• içinde barındırdığı türk sermayesi %70 ile %100 arasında değişen, genelde patronun genel müdür'den en alt kademedeki çalışanına kadar müdahalelerde bulunduğu firmalardır.

    değer vermeme sarmalı insan kaynakları'nda başlar. ilan verilir insan kaynakları sitelerine, gazetelere. başvuru yapan, umutla bekleyen onlarca adaya olumlu ya da olumsuz bir cevap bile verilmez. bu zorlu süreci geçip işbaşı yapmış adayın ise değer verilmeme sarmalındaki rolü farklı bir boyutta devam eder. fazla masraf olmasın diye ssk'sı asgari ücretten yatırılır mesela, yaptığı fazla mesaileri ödenmez, neden ödenmiyor diye sorulduğunda "bizim firmada hiç ödenmedi ki, hayır memnun değilsen açıkça söyle??" denir. hiç bir başarı takdir edilmezken en ufak hata cezalandırılır. "acaba bu bayramda ikramiye falan alırmıyız" ya da "bu yılbaşında zam olsa bari" gibi düşünceler 2-3 sene içerisinde uçup gider hafızalardan. yıllık izin kullandırılma zamanları bile ne hikmetse senenin en kıytırıktan dönemine denk getirilir.

    aldığı üç kuruş paranın stresine mi yoksa iş yerinde yaşadığı bu sarmalın stresine mi yansın diye düşünür durur bu firma çalışanları çalıştıkları süre boyunca. yaşadıkları şeyi hayat sanırlar, olmadığını öğrendiklerinde ise ömürlerinden giden şeyleri farkedip bir sigara yakıp okkalı bir küfür savururlar.
  • ekonomik kaygıları olmayan yada kısmi de olsa bu kaygılardan arınmış çalışanları tarafından ilk fırsatta terk edilecektir, terk edilmelidir.
hesabın var mı? giriş yap