• (bkz: 12 eylul sonrası uygulanan idamlar)
    milli güvenlik konseyi döneminde idam edilmiştir..
  • 20 ağustos 1981'de istanbul'da sağ görüşlü "listesi"nden idam edilmiştir.
  • devlet eli ile katledilmiş bir insandır.
  • artvin doğumlu ermeni bdp parti meclisi üyesi ve bdp'nin istanbul 2. bölge bağımsız adayıdır.

    hayırlı uğurlu olsun.
  • inzibat eri mustafa çiğdem'i öldürmek ve zeki uğurlu'yu da ağır yaralamak suçundan idam cezasına çarptırılan sağ görüşlü şahıs.

    yargılaması 1979'da yapılmış, infazı 1981'de gerçekleştirilmiştir.
  • kocaeli üniversitesi'nde bir hocaydı. şimdi ne yapıyor bilmiyorum. bizlere dersinde 3 idiots gibi filmleri önerir ama bu hocamız önerdiğinin tam tersi davranışlarda bulunurdu. benim için en can alıcı hatırası, kendisi sınıfa girerken hemen arkasından geliyordum. 5-10 saniye vardı yoktu hani aramızda. naptı bu tipini sevdiğim derse almadı beni. o yüzüme kapanan kapı devamsızlıktan kalmama ve bursumun kesilmesine neden olmuştu. bu herif yüzünden 2 senelik öğrenim kredisi girdi bize. kesilen sadece burs olmadı tabii. 2 saatlik staj için bir gondorlu misali uzattığım saçlarımı kestirtmesi de ayrı mevzu.
    sonraki sene arkadaşla kapının önünde dersi beklerken geç gelen kızları almasını da unutmadık.
    (bkz: türkiye'deki akademisyenlerin ego sorunu)
  • --- spoiler ---

