• hermes, kuranda idris olarak geçmiştir ve tanrısal mesajların yeryüzündeki ileticisidir. terzilik olayı ne ilk elbiseyi dikmesinde ne de geometrik hesapları yapacak pergel gönye gibi aletler kullanmasındadir.

    hermes, tanrısal mesajların yeryüzüne iletilmesinde, onları insanların anlayabileceği şekle sokmaktadır. yani rafine etmekte ve kesip biçmektedir ki o çok yüce mesajlar anlaşılabilsin. terzilik özelliği bu kesip biçme eyleminden doğan sembolik bir meslektir.

    anadolu'da aliminin karşılığı olan ermiş kelimesinin kökeni olduğu da iddialar arasındadır.

    hermetizm'e ismini veren kişi olması dolayısıyla ve büyük bilgeliğiyle, ezoterik kurumlar içinde özellikle masonlukta mühim yer kaplar.
  • islam (bkz: idris)/(bkz: hizir)
    yunan (bkz: hermes)
    roma (bkz: merkur)
    misir (bkz: thoth)
    yahudi/hristiyan (bkz: enoch)
    sumer (bkz: ningishzida)
    anadolu/turk (bkz: ermis)
  • mısır'da toth, israil'de hanok, zerdüşlükte huşeng, hristiyanlıkta enoch, islam'da hızır/ilyas, grek mitolojisinde hermes, roma'da merkür olarak anılır.

    merkür nasıl güneşe en yakın gezegense, hermes de tüm yaratılmışlar içinde tanrı'ya en yakın olandır.
  • 'bilgece sözler,yazılmış olsalar da benim çürüyen elimle,yok olmadan kalırlar zaman içinde;doludurlar ölümsüzlük ilacıyla alemlerin sahibinden gelen.görünmez ol ve keşfedilmemiş kal gelip geçecek bütün herkes için,gezip dolaşacaklar için hayatın çorak topraklarında.gizli kal,daha yaşlı bir gökyüzünden insanlar doğana kadar,sana ait bilgelige layık olan insanlar.' son deyişlerine sahip kişi
  • insan başlı başına bir mucizedir, ama bilge insan bir keramettir.

    hermes trismegistus
  • "yükseklerde ve enginlerde bütün dünyayı araştır. yalnız iki şey bulacaksın: yaratan ve yaratılan. bu yolda ilim kuvvetin, iman kılıcın, sukut da delinmez zırhın olsun. hakikati herkesin anlayış derecesine göre açıkla. ruh, üstü örtülü bir ışıktır ki ancak aşk ile ebedi olarak parlar; aşksız ise sönüp gider." demiş üç kere büyük hermes.
  • "kendinizi dinleyin ve uzay ile zaman'ın sonsuzluğunun içine bakın. yıldızlar'ın şarkısı, sayılar'ın sesi, küreler'in uyumu orada yankılanmaktadır.
    her güneş, tanrı'nın bir düşüncesidir ve her gezegen ise bu düşüncenin aldığı bir biçimdir. ey ruhlar! binbir zorluk çekerek yedi gezegenin ve onların onların yedi göğünün yollarından aşağıya inip tekrar yukarı çıkmanızın nedeni işte bu ilahi düşünceyi tanımak içindir.
    yıldızlar ne yapmaktadır? sayılar ne demektedir? küreler neyi dönüp dolandırmaktadır? ey kayıp ya da kurtarılmış ruhlar, onlar sizin yazgılarınız hakkında konuşmakta, şarkı söylemekte ve düşünmektedirler!"
  • "aşağıdaki yukarıdaki gibidir ve yukarıdaki aşağıdaki gibidir."
  • “dinler tarihi”, “felsefe tarihi” ve “bilim tarihi” sahaları, tarihî (diyakronik) olarak geriye doğru götürüldüklerinde her üçünün kesiştiği bir hem-zaman (senkronik) nokta üzerinde müşterek bir motifin durduğu görülecektir.

    farklı gelenek ve kültürlerde değişik isimler altında tezâhür eden bu figür daha çok hâkim greko-latin kültüründe çağrıldığı şekli olan “hermes” ismiyle şöhret bulmuştur. felsefe tarihinde, bilim tarihinde ve edebiyat tarihinde mitolojik ve yarı-mitolojik bir görünüm altında karşımıza çıkan bu figürün dinler tarihi sahasında bir peygamber ile özdeşleşerek daha tarihsel bir zemine oturduğu göze çarpar. eski mısır dinindeki “toth”u, ibrânî dinindeki “uhnuh”u, budizmdeki “buda”yı, zerdüştlükteki “hûşeng”i ve islâm dinindeki “idris”i hep bu “hermes” karşılığı olarak düşünme bir bakıma modern anlamdaki mukayeseli dinler çalışmalarının da başlangıç noktasını oluşturacaktır.

    bu motifin farklı isimler altında tezâhür edişini tevhîd etme çabalarında, meselâ ibranilerin “uhnuh”u ile müslümanların “idris”inin aynı şahıslar olduğunu ileri süren taberî ve fahreddin râzî gibi düşünürlere bîrunî ve benzerlerinin “buda” da olabileceği ihtimalini katmaları bu karşılıklı irtibat ağının kapsamının ne kadar geniş olduğunu gözler önüne sermektedir. pek kabul görmese de onun daha geç döneme âit bir şahıs, meselâ yeni-fisagorcu ammonius saccas (ki o çok sonraki hermesçilerdendir) veya iskender’in beraberce âb-ı hayatı aramaya çıktığı aşçısı andreas olduğunu dahi ileri sürenler olmuştur. mâmâfih ondan bahseden efsanevî rivâyetlerle örülü bir takım yazılı metinleri çözmeye tâbî tuttuğumuzda söz konusu bu rivâyetler arasındaki bütün farklılıklara rağmen “hermes” motifinin bütün kültür ve medeniyetlerde asgarî şu üç özelliğe sahip oluşta birleştiklerini de görürüz. onun ne kadar evrensel bir kimlik olduğunu ispatlayıcı bu özellikler şunlardır:

    a-) bir şekilde tufan’la beraber anılır; yâni ya ondan önce veyahut sonra yaşamıştır.

    b-) bütün kültürlerde seçkin, bilgili, nebî veya velî bir kişiliği vardır.

    c-) en dikkat çekici olanı da bütün geleneklerde onun yüce bir makâma çıkmış olması, ölmemesidir.

    mahmud erol kılıç 'ın "ebu’l hukemâ: hikmetin atası hermetik felsefenin islâm düşünce tarihinden görünümü" tezinden alıntıdır.
  • "osiris semadadır fakat osiris aynı zamanda her insanın kalbindedir. kalpteki osiris semadaki osirisi tanırsa o zaman insan tanrısal bir ermiş olur."
hesabın var mı? giriş yap