• uçakta ikram edilen kola gazoz gibi içeceklerin kabarcıklarının neden normalden büyük olduğunun açıklamasıdır aynı zamanda.
  • uçaklı filmlerde geçtiğinde, uçağın biraz sonra düşeceğini haber veren kelime grubu.
  • bu meret düştüğünde, yani kabin basıncı düşmeye başladığında eğer oksijen maskesini takmazsanız, olmenizin sebebi havada oksijen olmamasından değildir. keza atmosferin her katmanındaki oksijen seviyesi aynı orandadır, %21.

    esas ölüm sebebi, etrafta yeterli miktarda oksijen olmasına ragmen hava basıncının cok dusuk olup, akcigerlerdeki hava basıncının da goreceli olarak daha yuksek kalması, dolayısıyla oksijenin akcigerlerinize ulaşamamasıdır. (gazların yuksek basınctan alcak basınca hareket etme eğiliminden dolayı)
  • ani bir kabin basıncı düşmesi ve oksijen kaybı durumunda;

    eğer uçak 40.000 ft yükseklikteyse ve oksijen maskeleri hemen takılmaz ise, pilot ve yolcular için bilincini kaybetme süresi 15 saniyedir. bu 35.000 ft te 45 saniye, 25.000 ft te 3 dakika ve 18.000 ft te 30 dakikadır.

    her zaman basınç ani olarak da yitirilmez, helios kazasındaki gibi yapılan ufak bir unutkanlık, uçağın yükseldikçe kabin basıncının azalmasına ve belli bir seviyeden sonra da bilinç kayıplarına yol açar.
  • (bkz: kabir basinci)
  • düştüğü takdirde g.tümüze giricek bişi
  • sadece uçaklarda değil, uzay araçlarında da kabin basıncı ayarlanmalıdır.

    rus mühendisler, araçların kabin basıncını oksijen/nitrojen karışımı ile oluşturmak ve deniz seviyesi düzeyinde ayarlamayı seçmişlerdir. 1961 vostok, 1964 voskhod ve 1967'den günümüze kadar kullanılan soyuz bunların örnekleridir. tabi bu araçların daha ağır olması anlamına gelir çünkü uzayın basınçsız ortamı ile araç içindeki 1bar basınç farkına dayanabilecek sağlamlıkta materyal kullanılması gerekir. bunun bir eksikliği de kozmonotların araç dışı görevlerinde kullandıkları yumuşak uzay kıyafetleri %100 oksijen ile basınçlandırıldığından dekompresyon hastalığı*na yakalanma risklerinin artırmasıdır.

    amerikan mühendisler ise araçları dekompresyon hastalığı*na engel olmak için saf oksijen kullanılarak basınçlandırmışlardır. 1961 mercury 0.38bar (24800ft/7600m), 1965 gemini 0.37bar (25700ft/7800m), 1967 apollo 0.34bar (27000ft/8200m) ile basınçlandırılmıştır. bu sayede araç ağırlığı azaltılmıştır. yüksek basınçlı oksijen kullanımı apollo 1'de 1967'de yer testleri sırasında yangının büyümesinin sebeplerinden birisi olmuştur. bu kaza, üç astronotun hayatlarını kaybetmelerine neden olmuştur. bu olaydan sonra nasa, araçları %40 nitrojen %60 oksijen karışımı ve deniz seviyesi basıncı ile fırlatmaya fakat uzayda yine düşük basınçlı saf oksijen ile basınçlandırmaya karar vermiştir.
  • soyunma kabinlerinde dikkat edilmesine gerek yoktur.
  • yaklasik 600 mm hg'dir ki bu da deniz seviyesinden 2000 metre yukseklikteymis hissi yasatir size. az buz degil, kandaki oksijen oranini %92'ye kadar (eski orana gore) dusuren huylu bir basinctir.
  • dandik filmlerde düşen zat.
hesabın var mı? giriş yap