• miyazaki’nin eli değmiş olsaydı, şimdiki haliyle yaratmış olduğu değeri en az 10’a katlayacağına emin olduğum anime.

    çok şey öğreten, insana kendini ve hayatını sorgulatan ama sorgulama yaparken hiç de ruhen yıkılış yaşatmayan bir yaşam rehberi.

    hangi yaşta olursa olsun her insanın izlemesi gereken film. filme dair en büyük kırıklığım, dediğim gibi “miyazaki ustanın elinden çıkmamış” olması.

    hayatta çok şey yapmış, yaşamış olsa da her insana yeni bir yol daha olduğunu hissettiren bir coşkunluk kaynağı.

    karar verdim:
    son 7 yıldır yoğun olarak kullandığım psikiyatrik ilaçlara rağmen “ölmeden önce ‘yapacağım’ 100 şey” listesi hazırlayacağım ve hepsini tamamlamaya çalışacağım.
    bitiremeden ölürsem ne ala... bitirir isem bir başka “100 şey” listesine başlayacağım.

    karar verdim:
    ilk ve son maddeler “hep” 100 maddelik liste hazırlanması üzerine olacak.
  • lisede sınıf arkadaşı olan popüler ama hiç kimseye çok hasta olduğunu belli etmeyen sakura ile ezik haruki'nin arkadaşlığı üzerine bir filmdir.
    filmin 20 dakikasından sonra durmadan ağlayabilirsiniz ama filmi bırakamazsınız.
  • 2015 yilinda yoru sumino tarafindan yazilmis kitap.
    *ayni zamanda ilk basilan kitabi olmasina ragmen, 2015 yilinda japonya'da en cok satilan 6. kitap olmus..

    ingilizce'de i want to eat your pancreas diye geciyor.

    filminin sitesi de su: http://kimisui.jp/
  • hayatla ilgili bu kadar karışık düşünceler içerisindeyken, amacımı ve kendimi yitirmişken, depresyon içerisinde amaçsızca debelirken, ve çevremde ölüm haberleri almaya ve rüyalarımda savaş ve ölüm temalı bir dolu şey görmeye başlamısken, ya, dedim, doğru zamanda izliyorum ben bunu ya da çok yanlış zamanda..ama biliyorum ki böyle bir ölüm senaryosunda ana karakter gibi kendimi toparlayamazdım.

    güzel bir filmdi..daha çok ağlamayı bekliyordum, ama filmin suçu yok, normalde dürtseler ağlarım filmlerde ama ayarlarım bozuk, kendimden uzağım..

    slsb notu: 7.5/10
  • fazlaca shigatsu wa kimi no uso (your lie in april) esintileri barındıran animasyon filmidir.öyleki filmi izledikten sonra ilk yaptığım şey orjinalinin çıktığı yıla bakmak oldu.(your lie in april mangası - 2011, ı want to eat your pancreas kitabı - 2014)

    yapımcı studio voln daha önceden başarılı bir animesi olmamasından dolayı yabancı gelsede, bu filmde çok iyi iş çıkartmış.çizimler ve animasyon kalitesi oldukça iyi diyebilirim.kullanılan müziklerde kimi no nawa soundtrackinden çıkmış gibi, başarılı.

    senaryoya gelirsek, your lie in april'dan oldukça fazla esinlenildiği belirgin, karakter yapıları, ana karakterlerin film boyunca birbirleriyle etkileşimleri, motifleri neredeyse aynı.farkı senaryonun işleyişinde gördüm.your lie in april'daki gereğinden fazla abartılan drama, her acıklı sahnenin sonuna koyulan ve güldürmeyen komedi öğeleri bu filmde yok.karakterlerin aralarında geçen konuşmalardaki her cümle ya sembolik olarak daha derin, yada ileriye dönük bir mesaj veriyor.filmi izleyip bitirdikten sonra geriye bakıp düşündüğünüzde herşeyin dahada fazla anlam kazandığını anlıyorsunuz.genel olarak başarılı bulsamda senaryonun bariz şekilde alıntı olması can sıkıyor.

    en büyük eksisi ise karakterlerin derin olmaması diyebilirim.film boyunca karakterlerin kendi ağzından geçmişlerini dinlesenizde, empati kuramıyorsunuz.bu yüzden eğer kolay etkilenen biri değilseniz trajedi kısmını başarısız bulabilirsiniz.

    sonuç olarak genel fikrim iyi bir animasyon filmi olduğu.eğer your lie in april izlemediyseniz(daha iyi olduğu için değil, hatta ı want to eat your pancreas genel olarak daha başarılı diyebilirim ama senaryo çok benzer yukardada birçok kez bahsettiğim gibi), yada kısmen kolay etkileniyorsanız dahada iyi bulabilirsiniz.

    pankreasınızı yemek isteyecek birini bulmanız dileğiyle, sayonara!
  • içine kapanık bi genç, ve dışa dönük bir kızın hikayesini konu alan çizgi film*.

    spoiler

    ying yang temasını işlemişler, bir bütün olan iki insan gibiler aslında, sakura hayattaki tüm anlamını başkaları üzerinden bulurken, haruki başka insanlardan kendini tamamen soyutlamış ve o şekilde yaşamakta hayatı.

    biri başkalarından değer görme ihtiyacı duyarken diğeri ben hissiyatını kaybetmiş.

    bıçaklanma olayının spoiler'ını yemiştim instagram gönderisinde ona çok üzüldüm daha çok etkilerdi kesin ve beklenmedik ölümden bahsediyor hep sakura, herkesin her an ölebileceğinden bu düşüncesiyle birlikte bunun yaşanması uyumlu olmuş.

    harukinin sonlarda günlüğü okuduktan sonra anne diyerek (sakuranın annesine) ondan ağlamak için izin istiyor beni en çok etkileyen nokta bu oldu. kendini dış dünyadan bu kadar soyutlamış birinin, bir yabancının yanında ağlayabilmesi bu duvarı aşmaya başlamasının ilk adımıydı (sakuranın da isteğiydi).

    yine isimlerinin de sonbahar ve ilkbaharı temsil etmesi, ying yang, zıtlık temasını güçlendiriyor.

    biraz da subjektif yorumlar yapayım, bence tatlı bir filmdi fakat müziklerini beğenemedim örnek olarak your name deki müzikler çok daha güzeldi. ağlayasım da vardı güzel ağlattı. açıkçası bu kadar asosyal insanlarla empati yapamıyorum, yine de sonlara doğru az çok da olsa bana geçtiğini hissediyorum anlatmak istedikleri karakteri. klasik japonların asosyal güzellemesi. genel olarak beğendim.

    7/10 veririm.

    naçizane puanlama sistemim
  • parodileşmiş bir dram hikayesi.
  • ıyi de izleyecekseniz çok beklenti içine girmeyin. dram sevmeyen izlemesin boşuna. 10 üzerinden 7.5'luk bir anime filmi. çizimler ve hikaye iyi ama sadece dram etiketi taşıyamasina rağmen dramı yeterince ağır değildi.
  • romantik/dram türünde olan anime ı want to eat your pancreas olarak da biliniyor. romandan uyarlanmış olan yapımın bir de live action filmi çekilmiş, sanırım animeseverler bu live actionları kesinlikle önermiyor.

    animelerle alakası olmayan biri için izlemesinin zor olduğunu söyleyebilirim. son günlerini yaşayan hasta bir kızı anlatan film elbette konu bakımından pek de orijinal değil. ana karakterlerin altı tam anlamıyla doldurulamamış gibiydi. görsel durağanlık beni çok bunalttı. sahneler sanki bir tablo üzerine yapılmış seslendirmeler gibi saniyelerce değişmeden durdu. bu, anime denen türün genel özelliği de olabilir, bana hayli uzak olduğu için bilmiyorum. bunların yanısıra imgeler bence şaşırtıcı derecede sağlam kullanılmıştı. replikler genel itibariyle hoşuma gitti. olumsuz yanlarına rağmen beni duygulandırabildi ki bunu gerçekten beklemiyordum.

    --- spoiler ---

    kendimi daha farklı bir sona hazırlamıştım, sürpriz bir final oldu. sonlara doğru şaşırmak zevkliydi. tamam hasta kız ölmesi gerekenden daha önce ölüyor. buraya kadar çok büyük bir sıkıntı yok. ama oğlan defteri okumaya başladığında o kadar uzattılar ki duygulanmam gereken yerde sıkıldım. metin bu kadar iyiyken görselin böylesine garip olması beni üzdü. çok daha farklı yapılabilirdi diye düşündüm.

    -kusura bakmayın. yanlış kişiye sorduğumu biliyorum. ama.. ağlayabilir miyim?’
    kısmı benim için kırılma noktasıydı.

    --- spoiler ---

    ilk izlediğim anime olduğu için hoşlanacağımı sanmıyordum ama beklediğimden çok daha memnun bitirdim. daha iyi olabilir miydi? bence evet. yine de benim gibi farklı bir şeyler denemek isteyenler için romantik bir başlangıç olabilir
hesabın var mı? giriş yap