• ekşi bana böyle bir şey yok diyor ama var işte. ne isim vereceğim ne mekan. öğretim görevlisi doktor öğrencileri yanına alarak kemoterapi gören kardeşimizin yanına geliyor, dalga geçer bir üslupla sen iyileşemezsin iyi bile dayandın diyor. bunu da kardeşimiz odada yalnızken söylüyor. ardından kardeşim o kadar öğrenci içerisinde hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. bu nedir allah aşkına ya gerçekten bu nedir? bir kanser hastasına böyle bir söz kullanılır mı? hakkınız mı kardeşim gerçekten hakkınız mı?

    edit:arkadaşlar çok mesaj geliyor yer ve kişi paylaş diye. kardeşim olayın büyümesini istemediği için isim ve mekan paylaşmadım. onun kararına saygı duymak zorundayım. dayanamadığım için yazdım buraya.
    edit2: ayriyeten arkadaşlar doktor düşmanı filan değilim, ailemde doktorlar da var.
  • kanser hastası enişteme sen daha ölmedin mi diyen bir doktor vardı.
  • bu doktorlara hasta psikolojisi hakkında ders falan vermiyorlar mı? yani doktorluk sadece anatomi, biyoloji vs üzerine mi kurulu? emin olun bazı hisler hastalıktan daha çabuk öldürüyor insanları.

    edit:imla
  • sanırım bu ülkede iki şey aynı anda bi kişide olamıyor;

    yetkinlik ve insanlık.
  • doktorları "insanların ölmesini isteyen, uğraşmak istemeyen" biri gibi gösterme saçmalığından; bir ya da bir kaç tecrübenizi (ki biz de yaşadık) acımasızca genellemekten ne zaman vazgeçeceksiniz?

    doktorun bunu neden "güzel bir dille" söylememesinin sebebi üzerine hiç düşündünüz mü? hastanın vermesi çok normal olan duygusal tepkileri hiç bir mantık zerresi barındırmadan tekrarlayan aileler, onlarca yıl boyunca doktorların bu yüzden yaşadıkları olabilir mi?

    doktorun "olmamalısın" dediği ameliyatı zorla olup, üstüne "benim hastamı öldürdün" diye silahla hastane basanlar, hayatının amacıymış gibi mahkeme mahkeme gezenler tam olarak kimler?

    2014'ün eylül ayında, alanında çok iyi olduğu bilinen ve gözü karalığı ile tanınan bir genel cerraha gittik. ameliyatın yapılabilirliğine dair son sözü söyleyecek kişi kendisiydi çünkü danışacak o seviyede başka cerrah kalmamıştı.

    sonuçları inceledi ve lafı hiç eveleyip gevelemeden yaklaşık 20 dakikalık bir konuşma yaptı:

    "insanlar umudunu yitirdiğinde her şeyin yapılabilirliğine, en azından denenmesinin daha iyi sonuçlar doğurabileceğine inanmak istiyor. fakat bu durumda maalesef bu mümkün değil. bu ameliyat sizi %99 öldürür, en iyi ihtimalle felç kalabilirsiniz ve kalan hayatınız boyunca yatağa bağlı yaşarsınız. siz "ben bu ameliyatı olacağım" dedikten sonra benim yapacak bir şeyim yok ama şu gerçeği unutmayın: hayatınızı 2-3 sene daha sağlıklı, çocuklarınızla ve ayakta yaşama imkanınız varken böyle bir risk almak delilik. ben size bu ameliyatı olun ya da olmayın diyemem ama eğer ameliyat kararı verirseniz de nelerden vazgeçtiğinizi iyi anlayın. ölürsünüz."

    o gün ses kaydı aldım, defalarca dinledim o konuşmayı. "ölürsünüz, ölecek, yapmayın!" diye defalarca benzer cümleler kuruyor, çok zoruma gidiyor ama bir "gerçeği" idrak etmeye çalışmaya devam ediyordum.

