• documentingreality.com diye bi site var. bir nevi gectigimiz yillarda kapanan rotten veya shownomercy.

    mideniz kaldiriyorsa bi kac tane beheading videosu izleyin. bu kafa kesme videolarinin istisnasiz hepsinde muslumanlar basrolde.

    eylemi icra ederken de agizlarindan salyalar sacarak allahu ekber diye bagiriyorlar.

    islam boyle bir sey iste. oksimoronların dini.

    bundan 2-3 ay once de iki eleman, öldürdükleri adamin cevşenini "günah" olur diye yuksek bi yere koymuslardi. garip degil mi?
  • inanmayanı bağlıyor mu.. hayır.. denmiş.. ama nasıl bağlamamakmış ben de onu anlamadım. hem bu dünyada bağlıyor hem öbür dünyada çok fena bağlıyor. e o zaman hala "inanmayan konuşmasın" demenin manası ne.. hiç bi şey. sadece aynı lafların tekrarı başka bi şey değil.

    yok illa merak ediyorsanız cevabı buyrun efendim.

    (bkz: ateistlerin sürekli dinden bahsetmeleri)

    edit: meğer bi önceki seferinde bkz falan vermiyorum diye rest çekmişim. kaçıncı defa aynı lafın edildiğini varın siz düşünün (bkz: #17416022)
  • din-i mubindir.
    ramazanda yemek yiyenlere çemkirenler islam'a değil ancak sosyo-psikolojik kimi kaidelere ithaf olunabilirler. ramazanda yemek yiyenlere çemkiren adam aidiyet duyduğu sosyal gruba karşı bir eyleme geçildiğini düşünen alelade bir bireydir. kendi aidiyeti islam değil başka bir şey olsaydı, kendisi bu seviyede kaldığı müddetçe, yine çemkirecek yine çemkirecekti. ateist olsaydı namaz kılan adama çemkirecekti bu vakit, çemkirenini görmüyor muyuz?
    görüyoruz.

    sen bu sorunu çözmek istiyorsan islam'ı değil, bu adamın dahil olduğu sosyal seviyenin çarpık aidiyet algısını yıkmalısın. ki kendisine benzemeyen herkesi düşman olarak görmesin.
  • hakkinda bir mail gurubunda bodoslama ahiret gunuyle ilgili urkutucu bilgiler verenlere bir arkadasim* soyle bir seyler yazmisti:

    "saka bir yana, korku mu sevgi mi dersen, reyimi sevgiden yana kullanirim. cunku sevmeden istikrarli-surekli ibadet olmaz. ancak daha cok sevecek ki insan iyiyi, nefse hos gelen ve nefsin sevdigi kotuden ayrilabilisin, sevdigi icin terkeder ancak insan bazi seyleri korktugu icin degil. korku da olacak ama asil korku insanin farkinda dahi olmadan ayaginin kayma ihtimaline karsi olmali, bir de tabii yaradandan ayri dusmekten korkmali."

    bir iskeleye benzer bu. hayat denizde saglam kolonlar uzerine insa edilmis bir iskele. firtinadan etkilenmemek ve en ufak zorlamada yikilmayacak kadar bir esneklige sahip. evet, esnek ama, firtinanin gucunu emip kendini yok edecek kadar degil yine. tam kararinda. denizi bilenin, taniyanin yaptigi bir iskele. iskelenin uzerindeyse, insanlar var, her irktan, her milletten. kimi iskelenin solunu sever de kimi sagini. kimi kuzindeki esintiden hoslanir da, kimi guneyde toplanmayi. esnekligi de mevzubahis olur arada iskelenin, bunu cesit cesit hayirlara yoranlar vardir denzile her guclu etkilesimde. kimi firtinada denizden korkar, kimi iskeleyi tanir, kimi iskeleyi tanimistir, onu yapani merak eder. kimi gunesli havada iskelenin kenarinda oturmayi bekler. kimi denizle ugrasir. kimi bu iskelede dogmustur, hayati onun uzerinde gecer de, merak etmez neden buradayim? ne yapiyorum ben diye? kimiyse sonradan cikmistir bu iskeleye, gordugu en guzel seydir, asik olmustur ona, aklindan ve kalbinden gecmez ayrilmak bile. kimi de sevmez onu daha en bastan, atlar gucu ilk buldugunda kollarida, bakmaz bile geriye. kimi ise, bazen korkusundan, bazen mutlulugundan, bazen de onu cok sevdiginden kendini atar denize. kimi geri gelir. kimi baska bir iskele bulur kendine. kimiyse kaybolup gider denizde. cok acildigini farkeden de olur tabii. ne mutlu geri donebilene. gercek ozgurluge goturen ilk adim, denizi oldugu gibi tanimak, ancak o iskelede mumkundur cunku.

