• farklı türleri için bkz.:
    (1) gıbta: onda var; bende de olsun.
    (2) hased: bende yok; onda da olmasın.
    (3) buhl: bende var; onda olmasın.
    (4) şuhh: onunki benim olsun.

    tersi yöndeki hisler için bkz.:
    (1) sehâ: bende var; onda da olsun
    (2) isâr: benim değil; onun olsun.
    (3) cûd: bende yok; ama onda olsun.
    (4) fakr: onda yok; bende de olmasın.

    (bkz: türkçenin yetersiz bir dil olması /@derinsular)

    tema:
    (bkz: osmanlıca /@derinsular)
  • sevdiğimiz biri bizim dahil olmadığımız bir hayal kurmaya başladığında, üstümüze çöken yalnızlık duygusu gibi bir sey. (bkz: maşenka) (bkz: nobokov)
  • inanilmaz kuvvetli ve tutkulu bir duygudur.
    kiskanirsin, ofkelenirsin..
    kiskanirsin, sahiplenirsin..
    kiskanirsin, nefret edersin...
    kiskanirsin, asik oldugunu farkedersin...
    ve
    kiskanirsin, arzularsin tamda bu anda sevismek yeniden senin oldugunu hissetmek istersin..
  • dozu çok yüksek, beni yerimden zıplatacak kadar yüksek. başta sakindi kağıt, bembeyaz duruyordu karşımda. kalemi kibrit gibi çaktım üzerine, alev aldı. bir kitap geçti elime. her sayfanın arkasına aynı ayarı tutturamayacak olsam da kendimce bir kaç satır karaladım. güçlü bir zehir, damarlarımda gezinirken çıkardığı sesi duyabiliyorum. aslına bakarsan kuşatan fiilleri oldum olası sevmedim. ele geçirmedim, elde etmedim, elimde tutmadım. herhalde bu yüzden ellerimde ellerini görmediğimde sadece gülüyorum. istediğin bu değil miydi diyorum kendi kendime. gölgem kadar yakınımda olmasını istedim, gölgem kadar karanlık oldu, dokunulmaz oldu ama bir yandan da gerçekten ilk defa biri sahiplenmelere gerek kalmadan benim oldu. bakıyorum, baktıkça zehir iyiden iyiye içime işliyor. hep uzakta, hiç dokunamadan kaybolabilme ihtimalinin korkusundan daha kötü aslında, birilerinin yakınında oluşun. dişlerimi kalbime geçirip zehri içimden uzaklaştırmaya çalışıyorum. işe yaramıyor ama şaşırmıyorum. her gece olduğu gibi bu gece de sadece saçlarının arasında uyumak istiyorum.
  • kıskançlık; sevginin görsel şölenidir :)
  • küçükken, sanıyorum annemin başkalarını -bizi mutsuz etmek pahasına- mutlu etme bağımlılığından dolayı yaşadığım ve hala arada sırada hissettiğim duygu. sanırım bana duyulan sevgiyi yazılı-sözlü-fiilî olarak görmek-hissetmek ihtiyacım buradan geliyor.
    o içimdeki mutsuz edilen çocuk, arada kanıt istiyor diyelim. neyse ki çabucak sakinleşiyor***.

    velhasıl, kıskançlık dediğimiz şey kötü aslında. düşündüğümde, ileriki safhaları çok çaresiz geliyor. kişinin kendisini iyileştirmesi gerek derin kıskançlık duygularında.

    özellikle ikili ilişkilerde kıskandırmak, kıskandırmaya çalışmak, sevgilinin sınırlarını denemek bana çok tehlikeli ve gereksiz gelir. çok güzel giden şeylerin içine saçma sapan zararlı otlar ekmektir çünkü.

    en kıskanmayan adam bile aklına bir şekilde (belki kendi bile farkında olmadan) giren bir kurtçukla geceler-günler boyu savaşır. evren de bu ya, algı orada ya, o kişinin karşısına hep o düşünceler ekseninde olaylar çıkmaya başlar. daha önce batmayan şeyler batmaya başlar.. yanisi gerek yok.

    hele bir de eski sevgililerin gereksiz güç ve sinir denemesi ve apaçık düşüncesizlikleri yüzünden ziyan olan ilişkiler vardır ki, buna sebep olan üçüncü tekil beyinsizlere egonu sikeyim pis narsist demek istiyorum.

    herkes, a'dan z'ye herkes, özellikle tetiklendiğinde çok acayip kıskanma potansiyeline sahiptir. bazısı, bu duyguyla savaşamaz, kendisini ve etrafını yıpratır ve ardından o durumdan bitkin ve travma sahibi bir şekilde uzaklaşır; bazısı ise elbet olanı biteni fark eder ve dev hasarlar görmeden ona bunları yaşatan durumdan hızlıca uzaklaşır.

    nedeni, süreci her ne olursa olsun, farkında olunması gereken, kaçılmaması gereken, farkındalığın arttırılması için kişinin üzerinde çalışması gereken histir. ikinci-üçüncü şahıslar söz konusuysa konuyu sakin bir şekilde dillendirmek iyi gelebilir.
  • (bkz: paranoya) kıskançlığı kirletmediği sürece çok temiz ve sevgi dolu bi duygu bence.
  • azıda fazlasıda zararlı olan şey, işte şey.
  • daha çok dişi çocuklarda vuku bulan; katı yürekli, merhametsiz, vicdansız bir biçimde sergilenen davranış...
  • ilişkilerde araya girip ilk önce hoşa giden sonra yıkıp götüren duygu. en sonunda tek bir cümle 'sen de babana çekmişsin sevdikçe öldürüyorsun.'
hesabın var mı? giriş yap