    2 yılı ayakta, 7 ayı yatakta ama genel durumu iyi, 3 ayı yatakta ve kötü, 4 ayı yatakta ve çok kötü olmak üzere o konuşmadan sonra 3 yıl 2 ay daha yaşadı annem.

    ne oldu? o doktor gönlümüzü kırmamak için biraz daha yumuşak olmak yerine bodoslama konuştuğu için, o konuşma bir şekilde annemi ameliyattan vazgeçirmemize yardımcı olduğu için 3 yıl 2 ay daha yaşadı annem.

    o yüzden lütfen kötüymüş gibi, alıştığından ve empati beceresini kaybettiğinden öyle davranıyormuş gibi yansıtmayın.
    yanındaki öğrencilere bir metodoloji öğreten, henüz 22-23 yaşlarında ve insanın başına gelen yüzlerce ölümcül şeyle kaşarlanmamış insanlara bilgi aktarmaya çalışan birinden duygusal davranması beklenemez.
    işler o noktaya gelene kadar size her şeyini veren birinden, bazı gerçekleri pek çok sebeple dile getirmek zorunda olduğu için bir cani gibi bahsetmeyin.
  • asıl isim mekan vermeden böyle bir entry girmek etik değil.

    aklı başında hiçbir hekim bahsettiğin üslupla hastayla konuşmaz.

    konuştuysa isim vereceksin ki gereken yapılsın; öyle işkembeden sarı çizmeli mehmet ağa muhabbeti olmaz.
  • babamın 2016 ekim ayında son evre mide kanseri olduğu ortaya çıkmıştı, o andan itibaren evde kanser kelimesi hiç geçmedi "kötü hastalık" derdik en fazla. o sıralar yine kanserden kaybettiğimiz tarık akan ağabeyi çok sevmemize rağmen hiç konuşamadık babamın morali bozulur diye. biz ona öylesine narin yaklaşırken hastane koridorunda bağıra bağıra kanser hastası burda mı diye soran hemşireler, en fazla 6 ay yaşarsın diyen doktorlar, hastayla utanmadan yüz yüze para pazarlığı yapan o çok elit hastane onkologları gördü bu gözler ve babacığım ellerimizin arasından kayıp gittiği gün bir başsağlığı dilemeyen onkologlar. allah kimseyi sizlerin eline düşürmesin.
  • ölümlü olmak kitabını okuyanlara "aslında bu kadar öküzce olmasaymış, söylemesi iyi olmuş" dedirtendir.

    ölümden o kadar korkuyoruz ki, iyileşmesi mümkün olmayan nice hasta, son aylarını/yıllarını sevdiklerinden uzakta, binbir medikal işkenceye tabi kalarak çarçur ediyor. türkiyede ek sorun, hastaların ne kadar kötü durumda olduklarının aileleri ve doktorlar tarafından gizlenmesi, küçük gösterilmesi.

    hastalandığımda, iyileşmeyecek hastaya "sen asla eski bildiğin hayata dönemeyeceksin bundan sonra, ömrünü uzatmak için yapılabilecek şunlar bunlar, sonuçları da şöyle böyle" diyecek bir doktor bulurum umarım.
  • böyle bir olayın, en azından anlatılan şekilde yaşanmadığına, olayın nerede ne zaman olduğunu bilmediğim halde, eminim. hastanın o anki psikolojisiyle durumu daha iyi tahlil etmek lazım. umarım kaderi doktorun söylediği gibi gerçekleşmez, yakın zamanda sağlığına kavuşur.
  • doktoru babama helvanın kokusunu aldım, bayılırım demişti.
    babam üç paket sigara içerdi günde. bu lafı yediği gün bıraktı sigarayı. 44 yıl oldu. allah uzun ömür versin kendisine.

    ben de ölümcül bir hastalık geçirdim. doktorum olasılıkları saydı. beraberce tedavi ve kontrol programını yaptık. daha yüksek riskli ancak vücudumu mahvetmeyecek bir planı tercih ettim.

    dangozca değil ama doktorlar gerçeği söylemeli bence. öylesi daha evla.
hesabın var mı? giriş yap