• biraz önce izlediğim ve çok çok beğendiğim film. brugge manzaraları çok güzel. kara mizah dozunda, ve film bitince yüzünüzde anlamsız bir ifadeyle kalakalıyorsunuz. ayrıca içerisinde epey de gönderme bulunuyordu. ırklarla ilgili kısımda basitçe milletlerin özellikleriyle bi dalga geçme mi söz konusuydu, yoksa daha derin bi mevzu mu vardı tam çözemedim. özellikle sürekli odakta kalan çocuk mevzusu neyi ifade ediyordu kafa yoramadım.

    --- spoiler ---

    mesela filmde asıl olayların başladığı kısım kilisede yanlışlıkla bir çocuğun vurulması oluyor. daha sonra harry, colin farrell bir çocuğu yanlışlıkla öldürdüğü için onun peşine düşüyor ve onu öldürmeye çabalıyor. kaldıkları otelin sahibi kadın hamile ve her ikisi de onu korumaya çalışıyorlar. zenci cüceleri sevmeyen bir beyaz cüce karakteri mevcut. colin'in patakladığı çift kanadalı. colin irlandalı. sanattan anlamıyor, brujdan hoşlanmıyor ve londraya gitmek istiyor. filmin başlarında pakistanlı ve vietnamlı göndermeleri var. amsterdamlı bir fahişe de mevcut. cücemiz ise amerikan. en son detay da zaten filmin son sahnesinde geliyor, harry cinayet işleme sebebini kendisi de gerçekleştiriyor ve yanlışlıkla bir çocuğu öldürüyor o da. ilkesine sadık kalıp kendini vuruyor.

    --- spoiler ---
  • senaryosunu da yonetmeni yazmis, adam zaten oyun yazariymis.

    valla belli oluyor. filmin bence en dikkat ceken ozelligi diyaloglari. genelde sirf diyalogla yuruyen filmlere biraz mesafeliyim ama bu film muthis diyaloglarina ve bol bol lak lak edilen sahnelerine ragmen sadece diyaloga yaslanan bir film olmamis. diyalogu adeta pastanin ana malzemesi olarak kullanmis ama ortaya cikan sey sonucta yine pasta.

    ikinci olarak filmde gercekten basarili olan sey casting. ana iki karakter ray ve ken aslinda ingiliz olacaklarmis ama colin farrell ve brandon gleeson cast edilince karakterleri irlandali olarak yazmaya karar vermis yonetmen. cok daha sahane yapmis. brandon gleeson'i zaten ben sahsen, ne role koysan izlerim. adam muthis. colin farrell da ha keza. ralph finnes zaten her zaman on numara. bir tek cok da begenmedigim oyuncu cuce rolu icin yaptiklari secim oldu. sanki daha yetenekli bir aktor tercih edebilirlermis o rol icin.

    filmin temalari zaten hep konvansiyonel rolleri tersine cevirmek uzerine ki, bu bile seyretmek icin yeter. azicik farkli bir hikaye gormek insanin hosuna gidiyor. kotu adamlar iyi adamlar, iyi adamlar kotu adamlar oluyor. eger filmi izlemediyseniz bu anlatimima guvenmeyin, spoiler sayilmaz cunku kim kotu, kim iyi, iyi olmak nedir, kotu olmak nedir filan gibi etik duruslari bol bol esneten, cekip ceviren, kavramlarin ustunde dans eden bir film. sanki duygusal olarak soguk ve donuk olacakmis gibi baslayip sicacik ilerliyor film ama asla yavsaklasmiyor.

    bir suredir izledigim en nevi sahsina munhasir, en kisilikli film diyebilirim herhalde. bu zamana kadar nasil izlemedigime sasirdim.
  • kesinlikle orijinal bir filmdir kendileri. eğlendirir, güldürür, düşündürür. henüz izlememiş olanlar mutlaka izlemeli.
  • in bruges, özellikle senaryosuyla öne çıkan, son derece iyi bir filmdir. daha önce de bahsedilmiş, filmin yönetmeni ve aynı zamanda senaryo yazarı olan martin mcdonagh, aslen tiyatrocudur ve çeşitli tiyatro oyunları yazmıştır. sanırım, in bruges'un senaryosunun bu kadar sağlam olma nedenlerinden birisi yazarının oyun yazarı olmasıdır.
    bunun yanında aynı yazarın oyunlarını da izlemenizi tavsiye ederim. özellikle yastık adam adlı oyunu tek kelimeyle muhteşemdir. mutlaka izlenmesi gerekir.
  • belçika kültür bakanlığı tarafından bruj turizmini desteklemek amacıyla çekildiğini düşündüğüm film. yoksa bu kadar güzel bir şehir tasviri olamazdı. gayet kararında, göze sokmadan şehir güzellemesi yapmışlar. ayrıca colin farellın bu kadar iyi bir oyuncu olduğunu bilmezdim.

    izlemek isteyenlere önerim, filmi izlerken yanlarında bol bol bira bulundurmaları. ortama baya uyacağını düşünüyorum.
  • film veya kitap ile ülke reklamı yapmak. benzeri örnekler; "ramses" serisi kitapları antik-mısır reklamı yapması, trol hunter'ın norveç tanıtımı yapması gibi in bruges da "brugge" şehrini tanımak ve bu romanlaştırmak olurdu.
  • bazı filmler bi filmden beklediğiniz her şeyi size verir. bayılırsınız. ama bu, beklemediğini bile insana veren film. öyle nadir.
  • kesinlikle izlenmesi gereken, film seviyorum diyen herkes tarafindan da incelenmesi gereken saheser.
  • fena film değil ama kesinlikle sözlükte övüldüğü kadar iyi bir film değil. izlediğime pişman olmadım ama izlemeseydim de bir şey kaybetmezdim. bu senenin iddialı filmlerinden three billboards outside ebbing, missouri'nin yönetmeninin önceki filmi diye izledim. önceki filmini izleyeyim sonra bu senekini izlerim dedim filme ısınmak için. davranışım gerekli mi gereksiz mi olduğuna three billboards'ı izledikten sonra karar vericem.
  • aşırı durağan bir film. o kadar güzel bir film de değil ama öyle bir havası var ki, sizi içine öyle bir alıyor ki bitince böyle bir rüyadan uyanıyor gibi oluyorsunuz. brugge'da çekilmesinden kaynaklı bir durum bu. hafif puslu hava, her taraf tarihi, filmin rengi falan derken film bambaşka bir hale dönüşüyor. colin farrell de filmin ekstra sosu oluyor zaten.
hesabın var mı? giriş yap