ile hissettiren 1q84'ten sonra 96 sayfalık "the strange library" diye bir kitap çıkarmak üzere olan yazar.
  • (bkz: sheep man)
  • ona ait olan bir soz amazon kindle'in default ekran koruyucusu.

    if you only read the books that everyone else reading you can only think what everyone else thinking
  • ngugi wa thiong’o ile ortak olarak nobel ödülüne aday gösterilmiş yazar.
  • nobel edebiyat ödülünü bir kez daha alamamış yazar. ''hakkı yendi ya'' şenliklerine hoş geldiniz.

    ayrıca;

    (bkz: patrick modiano)
  • the new yorker'da yayınlanan yeni hikayesi scheherazade için; (bkz: #46226444)
hesabın var mı? giriş yap