    "ismet şahin ve kardeşi ömer şahin ile maltepe askeri cezaevi'nde tanıştım. istanbul’da oturduğu semtte, vatan ve milletini seven,milliyetçi bir insan olarak tanınmışlar. komünistlerin, polis ve askerle çatışmasında bir askerimiz şehit düşmüş, ”ismet vurdu” denilerek tezgahın içine sokulmuşlar. mahallesinde bulunan vatan haini komünistler, kendi halinde çocuklarının nafakasını temin için mücadele eden milliyetçi bir türk evladını sanki kendi mensuplarıymış gibi göstererek, ”ismet şahin bizdendi. askeri o vurdu” diye iftira etmişler. ismet ”asker benim kardeşim, hiç kurşun atarmıyım” diyordu sürekli… çok mütevekkil bir arkadaştı, kendisine isnat edilen suçu hiçbir zaman kabul etmedi ve "eğer yapsaydım kabul ederdim" derdi rahmetli.. idam cezasını aldığı gün;”bana haksız yere ceza verdiler, allah biliyor ki ben yapmadım” dedi metanetle.
    ismet şahin’in idam cezasının onaylanması pek gecikmedi. cezasının yargıtay’ca onaylandığını duyunca da aynı metanetle karşıladı ismet…cezaevi komutanı, ismet’i ailesiyle görüştürdü. daha sonra onu aynı tugay içindeki başka bir cezaevine naklettiler. sürekli kur’an-ı kerim okuyordu ismet ve hatimler indiriyordu şehitlerimize ve kendi ruhaniyetine. biz bu arada cezamız onaylandığı için paşakapısı cezaevi'ne sevk edildik. paşakapısı cezaevi'nde ;yunus meral, ferhat tüysüz ve necdet sevinç ağabeyimiz ile müşahadiyede iken ismet şahin’in geldiğini ve hücreye alındığını duyduk. tabii anlamıştık ne için geldiğini. gardiyanlardan ağız yoklaması yapıyorduk. fakat nafileydi geçiştirip duruyorlardı, bir şey söylemiyorlardı. idamdan bir gün önce bir hareketlenme sezdik ve yaptığımız araştırma sonucunda ertesi gün şafak vaktinde birinin idam edileceğini öğrendik. bu kişi bizim cennetmekan arkadaşımız ;ismet şahin’den başkası değildi…
    20 ağustos 1981 şafak vakti kurulu dar ağacına vakur ve mütevekkil adımlarla yürüyen ismet şahin yetkiliye dönerek;”mümkünse benim sandalyeme çingene vurmasın” ricasında bulundu. yetkililer idam mahkumunun son isteği mertebesinden gördükleri bu isteği, belki de çingeneye asker kıyafeti giydirerek karşılamaya çalıştılar. son arzun nedir diye sorulduğu zaman da;”abdest alıp iki rekat namaz kılmak istiyorum” diye cevapladı ve huşu içinde eda etti namazını. uzun uzun dua etti ve amin diyerek kalktı, tekrar sehpaya doğru yürüdü. idam sehpası önündeki sandalyeye çıktı. kendisinin idamını yasa gereği seyretmek zorunda olan heyete dönerek; ”savcı bey biliyorsun ki suçsuzum, yani benim suçsuz olduğumu en iyi sizler biliyorsunuz. ben allah’a gidiyorum, yalan söyleyecek değilim. ben yapmadım, sizler ömür boyu bu haksız cezanın vicdan hesabıyla baş başa kalacaksınız. yaşasın allah yolunun yolcuları, yaşasın türk milleti ve onun sancaktarları.” devamlı tekbir getiriyordu. kelime-i şahadet getirerek sandalyeye vurmak istediyse de cellat ondan çabuk davranarak sandalyeye vurdu ve o anı bütün sessizliğiyle yaşadı paşakapısı cezaevi. güvercinler dahi bir havalanıp bir iniyor, adeta olmaması gereken bir olay diye çırpınıyorlardı...inna lillahi ve inne ileyhi raciun (allah’tan geldik,dönüşümüz ancak onadır.)
    takdiri ilahi, allah böyle olmasını istedi ve oldu. fakat daha günün ağarmasına zaman çoktu, heyet yasa gereği gün ağarmadan dışarıya çıkamıyordu ve orada vicdan muhakemeleri yaptıklarına eminim. belki de orada bulunan zevat; ”adamı duydun, sen karar vermeseydin bu adam asılmayacaktı”. diğeri ise;”sende iddia ettin, ilk önce sen bu adamın asılması gerektiğine karar verdin” demişlerdir. tartışmaların bu şekilde günün ağarmasına kadar sürdüğü kanaatindeyim. ismet şahin’in yargılanması sırasında yapılması gereken tartışmalar, asıldıktan sonra yapılıyordu hem de her şey olup bittikten sonra ve vicdanları rahatlatmak adına! ismet şahin ve şehitlerimize allah’tan rahmet diliyorum ve umut ediyorum ki inşallah onlar bizlere şefaatçi olurlar… "
    oğuzhan cengiz
    "selimiye'den maltepe askeri cezaevine sürgün olmuştuk. 1981 senesinin sonlarıydı. ismet şahin ve küçük kardeşi ömer ile a-koğuşun da beraber kalıyorduk. idamların süratle gerçekleştiği günlerdi... şahin kardeşler son mahkemeye çıkmışlar ve bizde büyük bir merakla onları bekliyorduk... nihayet gürültü ile açılan demir kapılar felaketin habercisi olmuşlardı... idam cezasının tasdik olduğu haberi aramıza bomba gibi düştü... ismet şahin ise oldukça metin bir ifadeyle suçsuz olduğunu söylerken bir yandan abdest almak için banyoya yönelmişti...
    -ben yapmadım bu olayı şahit olun, fakat bunu korkudan söylemiyorum darağacı da bana vız gelir, diyordu...
    idama gidene kadar hep masum olduğunu söyledi . aramızda ki bir iki evli arkadaştan biriydi ve hepsi birbirine yakın yaşlarda beş-altı çocuğu vardı... o gün ailesiyle açık görüş yaptırdı cezaevi komutanı albay halit katay...
    gardiyanlardan dinledim... 20 ağustos 1981 perşembe günü şafak vakti paşakapısı cezaevinde sehpaya çıkarıldığında ;
    -beni bu cellada değil bari bir askere bırakında, sandelyeyi o çeksin derken, orada hazır bulunan zevat buna müsade etmemiş, ismet şahin de kendine yakışanı yapmıştı. ipi boynuna takmışlar ama sehpada ayaklarının altında ki sandelyeye tekmeyi o vurmuştu... "
    yusuf ziya arpacık
    --- spoiler ---

    https://www.facebook.com/…60383901&substory_index=0
  • kocaeli üniversitesi'nde halen eğitim vermeye devam eden çok değerli bir insandır. klasik eğitim anlayışının dışında eğitimin nasıl olması gerektiğine dair uygulamalı anlatımı sayesinde ufuk açmaktadır.

    aynı zamanda bir motosiklet tutkunu ve gezgindir. kendisinin kişisel blog sayfasına ise şu linkten ulaşabilirsiniz.
  • “insanın zekası ne kadar yüksek olursa olsun kendisini mutlu etmeye yetmiyorsa insan salaktır arkadaşlar. isterse ordinaryüs olsun...” diyerek hafızamda yer etmiştir.
  • ülkücü şehittir.
    ruhun şad olsun, yüce makamın sahibi.

    tanrı türk'ü korusun
hesabın var mı? giriş yap