    bir yolun iki tarafinda toplanmislar. ellerinde pankartlar. birinin ak dedigine digeri kara diyor. birbirlerine olan nefretleri, tuttuklari pankartlara yazdiklarini bile unutturmus. bilgi alisverisinin, tartismanin, yorumlama gucunun ve incelemenin yerini sloganlara ve hamasete birakmis. kim, artik neyi neden savunuyor? onemli degil. sorgulamanin ve yargilamanin, tezatla alay etmenin ayriminda degiller artik. bir savas bu adeta. kimin baslattigi onemli degil.
  • ben şunu çok iyi anladım islam konusunda görüşlerinizi bildirecekseniz hayvani boyutta da olsa bütün argümanlarınızla beraber hınca hınç dolu bir entry gireceksiniz.
    yoksa vay efendim bu çağda hala peygambere özel surelerin inişiyle muhalefet mi edilirmiş falan fıstık diye eleştirilirsiniz.

    e biz sadece ahzab'ın ya da nisa'nın sakıncalı kısımlarıyla bunlar masaldır demedik ki.

    mezhepsel bölünmeleri söyleriz; onlar zenginliktir derler. yahu allahın kitabını kafaya göre yorumlamak olur mu deriz, olur her yorum bir zenginliktir denir. yahu deriz yanlış tebliğ edilmeye yol açmasın bu durum deriz. ki tebliğ edilme olayı da ileride şu argümanımızın mezesi olur; bir kaç yüzyıl evveline kadar bu dinlerin hiç ulaşmadığı yerler, halklar mevcuttu onlar deist doğdu, deist öldü. onların durumu ne olacak? deriz. tebliğ gelmediği için akıl yoluyla tahmin edebildiği kadarıyla değerlendirilecek denir. peki deriz bu tebliğ olayı şimdi çok muğlak bir noktada kaldı, öyleki neredeyse bütün ateistleri muaf bırakacak kadar sınırsız ve muğlak sizin anlatımınıza göre.
    yani yanlış mezhepte bulunduysak suçsuzuz, eğer yaşadığımız toplumda da yanlış anlatıldığı için ateist olmuşsak suçsuzuz.
    yani tebliğin yanlışlığına bağlanabilir bu suç..

    bunu anlamıyorsunuz işte muğlaklığın dibine vurulmuş bir tebliğ olayı var.. ve evet kadınlar konusunda müthiş sırıtan bir din.
    muhtemelen kafasında kadını eğer zaptedilemezse şeytan olurmuş gibi düşünen bir elin ürünü. ve masallar masallar üstüne..
    önüne geçen yorumlamış önüne geçen mezhep adı altında ayrılmış belli noktalarda.. ben daha buna nasıl inanırım? inanmadığım halde anarşi korkusuna ya da kadın korkusuna inanıyormuş gibi niye kıvırayım? içimde ne korkunç boşluk var ne ahlaksal sıkıntılarım.
    aksine görüşlerim sağlamlaştıkça gücüm de kendime güvenim de yerli yerini buluyor.

    dayatma konusuna gelince; evet şu yüzyılda bile inanılmaz bir dayatma ile(daha doğrusu babadan oğula illa bırakılacak bir ahlaki mirasmış gibi) karşı karşıya bırakılıyoruz. 18'ine kadar beynimizi bulandırıyorsunuz. sonra elinizden kaçınca da olayı "hastalık" gibi yorumluyorsunuz. içlerinizde boşluk var diyorsunuz, yahu daha teşhisi koyamıyorsunuz. şekil yapmak için karı kaldırmak için inanmıyor yeaa diyorsunuz.

