• bir emel mathlouthi sarkisi. nasil vurucu sozler, nasil bir melodi ve ses. boyle karninizin ortasinda bir sizi olusuyor. evet sanata tapiyorum. iyi ki varsin sanat... canim sanat
    https://youtu.be/d2snx3bfykw
  • arapça'da rüya anlamına gelen, bir emel mathlouthi şarkısı.
    orijinali farsça olan soltane ghalbha isimli şarkıdan şahane bir şekilde yorumlanmış.

    emel'in, paris'te bulunan saint eustache kilisesinde canlı bir şekilde söylediği videosu ise tüylerimi diken diken yapıyor.
    holm (dream)

    türkçe çevirisi:

    gözlerimi kapatabilseydim rüyalar elimden tutup götürürdü
    yükselir, süzülürdüm yeni bir gökyüzünde
    kederlerimi unuturdum.
    hayalimde seyehat edebilseydim
    aşkın ve umutların yeşerdiği, acının dindiği
    saraylar ve geceler yaratırdım.
    yarattığımız her şeyi yok eden
    acımasız gerçeklerin bıraktığı
    zulüm, ızdırap ve çileyle gölgelenmiş
    insanlar gördüğün bir dünya.
    bizi, düşlerimizi ezen
    tüm yürekleri karanlık ve aç gözlülükle dolduran
    zorbaların yükselen duvarlarını gördüğün bir dünya.
  • durduk yere insanı yerden yere vuran emel mathlouthi şarkısı.

    sözlerini yazanlar olmuş. teşekkürler. ama etkilenmek için hiç bir kelimesini bile anlamaya gerek yok.

    biri parantez de emel'e. dünyada dah güzel sesi olan çok az insan vardır. ya da hepsi ayrı keyif veriyordur bilemem ama, bu kadın türkiye'ye geldiğinde, üsküdar belediyesi 30-40 kişilik plastik sandalye ile konser izleye mutaasıp ablalar gününde sahne verdiler.

    başka sözüm yok.
  • edası içimizi titreten bir bülbül ezgisi.*

    ilk duyduğumda dilim tutuldu karşısında. şahane bir tabloyu seyreder gibi oldum. nefis bir filmi ağzım açık izler gibi. ustalıkla icra edilmiş bir dansa dalıp gider gibi oldum. içinde kayboldum, sürüklendim, kaçtığım kıyılara vurdum, kendi gölgeme çarptım, bütün bunlar içimde yankılandı, kaçamadım, kayboldum.

    tavrına hayran olayım be, o nasıl şarkı! inanmazsın belki ama göğüs kafesim çiçeğe kesti, kaleydoskop oldu, kaçamadım.
  • rüya. emel mathlouthi'nin sesine tonlarca yürek yükü yüklenmiş gibi söylediği evren şarkısı. dünyanın hayallerimizi ezen zulmüne başkaldırışımızın marşı âdeta. (bkz: kelmti horra) dinlediğimde, 2015 nobel barış ödülü konserinde hepimiz dinlediğinde, nasıl ki ürperdiysem, hayran kaldıysam holm da benzer bir etkiyi yaratıyor benim için. hem de bu defa siyah beyaz bir şehir manzarasını arkasına almış, rüzgârın eşlik ettiği görüntüyle şarkı tamamlanıyor sanki. ne diyorduk, hepimizin sözleri:

    "gözlerimi kapatabilseydim
    ve rüyalar elimden tutup götürebilseydi;
    yükselir, süzülürdüm yeni bir gökyüzünde,
    acılarımı unuturdum.
    hayalimde seyahat edebilseydim
    aşkın ve umutların yeşerdiği, acının dindiği
    saraylar ve geceler yaratırdım.

    insanların yüzlerini gördüğün bu dünya,
    zulüm, ızdırap ve sefaletle gölgelenmiş,
    yaptığımız her şeyi yok eden
    acımasız gerçeklerin olduğu bir yer.
    bu dünya zulüm duvarlarının yükseldiği,
    hayallerimizin ezildiği
    tüm yürekleri karanlık ve açgözlülükle dolduran bir dünya."*
  • theremin ile çalınınca şöyle duyulan parça;

    youtube linki
  • ing. nehir veya göl ortasırdaki adacık.

    bugün ingiltere'de sanal tur yaparken* bir nehrin üzerinde birkaç tane görünce merak edip baktım da...
  • emel'in saint eustache kilisesinde piyano eşliğinde canlı okuduğu bir kaydı düşmüş ortamlara..

    https://www.youtube.com/watch?v=pzw8wmnizri
  • ‘pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim.’

    bu da şarkısı;

    emel mathlouthi

    https://youtu.be/d2snx3bfykw
  • tunus'tan başlayıp on sekiz bin aleme ulaşan bu ses, sessiz yıkımların varlığa sunuluşunu, güven temsili yaşamın mayasını, samimiyeti arıyorsan kendinden başlayabilmeyi, gözlerini yeryüzüne uzatabilmeyi, gökyüzünün seni izlerken ondan utanmamanı, bir insanı severken vazgeçmemeyi, lavantanın uykusunu, biberiyenin ağrısını, gülün insana yüklediği sabrı, yaseminin baharını, sandal değersiz değildir sözlerini hatırlatıyor.

    emel mathlouthi, vatanı olmayan insanların sesi. vatanı olmayan bir insan, dilediği alemin ilmini öğrenebilir, ilmin ya şafi hürmetine olduğunu bilir ve tevazu dehlizinde parmakları her neyi tutuyorsa çıkan ses, emel gibi insanların sesindendir. o ses, varlığın özünü bilmek isteyenlere ışık saçar. sayısız varlık var. sayısız ruh ve sayısız ilim. holm adlı parçanın içinden ilim akıyor.
hesabın var mı? giriş yap