• kiloluysana nolur ama nolur tayt giymeyin.göz zevki var ablalarım
  • peşin söyleyeyim bilgiçlik taslamak, süper dürüstüm mesajı vermek için yazdığım bir şey değil bu. uzun zaman her nefes alan türk kadını gibi ısrarlı görüşme taleplerine, mesajlara, aramalara maruz kalmış ve ''kırmamak için görüşmek istemediğini sadece belli etmeye çalışmış'' biriyim.

    net bir şekilde ''seninle görüşmek istemiyorum.'' demedikten sonra yapışıp bırakmayan erkeklerden şikayet etmeyin. erkek bu, netliğe ihtiyacı var, beyni farklı çalışıyor. yakın arkadaşın değilse kaybetmekten ne kadar korkabilirsin? yakın arkadaşınsa ciddi bir sorunun var zaten.

    kırmadan sonuç getirecek bir yöntem yok, tepkiden korkulacak bir şey de yok. bunu yapmadıkça gereksiz gerginlik ve bıkkınlık içinde yaşayacaksın. hal ve tavırlarından anlamayan bir erkeğe bunu söylemeden geçen her gün o bir cümlenin verdiği zarardan çok daha fazlasını verecek.

    mesele ego tatminiyse diyecek bir şey yok tabii.
  • hansel ve gratel isimli masal sabilerine sunulmuş, çikolatadan çatısı, şekerlemeden duvarları ve kurabiyeden bahçe çiti olan dubleks villa gibidir. tehlikelidir.
  • kendinize inanın, hemcinsinize ihanet etmeyin. mesela oğlunuzu öyle yetiştirin ki daha sonra başka bir kadına saygısızlık yapmasın. hemcinsleriniz için ya da kıskançlıktan çatlatmak için giyinmeyin mesela. görünmek istediğiniz gibi görünmek olsun amacınız. siz üstün, farkında, duyarlı olan türün en güzel örneklerindensiniz, bunu unutmayın, buna yaraşır davranın. bir kadın isterse dünya yaşanılası bir dünya olur, bir kadın isterse bir erkek vezir olur ! siz üstten bakarken birilerine, size empati kuran bir hemcinsiniz ezikliğinize acıyor olabilir, bunu da aklınızın bir köşesinde muhafaza edin, derim !
  • kadın bir yöneticiyle asla çalışmayın.
  • bir erkeği değiştirebileceğinize inanmayın.değişmiyolar yani.kasmayın boşuna
  • kendime vermek istediğim tavsiyelerdir. şunu yapın bunu yapın diye ahkam kestiğime bakmayın, çoğunu beceremeyip becerebilmek istiyorum ben de. doğrusunun böyle olduğunu düşünüyorum. buyrun.

    etrafa "ben senin bildiğin kızlardan değilim" diye bağırmaktan vazgeçin. lütfen. fiziksel kadınlık klişelerinin zevk verdiğini öğrenin. mesela;

    - mutsuz olunca kuaföre gidip "ayh şekerim çok iyi geldi" diyen kadın öbeği vardır. burun kıvırmayın. bok gibi geçen bir gecenin arkasından atın kendinizi kuaföre, verdiğiniz paraya acımayın, bi manikür yapsınlar bi fön çeksinler bakın nasıl iyi geliyor.

    - "ben bi yumurta bile kıramaaağm": he mk. kadınların üstüne etiket olmuş diye feminist ayaklarına kurmayın şu cümleyi. güzel yemek yapabilen insan yaparken de yerken de yedirirken de güzel insandır. iyi gelecek bak hem yemek yapmak.

    - "ay yok ben modayla hiç ilgilenmem": sana ikoncan ol diyen yok. ama şu temel kuralları, ucuz/az parça eşyayla iyi görünmeyi bi öğren. siyah elbisenin altına kahverengi ayakkabı giyme, ten renginden beş ton koyu ten rengi çorap giyme bizi de kör etme.

    - "ben makyaj yapmam doğallıktan yanayım" bebeğim sana makyaj yapmanın cumhuriyet bayramı süslemesi gibi dolaşmak olduğunu kim öğretti? çıkar şunu kafandan. gece uyumamışsın gözlerin kıpkırmızı altları mosmor bağımlı gibi dolaşıyorsun ortada, bi göz damlasının bi kapatıcının seni yaratık olmaktan on saniyede çıkarabileceği bir an bu. bi de şeffaf rimelle şöyle çikolatalı kurabiye gibi kokan bir dudak balsamı sürdün mü tadından yenmezsin. angarya görme şöyle küçük şeyleri.

    - "yaağni ben pek kendime bakmakla uğraşmıyorum": e tenin koyu renk olmasına rağmen hadi kafanı sarıya boyatmayı bilmişsin, dibi on santim siyah çıkmış? yataktan kalkınca da taramamışsın o kafayı? bize yazık değil mi? ondan sonra dış güzellik değil iç güzellik. nah.

    duygusal öneriler:

    -aşık oldum sanınca arkadaşlarınızı siktir etmeyin.

    -en ufak şeyde kafa sikmeyin. sevgiliniz aramıyorsa yakın arkadaşınız bunu saatlerce dinlemek zorunda değil, kasiyer kız paranın üstünü yanlış verdiği için anneniz ne kadar sinirli olduğunuzu saatlerce dinlemek zorunda değil, quiziniz kötü geçti diye sevgiliniz hocanızın ne bok bi adam olduğunu saatlerce dinlemek zorunda değil. bunu bilin. büyütmeyin lan. şu hayatı hafife almayı öğrenin.

