• yıllar önce bir film izlemiştim. ikinci dünya savaşı sırasında almanya'da geçen bir filmdi. evli ve birbirini çok seven bir çift var ve savaş çıkınca adamı askere çağırıyorlar. kadın bir süre çalışıyor ve karnını doyuruyor, kocası ile zaman zaman mektuplaşıyorlar. sonra aradan hayli zaman geçiyor ve haber alamamaya başlıyor. askeri makamlara gidiyor ve onlarda olumlu- olumsuz bir cevap veremiyorlar. kadın bir süre sonra iş yeri kapandığı için işsiz de kalıyor. bir süre evden bir şeyler satıyor ve herşeyin bittiği zaman hayat kadınlığı yapmaya başlıyor. para karşılığı seks. bir kaç yıl geçiyor aradan ve bir gün evde bir müşterisi varken kapı çalıyor, kadın yarı çıplak kapıyı açıyor, bir de bakıyor ki kocası kapıda. sarılıyorlar yılların özlemi ve hasretiyle, gözyaşları sel gibi akarken. kadın hıçkırıklarının içinde diyorki;

    - " biliyor musun? seni hiç aldatmadım"

    arkalarındaki açık kapıdan, evdeki adam çıkıp giderken kocası cevap veriyor.

    -" bundan hiç şüphem olmadı sevgilim"

    filmin adını, oyuncuların kim olduğunu hatırlamıyorum. hatırladığım tek şey kadının sarsılmaz sadakatiydi. böyle işte, kim net bir şekilde söyleyebilir ki, ihanet nerede başlar, sadakat nerede biter?
  • uzun yıllar hep aynı kişi ile ihanet etmek
  • mümkündür, insan kendine ihanet ederken başkasına sadık kalabilir.
  • aldatan taraf erkek ise, kadınların tamamının "olmaz öyle şey" diyeceği eylemdir. hatta buna varsayım demek daha uygundur. fakat aldatma eylemini kadın yaparsa, "erkekler bu varsayımın altında yatan derin anlamı anlayamayacak kadar duygusuzdur" cevabının alınması kuvvetle muhtemeldir.
    aslında çatışma aldatmanın * tarifinden başlar.
    çekici bir kadın gören erkeğin "ah ulan, şu hatun bana bi kere verse" şeklinde düşünmesi bile kadınların çoğu tarafından aldatmak olarak kabul edilir.
    oysa çoğu erkek için, mesela para karşılığı yapılan orallı, anallı, öpüşmeli bir seksin dahi aldatmak ile ilgisi yoktur.
    diğer yandan erkek arkadaşına, kocası veya sevgilisi ile arasındaki cinsel sıkıntıyı anlatan kadın için bu durum, sadece karşı cins ile fikir alışverişi yapmak şeklinde tarif edilirken, yine çoğu erkeğin gözünde konuşulan erkeğin yatak odasına alınması gibi bir durum ifade eder.
    ha, aynı sıkıntıyı bir erkek, kadın arkadaşı ile paylaşıyorsa, erkeğin karısı veya sevgilisi bu kez o kadın arkadaşa "şıllık" yaftası yapıştırmakta hiç bir beis görmez.
    tamam, bitiriyorum.
    boşuna kendinizi yırtmayın. şimdi siz ne düşünürseniz düşünün, rolleri değiştiğinizde fikirlerinizin aynı olduğunu göreceksiniz.
  • garsona "şimdi ben size yağsız bir salata söyleyeceğim siz ise bana yanlışlıkla bir buçuk iskender getireceksiniz." şeklinde sipariş vermektir.
    (bkz: you can t unring a bell)
  • ihanetin ağdalı laflarla paketlenip sunulması. mümkünse "bir bildiği vardır da ondan aldatıyordur" dedirtecek kadar sağlam bir ambalaj yapmak.
  • ihanet edip üstüne bir de kendini aldatmaktir.
  • ilk bakışta kavram kargaşası yaşanılan, çelişkili bir söz gibi dursa da aslında "hafifletilmiş ihanet" gibi bir kavramın eylemselleştirilmiş halidir.***

    eğer ihanet edilen bir eşse, birlikte olunan insanla öpüşmemek ya da bir diyetse yenilen çikolatanın en düşük kalorilisini seçmektir. insanın içini kemiren ihanet duygusunu biraz olsun bastırabilmek, kendini bir kaçış yolu bırakabilmek ve yaptığı aşağılık birşey olsa bile***prensipli davrandığını hissedebilmek için gerçekleştirdiği eylemdir. basit söylemlerle kendini teselli etmeye çalışır bu durumdaki kişi.

    - karımı aldatıyorum ama birlikte olduğum kişiyi sevmiyorum. o yüzden aslında aldatmış sayılmam.**
    - diyeti bozdum ama çok az kalorisi bu çikolatanın ne olacak ki.
    - bizim takım o golü yemeseydim de kaybecekti zaten, hem bak diğer şutları kurtardım.
  • sadik isimli kisilerin, isimlerini degistirmeye gerek gormeden aldatma eylemi icinde bulunmalari durumu. ne diye nufusla falan ugrassin simdi, sirf sadik ismini degistirmek icin adam?
hesabın var mı? giriş yap