• yurt dışında ana dili ingilizce olan insanlarla konuşurken hiç duymadığım ama ne hikmetse türkiye'de ingilizce konuşurken sürekli uyarılırken duyduğum söz. yani adamlar ingilizce konuşurken kasım kasım kasılıyor, anlamak mümkün değil. ortak forumlara bir görüş yazıyorum, türk olduğumu nickimden gören bir embesil türk arkadaş hemen "sen önce ingilizceni düzelt" yazıyor.

    bir s* gidin arkadaşım rahat bırakın insanları millet konuşsun, öğrensin şu dili. senin ana dilin değil bu, alt tarafı konuşacaksın, tiyatro metni yazmayacaksın, ne kasıyorsunuz ya.
  • işte tam olarak bu yüzden kimsenin kendine güveni yok ve kimse konuşamıyor. siz o yavşaklara bakmayın konuşun gitsin. zamanla zaten düzelir.
  • öğrenmesi en kolay olan dillerden birini doğru düzgün öğrenemeyen ve konuşamayan bazı kişilerin zoruna giden cümle.

    önce ingilizcelerini düzeltmeleri temennisi ile entrymi bitiriyorum.

    https://eksiup.com/1f63d505e338
  • yurtdisinda insanlar fazla kibardir. gereksiz bir naiflik ve yuceltme durumu vardir. adini soyleyebilene aaa harika konusuyorsun yaaa falan yaparlar. halbuki baya baya bok gibi konusuyorsun. bunu onlarda biliyor. bizim insanimiz dobra olunca kotu oluyor.

    yurtdisi dedigin ana dili ingilizce olmayan ulkelerde, durum daha vahim(ozellikle avrupa) hemen hemen herkes bok gibi konustugu icin, birbirini sivazlama olayi vardir. gazlaya gazlaya ogrenmeye calisir herkes.sen de gaza gelirsin vay amk mukemmelim aslinda sorun bizimkilerde tribine girersin. zamanla gecer telas yapma :)
  • geçenlerde iskoç arkadaşımla konuşurken, "ya ingilizcem için kusura bakma, hata yaparsam affola" şeklinde mesajıma istinaden böyle bir cevap almıştım kendisinden.

    hata yapsanız da yabancılar bunu görmezden geliyor ve sizi takdir ediyorlar kendi dillerini konuşmaya çabaladığınız için. çünkü hiçbir zaman bir iskoç gibi konuşamayacağınız çok açık.

    bu ve benzeri birkaç mesajdan sonra korkusuzca ingilizce konuşuyorum artık. karşımdaki beni anlıyor mu? eh, anlıyor. anlamasa da anlamadığını söylüyor ve ne söyleyeceksem bir kez daha deniyorum.

    bizim kompleksli ruh hastalarının ne dediğini pek önemsemeyin ve sadece elinizden gelenin en iyisini yapmaya bakın.

    kaldı ki bunu söyleyenlerin yarısından fazlası sizden farksız değil, hatta daha bile kötüler.
  • yabancılar ile konuşurken; öncelikle iyi bilmediğim için dilinizi özür dilerim dediğimde genelde bana verilen yanıtlar; "problem değil; sonuçta anlaşabiliyoruz ve birbirimizi anlıyoruz" şeklinde oluyor. sen derdini anlatabiliyor ve karşındakini anlıyorsan mesele yoktur. kimse de gramer kasmaya çalışmıyor merak etmeyin. o bizim kuruntumuz. ayrıca; eğer telefonda o dilden konuşup anlaşabiliyorsan; çocuklar ile diyaloğa girip anlaşabiliyorsan iyi biliyorsunuz demektir. herkes doktora seviyesinde makale yazmayacak o dilden boş versenize.
  • - i did not listen before

    - you should use hear no listen, baby

    - this is dubai, you got it already, so what ..

    (bkz: so what ??)
  • yurt dışına çıktığınızda çok da önemsenmeyecek bir eleştiri olduğunu anlayacağınız cümlecik.
  • mesleki veya akademik bir sorumluluk ve yeterlilik söz konusu olduğu zaman dile getirilmesi makul olan, günlük sosyal iletişim söz konusu olduğu zaman karşındaki insana söylemenin saf öküzlük olacağı cümle.
  • yurtdışında insanlarla bar muhabbetinden uluslararası katılımcılı yönetim kurulu toplantılarına pek çok farklı iletişim ortamına girdim şu yaşıma kadar, artislik yapacaklara karşı şu bilgilere sahip olun yeter:

    - iş toplantılarında kendinizi, kurumunuzu ve çıkarlarınızı gözetebilecek, katkı sunacak seviyede ingilizce bilmeniz gerekir. burada genelde farklı ülkelerden, birden çok milletten katılımcı bulunuyorsa zaten "native english" bir ortam dönmüyor. rahat olun. ancak iskoç, irlandalı ve adada kuzeye doğru giden yollarda aksanlar saçmalar, konsantre olun dinlerken yeter...

    - sosyal ortamlarda sürekli espri kasmanıza zaten gerek yok. derdinizi temiz anlatmaya ek olarak kendi espri anlayışınızı biraz da ingilizce hissederek modifiye edin yetmiyor mu? bunun kokteyli falan var zaten hiç sorun etmeyin, oralar direk yarı resmi ortam.

    - siz hiç "gelıtesıraay" diyen birisini aşağıladınız mı? hayır. sorun yok. sakın çekinmeyin. bir defasında yaklaşık 20 gün boyunca amerikalı, ingiliz elemanlarla beraber avrupa'yı kat etmiştim adamlar aşağılamayı bırak, kendileriyle eğlenip güzel muhabbet edebildiğimden dolayı "ingilizce gayet iyi" diyorlardı. burada eziklik ya da kendini övme bayağılığından bahsetmiyorum. insanlarla kaliteli iletişim kurun yeterli. burada da "are you kola" sınırlarının dışındayız zaten.

    size laf eden bok yemiş. ayrıca the wire söz konusu olduğunda asla kompleks yapmayın. mutlaka başlayın. amerikalılar da alt yazıyla izliyor...
hesabın var mı? giriş yap