    -sevişin. sevişmeyi öğrenin. iyi oral seks yapabilin mesela. çok önemli bu. valla bak.

    -saygısız bir ilişkiyi anında bitirebilin. ilişkide ne kendinizin ne sevgilinizin bebek bakıcısı olmasına izin verin.

    -hemcinslerinize dikkat edin. gerçekten sağlam bir dişi arkadaş insana hayat boyu, her daim lazımken, gerçekten sağlam olduğu zannedilen bir dişi arkadaş da adamın mına koyar.

    -yeni tanıştığınız bir insanı sıfırdan başlatın. ister arkadaşlık ister sevgililik müessesesi olsun. hakkında öğrendiğiniz/gözlemlediğiniz olumlu/olumsuz şeylere kapılmayın. bırakın o insan ilişkiniz ilerledikçe hak ettiği kadar yükseltsin puanını. çünkü insanları en tepeden başlatıp tanıdıkça puanlarını düşürdükçe, hak etmediği halde çok değer vermişim diye ağlıyorsunuz. kendi beklentinizle örtüşmedi diye suçlamayın insanları. hem sayıca az ama sağlam ilişki, hayal kırıklığından sinir stresten iyidir.

    -söylemek istediğiniz bir şey varsa hemen o an söyleyin. içinize atmayın. birileri beni yargılar mı diye korkmayın. karşımdaki incinir mi diye korkmayın, ne söylediğinizden çok nasıl söylediğiniz önemlidir, öküz gibi söylemezseniz incinmez kimse. fikrinizin, rahatsızlığınızın ya da beğeninizin arkasında durun. söyleyemediyseniz de sonradan "şunu bunu diyecektim diyemedim ya lan" diye hayıflanmayın etraftakilerin kafasını sikmeyin. geçti o. önünüzdeki maçlara bakarsınız.

    -"kadın başına..." diye başlayan bir cümleyi hangi insan kuruyorsa o insanı ister önce blenderdan geçirip siktir edin, ister uğraşmadan. ama mutlaka siktir edin hayatınızdan.

    -bir şey anlatırken gözlerinizden çok memelerinize bakan erkekleri de aynı şekilde. boyu sizden yarım metre kısa olanları tenzih ederek.

    hayatın genel akışıyla ilgili rastgele öneriler:

    -adet döneminizi not alın, öncesinde ne zaman canavara dönüşeceğinizi bilin, bildirin. hem sonra günü karıştırıp hamile miyim endişesini de yaşamamış olursunuz.

    -biraz aklı havada canlılarız. not defteri bulundurun. yapılacaklar listesi yapın mesela, hem unutmamış hem beyninizi unutmamakla işgal etmemiş olursunuz.

    -topuklu ayakkabı giymeden önce güzergahınızdaki yol durumunu değerlendirin. süper görüneceğim diye giyinilip gidilen bir mekanın öncesinde on dakika yürünmesi gereken bir arnavut kaldırım, hızınız yüzünden size kaplumbağa denmesine ya da daha kötüsü topuğunuzun kırılmasına yol açabilir. bi de, açık ayakkabı giyecekseniz nolur çöl toprağı gibi topuklarla dolaşmayın ortada.

    -antiperspirant kullanın, kullandırın. yaz kış. nolur.

    -parfümünüzü yazlık ve kışlık olarak iki farklı şekilde tercih edin. yaz günü ağır vanilya, tarçın, paçuli ile boğmayın insanları. çilekli, limonlu kokulara geçiverin. bi de, kaliteli bir parfüme para harcamaktan çekinmeyin.

    -her şey yaşında güzel. on beş yaşında rapçi takılıp üniversite ilk yıllarda piercing taktırmak ve otuzlu yaşlarda etek-ceket takımı giymek ne kadar güzelse on beş yaşında tuvaletlerle dolaşmak, üniversite ilk yıllarda döpiyes giymek ve otuzlu yaşlarda piercing taktırmak o kadar çirkin. hiçbir şey içinizde kalmasın ama zamanını iyi tutturun.

    -içinizde kalmasın diye genelleme yapmışken şunu unutmayalım: sevgilinizin adını dövme olarak yazdırmayın. asla. bakın bu kalıversin içinizde. hadi bi mallık yaptırıp yazdırdınız, "sen de benim adımı yazdırmazsan senden ayrılırım" diye sevgilinizi zorlamayın. hadi diyelim zorladınız, bu adam da adınızı dövme olarak yaptırırsa.. invalid velemyuled.

    sonuç olarak.. artiz artiz bunları yazdım da günde üç kere falan şu yazdıklarımı hatırlamaya ihtiyacım oluyor. o yüzden, en son öneri, kendi üstünüze fazla gelmeyin.. götümüzü de yırtsak da insanız lan. elbet sonradan dank eden hatalar pişmanlıklar olacak. affediverin kendinizi.
  • arada sus da motorun soğusun.
  • sevgilisi, karısı olmayan erkeklerle de ilgilenin
  • erkekleri hayatınızın merkezi haline getirip hem onlara, hem kendinize, hem de ilişkilerinize yazık etmeyin.
hesabın var mı? giriş yap