100 entry daha
  • falih rıfkı atay, zeytindağı'nda birinci cihan harbinin çöl muharebelerini aktarırken bahseder kakuleden. bu sözcüğün bambaşka bir anlamda, bambaşka bir şeyi anlatmak için kullanıldığını öğreniriz bu bahsediş sayesinde...

    "(…) çöl çok değişti, iptidaları benim nokta kumandanı olduğum yerde develerden başka bir şey görmüyordum. şimdi anadolu'nun kısa ve uzun, büyük ve küçük bütün hayvanları, tahta arabalar bile var. artık hecinler de dizgin ve üzengiye alıştılar, en talimli atlar gibi muntazam yürüyorlar. son zamanlarda şam menzili birçok kakule gönderdi. kakuleler arka arkaya duran iki deveye bağlanmış âdi birer sedyedir. artık hastalar ve yaralılar önlerinde uzun bir deve, arkalarında uzun bir deve, kendileri arada asılı, öyle taşınacaklar. geçen gün kakulelerden birine ben bindim, kendimi ipi elimden kaçmış bir salıncak üstünde zannediyordum."
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap