• klibi gösteriyor ki, till lindemann kilo aldigi zaman ismail türüt'e benzeyecek.
  • türkçe çevirisi; **

    istek yok

    isteğim yok.
    isteğim yok.
    isteğim yok.
    isteğim yok.

    kendimden nefret etmeme isteğim yok.
    kendime dokunma isteğim yok.
    mastürbasyon yapmak isterim,
    bunu deneme isteğim yok
    elbisesiz kalmak isterim,
    kendimi çıplak görme isteğim yok.

    büyük hayvanlarla olma isteğim var.
    bunu riske atma isteğim yok.
    kardan gitme isteğim yok.
    donma isteğim yok.

    isteğim yok.
    isteğim yok.
    isteğim yok.
    hayır, isteğim yok.

    hiçbir şeyi çiğneme isteğim yok.
    çünkü hazmetme isteğim yok.
    kendimi tartma isteğim yok.
    yağın içinde yayılma isteğim yok.

    büyük hayvanlarla olma isteğim var.
    bunu riske atma isteğim yok.
    kardan gitme isteğim yok.
    donma isteğim yok.
    sadece buraya uzanmaya devam edeceğim.
    ve tekrar sinekleri sayacağım.
    cansızca kendime dokunurum,
    ve zaten uzun bir süredir üşüdüğüme dikkat ederim.
    çok üşüyorum, üşüyorum...

    isteğim yok.
  • işte keyifsizliğe düştüğüm anlardaki kurtarıcım. bence bu şarkının en çekici noktası ilk nakaratın bittiği yerde till lindemann'ın çıkardığı sestir. hemen yazalım;

    "hab' keine lust zu erfrieren...roöööaarrhhh"

    işte o yarım saniyelik roooaaaah bir kişide olabilecek nefretin ve isteksizliğin kusulduğu andır.
  • insanın hiçbir şeye arzusu* kalmadığında bir ölüden farksız olacağı; bir anlamda arzuların yaşam enerjisinin kaynağı olduğu mesajını içeren rammstein şarkısı. ya da ben öyle sanıyorum.
  • sabah saat 04:30.
    antalya havalimanına gitmek lazım. amerika dan gelen üst düzey şirket yöneticilerini karşılamak lazım. otel odasındaki televizyonun tek müzik kanalı almanca yayın yapan mtv. geceden açık bırakıp uyumuşum. sabah telefonun alarmı çalıyor. yataktan kalkasım yok. ömründe uyku ile pazarlık yapmamış hiç bir toplantı, organizasyon ve/veya uçağını kaçırmamış olan ben resmen direniyorum. göz ucuyla televizyona bakıyorum arabalardan adamlar iniyor. gözler zaten kedi bızırı olmuş. açamıyorum. rammstein falan diyor keine lust yazıyor. lan dedim kalbim temizmiş. kalktım.
    sesini açtım sonuna kadar banyoya gidip traş falan oldum. mavi gömleğimi giydim bu arada istemsiz şarkıyı mırıldanıyorum. lacileri çektim *. kestane kahvesi ayakkabıları giydim kemeri taktım. yatağa oturdum. aracın gelmesine daha yarım saat var. yazdım google a keine lust. açtım şarkıyı başladım izlemeye. netten bir yerlerden* tek şarkı olarak satın aldım. *

    o zaman sony s700 vardı herhalde telefon. attım telefona şarkıyı. taktım kulaklığı, açtım şarkıyı, oturdum yatağın kenarına.
    keine lust, keine lust is te mi yo rum falan filan derkeeen.
    gözleri bi açtım bizim ofisten özkan dürtüklüyor beni. yatakta öylece kalmışım. bayılmışım resmen.
    "kalk lan kalk, sabah aradım seni açmayınca ben gittim adamları almaya. toplantı başladı sen yoksun olm" dedi. saate baktım 10! hala kulaklıktan "keine lust" diye ses geliyor. "canım istemedi aq ya" dedim. "olm nasıl istemiyorsun lan, iş bu iş" demesine bırakmadan "eyhtere be istemiyorum aq ya canım istemiyor ya alla alla, kahvaltı edip havuza gidicem ben sikerim lan ne bu alla alla resmen modern köle düzeni ya, yapsın ibneler toplantılarını banane olm ya" dedim.
    sonra sike sike toplantıya girdik tabi, kulaklık kulağımda inceden keine lust gazlıyor, kahve molalarını beklemeden dışarı çıkıp havuza hakim terastan ablalara bakıyorum.
    bir iki ay kadar bu şarkıdan başka bir şarkı dinlemedim.
    insanı girdiği o "aq böyle dünyanın, canım hiç bir şey yapmak istemiyor abi" durumunda tutup gazlayan mükemmel şarkıdır.

    ahanda burada,

    making the video ov yeah

    abim gibi adamlar lan. *
  • ritm girer girmez istemsiz olarak kafa sallatan rammstein parçası. minik ayrıntılarıyla (beyaz yüksek topuklu ayakkabılar, gitarını alırken richard'ın asyalı hatunun yanağını okşaması, till'in parçanın girişindeki muhteşem performansı, yine till'in nefessiz kalıp mikrofonu fırlatması ve akabinde oksijen tüpünü yardıma çağırması, attığı mikrofonu yerden hatuna aldırması, flake'in alienvari hareketleri, paul'un şarkının sonlarına doğru top gibi zıplaması vs.) insanı her izlediğinde kopartan bir çalışmadır. yalnız kafamıza çok takılan bir husus vardır. klibin başında 4 (yazıyla dört) adet araba görünmekte, grup üyeleri ise 6 kişi olduğuna göre 2 (yazıyla iki)si aynı arabadan inmiş diye düşündürmektedir. oliver*ın limodan indiği görüldüğünden ve klibin satır aralarında till*in de limo kullandığını öğrendiğimizden ikisinin aynı arabadan çıktığını varsayabiliriz. bunun yanında çöp adam flake* klibin sonunda ortada arabasız kaldığına göre kendisi de birileriyle beraber gelmiştir, ama kiminledir? araştırmacı ve gözlemci gençlik bu soruya cevap bulamamış, meraktan kudurmaktadır. ayrıca parça bitişinde richard* hatunlardan birine minik bir buse kondurup gitarını verdikten sonra gömleğini çıkarmıştır ve bize tek kol makyajının till'de olmadığını, kendisinde ise hem kol hem göbek makyajı olduğunu ispatlamıştır.
    dip not olarak geçmek isterim ki till'in arabada yiyişen hatunlara bakışı her gördüğümde içimi acıtmakta, yazık bu tombulcuğa dedirtmektedir. insan bu kadar mı iyi oynar helal olsun.
  • çatışma gibi şarkı. gaz.
  • her dinleyişte "red alert'in giriş videosunun muzigine bu da yakısırmıs lan" dedigim rammstein şarkısı. *
  • nedense klipte till'in fenalık geçirdiği (en uygun böyle anlatabildim) sahneye özellikle hasta oluyorum. arabaya dayanıp soluklanmaya çalışması, oksijen getiren kızı mikrofonu ver diye azarlaması, o kravat açmalar falan bence hem gerçekçi, hem de çok psikopat falan.
  • 3 kere kendisi için dinlesen üç kere de klibi için dinlersin, izlersin. öyle bi şey.
hesabın var mı? giriş yap