• (bkz: mavi jeans)

    eskiden iyiydi bu. kaliteli şeyler üretirdi ve yıllarca giyilirdi. 2 sene önce bunlardan aldığım kazakların çoğu şu anda çöp durumda. kolları ve yakaları pörsüdü.

    tişörtleri de 2-3 senede soluyor.
  • (bkz: ekşisözlük)

    bana lcw yi hatırlatıyor. eskiden lüks bir markaydı, herkes giyemezdi. kuzen vasıtasıyla elime geçen o maymunlu poşetini yıllarca sakladığımı bilirim. sonra pazar malı üretmeye başladı. sözlük de zamanında lcw nin ilk hali gibi elit bir marka iken, inci - ulu karışımı bir yere dönmeye başladı maalesef.
  • iphone ve kabloları... koskoca dünya devi apple şarj kablolarının yırtılmasına bir türlü çözüm bulamadı. amına koyayım telefon 2 milyarsa telefonu 2 sene kullansan minimum 4 kablo almak gerekiyor.

    edit: en ygma adlı yazar şunu gönderdi. 5 senedir kullanıyormuş. http://i.imgur.com/0qzb8xq.jpg kablonun plastiği doğaya karışmış bile.

    (bkz: apple'ın müthiş pazarlama stratejisi)
  • giyim markalarında, pahalı olsun olmasın, bu aralar tek dikkat ettiğim polyester olmayışıdır. çoğu pahalı marka da cayır cayır polyester kullanıyor.

    polyester benim için bir ölçüt arkadaşlar..

    edit: polyester olmalı mı yoksa olmamalı mı diye soran arkadaşlar olmuş; net ifade edememişim derdimi sanırım. polyester olmayan, pamuklu, keten, ipek, yün, kaşmir gibi kumaşlara dikkat ediyorum. viskonu, kayın lifi diye tercih ediyordum ama ona da son aşamada kimyasal işlem uygulanıyormuş, onu da eledik. şahsi fikrimce; maddi gücünüzün elverdiği neyse artık, marka farketmez; cildinize doğrudan temas edecek ürünleri saydığım kumaşlardan almak daha sağlıklı. outdoor grubu, dış giyim konusunda uyaran yazarlar oldu, o da kişinin tercihi elbette, yün paltolarda polyester olmayınca tüylenme oluyormuş sanırım; bir de polyester ısı kaybını önlüyor dendi. doğrudur, bunlar elbette şahısların kendi tercihi, herkesin hayatına kimse karışamaz.
    debeye girmişim şaşkınım.. ah polyester nelere kadirsin..
  • (bkz: network)30 derecelik tek yıkamada siyah renkli kotun renginin griye dönmesi sonrasında firma çalışanın abi onu sadece suyla yıkasan bişi olmazdı demesi dumur etmiştir.
  • (bkz: madame coco)
  • (bkz: pierre cardin)
  • (bkz: tommy hilfiger)

    zaten bu tarz amerikan markaları oralarda ele ayağa düşmüş ama bizim buralarda pahalı satıldığı için bir halt sanılıyor. insanlar fiyatına asla aldanmasın, çok fazla kıyafet alan birisi olarak en son tercih edeceğim markalardan birisidir. güzel bir jean, t-shirt, kazak, gömlek görsem bile modeline aldanıp asla almam çünkü hilfiger'ın rezil bir kalitesi var. bunlarla ilgili 3 kere sorun yaşadım ki hepsi de üretim hatasından kaynaklanan durumlardı, hiçbirinde değişim yapmadılar. genel merkeze gönderip inceleyeceğiz diye aylarca bekletip hiçbir halt yapmadılar ve yüzsüz yüzsüz kullanıcı hatası dediler, ben de küfredip çıktım mağazadan.

    2-3 sene önce en son beyaz bir kot almıştım eskitmeli, arkasında tam bel kısmında tommy hilfiger yazısı falan vardı kahverengi deri gibi bir materyalin üzerine yazılmış. hani şu klasik levi's kotlarda bulunan tarzdan ama biraz kalındı bununki, bir de baya koyu kahveydi. şu linktekinden çok daha kabarık bir ve koyu bir logo. kotu 1 kere giydikten sonra yıkamaya attık, annem tek yıkamış bir de. bir baktık ki o logo kısmı kotun arka kısmını parça parça kahverengiye boyamış. hiç ellemeyip mağazaya götürdük. geri aldıktan sonra 1.5 ay geçti telefon geldi, verdiğiniz ürün geri geldi diye. bir gittik ki elimize pantolonu verip kullanıcı hatası bu istanbul'dan incelemeden geldi dediler. tabi ben baya tersledim en son küfür bile edip çıktım. daha sonra eve gidince hilfiger'a mail attım, bu yaşadığım 3. olay müşterilerinizi mağdur ediyorsunuz hep bu tür olaylarda diye. adamlar tenezzül edip cevap bile vermedi, o gün bugündür mağazasının vitrinine bile bakmam.
  • (bkz: diesel) kotları dışında at çöpe.
    (bkz: guess) çantalarını deforme olmadan kullanma sureniz 1 sene. sonra soyulmaya, agzı yüzü kaymaya başlıyor.
    (bkz: zara) evet tasarımcıları iyi iş çıkarıyor ama malzeme ve işçilik çok kötü.

    gıda sektöründe ise kalitesizlikte halay başı; (bkz: sütaş)

    mobilya sektörünün mendil sallayanı; (bkz: istikbal)*
  • tekstil ürünlerinin yüzde doksanından fazlasıdır. evet yüzde doksanından fazlasıdır. piyasada kullanılan kumaşların kalite skalası oldukça dar. çok ekstrem kumaşlar dışında bir ürün için tüm markaların kullandığı kumaşın kalitesi hemen hemen aynıdır. dikim kalitesi de keza aynı şekilde çok fazla değişmez. markaların iki temel vaadi vardır aslında. birincisi kalite kontrol. bir ürünün satışa hazır hâle geldiği an o üründe defo, noksanlık olmayacağına inandırır müşteriyi. ikincisi ise satış sonrası hizmettir. ürünün satıldıktan sonra iptal, iade, vb. işlemleri zorlamadan yapmasıdır.
hesabın var mı? giriş yap