    bu kadar çarpıklığın içinde kendine sonsuz güvenen insandan korkulur arkadaş. çünkü o çarpıklıkları yaşatmak için yapmayacağı şey yoktur. cennet motivasyonu yüzünden bi süre sonra düşman kesilme başlıyor zaten. yahu neyi anlatıyorum ki anadolunun köylerine kırsal kesimlere gidin be kardeşim. dayatmanın hasını görün.

    tepkilerinize bakıyorum; ya aşağılıyorsunuz, ya karizma ayağına onlar öyle bi kaç sene sonra düzelir yeaa diye yanlış tespitlerde bulunuyorsunuz, ya hastalık addediyorsunuz, ya da neden müslümandan çok ateist islam konusunda konuşur diyorsunuz.
    yani ya kendinize aşırı güveniyorsunuz.. ya da sıkıştığınız yerde benden çok islamı konuşuyon bi de ateist olacan diyosunuz..

    kendinize güvenmeniz zaten tam bir kumdan kale.. 3 dk'lık işiniz var diyorum, çok değil 3 dk.. ama sonra da diyorsunuz madem inanmıyorsun niye bu kadar çok bık bık yapıyorsun.. e ben ne diyem daha size?
  • gercekten ilgilenen herkes bir deneyim yasar bununla. kimi taklidi imandan tahkiki imana gecer, kimiyse birakir toptan. herkesin bir aldigisi, bakis acisi vardir, cevresinin ve daha bircok etmenin sekillendirdigi. hayat en iyi okullarda okumus, en iyi egitimi almis ve en zeki insanlarin en buyuk basarilari yakaladigi, devaminda insanlarin ipe dizilir gibi siralandigi birsey degil. iste tam da bu yuzden, kendi tecrubemizle, kendi algimiz ve kendi anladigimizla baskalarininkinin ayni olmasini beklememekten geciyor hayati gercekten anlayabilmenin ilk adimi. kendi dusundugunun ve cikariminin tek ve onulmaz dogru olduguna kanaat getirebilmek ancak tarafli bir okumanin ve sartlanmis bir aklin cikarimi olabilir.

    pozitif bilimlerden ve olculebilir birseyden bahsediyor olsaydik dogdugundan beri dunya uzerinde en cok tartisilan sey olmazdi zaten islam. tam tersine, onu en cok tartisilan sey kilan ise, sadece insanla yaratici oldugunu iddia ettigi varlik arasindaki iliskileri tanimlamakla yetinmeyip insanlar arasinda iliskileri de cok ince detaylarina kadar belirlemesidir. o yuzden sadece ibadetlerden degil, hayatla ilgili herseyden bahseder kuran. bir ornek vermek gerekirse, borc verdiginiz kisiden size olan borcu bitene kadar bir hediyeyi birakin en ufak bir yardim bile almayin der. ancak, eskiden beri iliskiniz olan bir kimse dahi olsa hediye alamayacak olsaniz da ornegin aksamlari, eger is cikisi arabasiyla sizi evinize birakan bir kimseyse, bunu devam ettirmenizde sakinca gormez.

    kurani okurken, her insan baska bir sey bekleyebilir. utopiaya inanip gercek hayatta yasamayi, kafamizda kurguladigimiz ideal bir dunya uzerinden konusmuyor olmasinin yarattigi hayal kirikligina tercih edebilir bazilarimiz. islam ile hristiyanlik arasindaki en onemli farklardan birisi de budur aslinda. bir de her acidan nesnel ve saglikli bir yaklasim icin nuzul sirasiyla ve islam peygamberinin yasantisiyla paralel okumalar yapmak gerekir.

    islam dusunmeyi, algilamaya calismayi ve sorgulamayi ciddi ve samimi bir sekilde tesvik eder. inanc nedir? sorusu onemli burada. yasamimizi kolaylastiran bazi kural ve kanunlar hayatimiz icin onemli olduklari halde bize ne ifade ederler? iman ya da inanc olunca soz konusu olan degisen ne? onu kiymetli kilan ne? onu kiymetli kilan sey her neyse, insanin kendisine zor gelecek ve fiziksel hicbir cekiciligi olmayan islamin 5 sartini yerine getirmesini saglayan seydir de ayni zamanda. trafik kurallarindan ve digerlerinden ayirandir islamin sartlarini.

    muslumani digerlerinden ayiran sey ise, baskasini kendisine tercih edebilmesidir. gerisi laf-ü güzaf.
  • allahin hikmetinden sual olunmaz bir milyor derece sicaklikla yanan sulfurler koymustur cehennemine koyamaz mi? isterse kor! matematige gelince ki allah hala insanlarin gercek matematigi kesfetmesini bekliyor islamdaki matematik gercek matematiktir. bir anlasilsa cozulse insanligi gelecege teleport edecek dindir.
  • iki temel kaynagindan* kur'an'a, islamin ana cervelerini cizdigi bireysel hayatin ve toplumsal dokunun anayasasi yani genel ve belirleyici yazili dokumani olarak bakilabilir. iste, tam da bu yuzden, nuvesi, ozu ayni olsa da tarihten gunumuze pek cok farkli islam anlayislari, yasayislari ve toplumlari gelismis ve hukum surmustur. buna izin veren sey, daha farkli bir soylemle, bu zenginligin sebebi, kur'an'in ve peygamberin hayatinin, inancin ozunu etkilemeyecek bir sekilde yorum ve uygulama farkliliklarinin olusmasina izin vererek inmis ve yasanmis olmasidir.

    islam peygamberinin "ümmetin ihtilafında hayır vardır." cumlesini kurmasindan cok da uzun bir zaman gecmeden, islam toplumunun cikarttigi en zeki, akilli ve caliskan din alimlerinden imam yusuf ve ogrencisi imam muhammed seybani'nin birbirlerine kusmelerine yol acacak kadar kendi aralarinda buyuk, ama gecmisten gunumuze muslumanlarin turlu turlu medeniyetler kurmalarina yol acacak kadar guzel bir cesitlilik olusmustur.

    kur'an'in dini hayatin en onemli parcasi olan namazin nasil kilinacagini degil sadece farzlarini tanimlamis olmasi ya da sosyoekonomik hayatin yapi taslarinda borclar hukununu en ince ayrintisina kadar tanimlamak yerine, yine ana cerceveyi cizip uygulamayi islam peygamberine birakmis olmasi gibi verilebilecek bircok ornek, kur'an'da miras hukukunu incelerken konuya bu kutsal kitabin hangi baglamda yaklastigini anlamak acisindan aydinlatici olacaktir.

    gunumuzde en kolay erisilebilen bilgi kaynagi olarak internette* konu, hakkinda bilgi sahibi olan ya da olmayan kisilerce en ince ayrintilarina kadar sorgulanmis ve tartislimis. o bakimdan, kur'an'da miras konusunu gercekten merak eden ve kendi bagimisiz* fikrini olusturmak isteyen bireylerin gerek internet sitelerindeki tartismalardan gerekse de fikih alimlerinin peygamberden gunumuze yazdigi eserler uzerinden konuyu arastirmasinin iyi bir metod olabilecegini dusunuyorum.

    ilginc olan su ki, islam tarihi boyunca hararetli ve atesli tartismalara, mezhepler arasi ve mezhepler disinda pek cok ayrismaya yol acmis ozellikle hadis, fikih ve tefsir alanlarinda yogunlasmis konularin arasinda miras hukunun oldugunu; hangi toplumda olursa olsun sosyal ve ekonomik hayatin en onemli parcalarindan birisi olmaya devam eden mirasin islam medeniyetinde bir tartisma konusu oldugunu; uygulamaya bakildiginda, islam toplumlarinda belirsizlik iceren ve sorunlu alanlardan birisinin miras hukuku oldugunu gosteren hicbir delil yoktur. kaldi ki, 10., 11. ve 12. yuzyillarda isfahan'dan buhara'ya, merv'den bagdat'a ve kurtuba'ya pozitif bilimlerin yani sira islam dini ile ilgili olarak kapsamli calismalarin yapildigi ve eserlerin verildigi bir donemde bile miras konusunun one ciktigini gormek mumkun degilken, sonsuz sayida degiskenin sonsuz sayida kombinasyonun soz konusu olabilecegi bir tanim kumesine sahip bu olgunun, en ince ayrintisina kadar aciklanmasini ilk emri oku olan bir inanc sisteminden beklemek ya da boyle bir konu eger gercekten ciddi bir problem olsaydi, zamanimizdan cok daha once islam dinini incigini cincigini cikartmis pek cok fraksiyonca farkli farkli yorumlanmis olmasini beklememek veya miras hukukunun problemli oldugunu fakat bunun ortaya cikmamasini islam toplumlarinin cahilligine yormak belki bir olcude insafa sigdirilabilir ve aciklanmasi mumukun mantiksal bir surece oturtulabilir de; sonunda gelinir, algoritma kelimesine de isim babaligi yapmis el-harezmi'ye cok buyuk bir ayip edilmis olunur yine de.

    miras dagitim meselesi, ancak sayilabilir sonsuz giris degerinin sayilabilir sonsuz kombinasyonu ile genel bir modele oturtulabilecekken, bunun ilkokul matematigi ve 4 islemle yapilabilecegini ya da kesir genisletme isleminin de dahil oldugu matematiksel bazi manipulasyonlarla goreceli oranlarin bozulmamasina ragmen kapali bir sistemin yapisinin bozulabilecegini iddia edenler eger butun giris degerleri icin miras dagilimi sonucunu sonlu zamanda veren bir turing makinesi tasarlayabilirlerse, hadi onu gecelim tasarlanip tasarlanamayacagini ispatlarlarsa, yeryuzunde saniyorum bazi matematik derslerinden gecerler.
  • bir kere savunulmaya, hernagi birseyi ispat etmeye ya da kimseyi herhangi birseye ikna etmeye ihtiyaci yoktur*. soru sorulunca usulunce cevap verilir o baska. imanin sartlarindan birisi kitaplara iman oldugundan kutsal kitabin iceriginin tamamini kabul etmemenin ya da onda bir degisiklik yapmanin dinden cikmayla sonuclanacagi en iyi peygamber zamaninda ve hemen sonrasinda bilinebilecek hususlardan birisidir. eger hz. omer, kur'andaki matematik hatasını düzelten avliye hesabını bulmuş ve o kadar hafizin icerisinde milletin gozunun icine baka baka kur'ani yamalamis diyorsan benim diyecegim birsey yok. tabii bu yamalama aktivitesinin 21. yy. ortaya cikmasina da gene birsey bulursun sen.

    icmadan, kiyastan bahsetmeye calisiyorsan o baska. ama kur'an'da miras hukuku konusunda ona da ihtiyac yok. sozluk anlamiyla koleligin ya da tam anlamiyla pedofilinin olmadigi gibi****, var oldugunu zannetigin hata da aslinda yok*, cunku acik bir sekilde yazmak gerekirse kur'an islamin anayasasi olarak sadece bir ornek uzerinden cerceveyi cizer ve gerisinin gerek peygamberin hayati uzerinden gerekse de kendi akillariyla muslumanlar tarafindan tamamlanabilecegini bilir.

    eski kitaplara ya da eski inanc sistemlerine iman etmenin de yine kitaplara imanin bir parcasi oldugunu bilmeyene musluman denmiyor da yalanip bitirildigi iddia edilen inanc sistemine ait bu kadar temel birseyi tartisma konusu yapmaya calismaya ne demeli onu bilemiyorum tabii. ben incili, zeburu bilirim de sen tevrati, kizilderili kitabini getirir koyarsin masaya. diyor frithjof schuon mesela.

    edit: unutmusum, mirac hadisesine kanit isteyenlerin ilk kendileri oldugunu saniyorlar bazilari. aksam yatarken dua edin de bakarsiniz belli mi olur belki sizin ruyaniza gelip ayni miracin ertesi sabahi kendisine gelip mescid-ul aksanin camini, penceresini, kirisini soran munafiklara saydigi gibi eksiksiz sayar size de onlari hz. muhammet. bu ne ya.
hesabın var mı? giriş yap